5 – ŞAHVELİ

Bu cami yapılırken Akyoldan şehre girmekte olan Antep suyundan istifade edilmek istenir. (1) Camiin şimal tarafındaki avlusuna 60 ı mütecaviz merdivenle inilir bir kastel (çeşme) inşa edilir. Bu kestele varmak için evvelâ garbe doğru inen 10—15 merdiveni geçmek lâzımdır. Bundan sonra merdiven şimal istikametini alır. Burası takriben 40 — 50 basamaktır. Birinci kısmın yani garbe giden merdivenin üzeri açık, diğerinin basamakları üzeri kayadan oyma ve kabla örtülüdür. (2)

Kastel ile Akyoldaki (Antep suyu) arasında— Amerikan hastanesinin altından geçen— geniş bir livas vardır. (3) Öyle ki buradan elinde mizrak bulunan bir adam serbestçe gidip gelebilir. Su bu kastelden sonra Kurbu Molla Ahmet, Kozanlı, kısmen Çukur ve Bey mahallelerindeki evlere — Kastelden itibaren kuyu, ilerledikçe Kane (havuz) olmak üzere — ve bu civardaki cami, hamam ve kastellere ve bir kısım bostanlara gider ve (Şahveli suyu) deye anılır.

Şahveli suyu, Suburcuna ve şehrin diğer kısmına giden sudan

çok fazla idi. Su kıtlaması oldağu zamanlarda Akyol tarafının suyu azaldığı halde bu tarafta susuzluk o nisbette hissedilmez. (4)

(1) Bu iddia tarihi hakikata uygun değildir. Ziyra Antep suyu 1122 tarihinde Kadı Mahir efendi tarafından mecrası yaptırılarak getirtilmiştir. Halbuki camiin inşası onuncu asrın başlan ve belki de onuncu asrın sonlarındadır. Şu hale nazaran Salihiye camiindeki kasteli kazdırılarak Amerikan hastanesi altından Antep suyunun alınma işi 1122 tarihinden sonra olmak lâzımyelir.

(2) Şu tarife göre Bu kastel; Pişirci, Hamam Gazel, Esenbek tipinde bir eserdir

(3) Livas: Tahtezzemin su yoludur ki kuyuları birbirine bağlar. Bir adamın müruruna müsaittir.

(4) Halkta Şahveli suyunun kesilmeyeceği kanaati vardır. Garip bir tesadüf olarak Antep suyunun borulara alınmasını da bu kanaatı kuvvetlendirmiştir. Çünkü hakikatan Şahveli suyundan istifade edenlerin kaneleri — bazı lağım ve yol inşaatı dolayısile inkıtaa uğrayanlar müstesna — kesilmemiştir. Şu vaziyet gösteriyor ki Şahveli suyu Batal suyundan gelmektedir.

Bundan (40) sene evveline kadar Şahvelî suyundan faydalananlar cami ve tekke için (tâkir) namı altında senevi bir batman şirik (susam yağı) ve yahut buna tekabül eden bir miktar para verirlerdi.

Sonraları kastelde su telvis edildiğinden yukarıda söylediğim erdivenlerin önü taşla örülmek ve diğer kısmı da doldurulmak suretile kapatılmış ve camii, tekkesi, müteaddit hücreleri bulunan Salihıye camii, Yukarı Şeyh camii. Şah veli .dergâh Salihiye diye anılan ve ecdadının asarı bulunan bu müessese. Gaziantep herbinde kâmilen harap olmuştur.

Şahveli sülâlesinden bir çok âlim, fazıl, şair şahsiyetler ve bir çok sahibi keramet şeyhler yetişmiştir. Bunlardan kalma yazma nüshaler, kitaplar camiin yıkılması esnasında mahvolmuş meydandan silinmiştir.

Bay Abdullah dedesinin dedesi olan Abdüşşekûr hakkında şu menkıbeyi anlattı:

Antebin bazı zengin âileleri servetlerine mağruren Abdüşşekurun karısını hor görürler ve kadın yanay akıla kocasına şikâyet edermiş. Bir gün gene şikâyet etmesi üzerine Abdüşşekûr ona kuyudan bir kuğa su çek der. Kadın dediğini yapar, kuğayı çıkarır ki ne görsün; ağzına kadar altınla dolu. Karısına görüyorsun ya biz herkesten zenginiz. Tanrı istediğimizi bahşetmeğe kadirdir. Fakat biz dünya malına itibar etmeyoruz der. (1)

Bay Abdullahın izahatı burade bitmiştir. Gelelim gösterdiği vesikalere:

Bunlardan birincisi harpten sonra camiin harabesi arasında bulup sakladığı taş kitabedir. Bay Abdullah bunu bana gösterdi. Takriben 40 — 45 ebadında ve çok sert beyaz bir taştan yapılmadır. Yazının bazı harfleri zedelenmiştir. Birlikte okumak istediksede tamamına muvaffak olamadık. Bir kaç gün sonra hocam Şakir Sabri ile beraber gittik. Epeyce çalıştıktan sonra hallettik. Makûk yazı şudur:

Müşrid-i- ehli tarikat Şeyhi ekmel Şehveli

Himmetile kıldı ihya bir sofa ol merdirah

Meclisi zikri Hudaye oldu mülhem tarihi

Dilkeş eyvanile buldu ziybini Beyti ilâh

(1) Bu efsanenin başka nevini Şeyh Fethullaha atfederler:

Başpınar- Sayı: 2 Sahife: 5 e bakınız.

(Devam edecek)

Toplayan: Cemil Cahit GÜZEL