6- ŞAHVELİ

Son mısraından Ebced hesabile 1046 tarihi çıkmaktadır ve anlaşılıyor kî tarih camie ilâve edilen bir sofanın inşası üzerine söylenmiştir.

Dilkeş eyvanile buldu ziybini Beyti îlâh

Mısraından bunu anlayoruz ve (Şeyhi ekmel Şehveli) ibare sinden de bu kitabenin Şahvelinin ölümünden sonra konduğunu istidlal ediyoruz. Çünkü ileride Şahveli vakıfnamesinin tetkikile anlayacağımız veçhile camııi ve tekkenin banisi ve mutlak hâkimi. ’Şahvelidir. Hayatta iken camie bîr sofa ilâvesi ancak onun iradesi ile kabildir. Bir kimsenin hususile Şahveli gibi fazil bir adamın kendi kendini (Şeyhi ekmel) deye tavsif etmiyeceğine göre kitabenin ondan sonra konulduğuna hükmetmek icap ediyor...

Diğer, vesikalere gelince: bunlar 6 parça kâğıttan ibarettir. İçlerinden en mühimmi bir asıl bir de suret olmak üzere iki nüsha Şahveli vakıfnamIIesidir. Diğerleri muhtelif tarihlerde verilmiş tevliyet ilâmlarıdır.

Şahveli vakıfnaesi Arapça olarak yazılmıştır ([1]) ve 1007 tarihini taşımaktadır. Muhterem üstadım Şakir sabri ricam üzerine Türkceye tercüme ettiler.

Vakıfname münderecatına göre: Şahvelinin babası Muhammed bey Ağca hüyük köyünde Talebei ulum için 10 adet hücre ve bir mescid yaptırmış ve buna birçok emlak ve arazi vakfetmiş ve kendisini (yani Şahveliyi) de buraya mütevelli yapmıştı. Bu emlak ve arazi.

1- Ağcahüyük küyünde Sacur nehri üzerinde bir değirmen ve değirmene mahsus bir parça arazi

2- Tılbaşar mezreasının iki sülsü

3- Maraşta bir ekmekçi dükkânı

4- Batal hüyük cîyannda 3 kıt'a bostan ve bunların içindeki 52 ceviz ağacı

5- Ağacahüyük civarında 4 kıt'a bostan

6- Ağacahüyük civarında 1 kıt'a Elma ağacı

16 Masere kazanı

ndan ibarettir. Şahveli de oğlu (Yakub) u mütevelli, diğer oğlu (Şah Murad) ı da bu vakıflar üzerine nazır tayin etti. Evkaf varidatından mescidin imamı (ferraş), ([2]) (mütevelli), (nazır) a para tahsis eyledi. Tevliyet ve nezareti kendilerinden sonra erşed ve aslah evlâda şart kıldı. Mesarifin tebdil ve tağyiri, vezaifin azaltılıp çoğaltması hakkı Şahveliye aiddir. Kendi sağ kaldıkça bu ev kafta nakil, tağyir. tahvil icra eder. Eğer bu köydeki hücre harap olur ve onlardan (istiğna hasıl olursa) cami için kâfi mıkdar varidat ayrıldıktan sonra bu vakıfların iradı Antebin garbinde Hayik mahallesinde kendi binakerdesi olan (Salihiye camii) ile bunun hücrelerinindir.

Şahveli bundan maada: Kendi mülkü olan arazinin de sülsünü vakfedip babasının vakıflarına zammeyledi ve bu vakıflar için de gene oğlu Yakubu mütevelli diğer oğlunu da (cabi) ([3]) tayin ederek varidatından mütevelli, cabi, müezzin, hatip, imaIm ferraş ve hücre sakinlerinin iaşesi için tahsisat ayırdı.

Bütün bu malûmattan sonra; Şahvelinin hayatı ve yaşadığı devir hakkında şunu istihraç adiyoruz:

Şahveli Hicrî 10 uncu asırda Gaziantebin Ağcahüyük köyünde doğmuş ve ömrü mezkûr köyde ve Antepte geçmiş, 11 inci asırda vefat etmiştir. Eserler telif edecek kadar eyi tahsil görmüş, şiirler yazmış, Post sahibi bir zattır.

Bu değerli adam hakkmdaki yazımı bitjrirken karilerimize şunu arz etmek isterim.

Bu tetkiklerde Geçen Şahveliye ait rivayetler tabii Halk inamlarına aid birer efsanedir.

Bir kış gecesinde kuru bağ çubuğunun yeşerip üzüm vermesine veya kuyudan kağanın altınla dolu olarak çıkmasına bugün kimse inanmaz. Yalnız bizde eski âdettir. Her büyük adama bu gibi efsaneler atfedilir ve keramet sahibi oldukları iddia olunurdu. Folklor toplayanlar bunları olduğu olduğu gibi almaya ve yazmıyamecburdurlar. Biz de bunu yaptık. Nitekim diğer Halkevleri folklor neşriyatında da, heyecan tevlid etmesi itibarile, bu gibi efsanelere yer veriliyor.

-Bitti-

Cemil Cahit GÜZEL


[1] Bu vesika mahkemei şer’iyenin 303 sicil numarasını taşımakta olup sureti Evkaf dairesinin bu işlere tahsis ettiği defterin 159 uncu sayfasında mukayyeddir.

[2] Ferraş: camiin temizliğine bakan kimse.

[3] Cabi: para toplayan.