Şakir Sabri Yener üstadımızın Kültür Derneği tarafından yayınlanan (Gazianteb’in Yakın Tarihinden Notlar ve Hatıralar) adlı eserinde okuduğumuza göre, şehrimiz Maarifinin gelişmesi için 64 yıl önce bir dernek kurulmuştur. Çeşitli yollardan yüzbinlerce liralık akar temin eden bu mahallî teşekkül, çok değerli hizmetler ettikten sonra, ilk öğretimin tam devlet idare ve kontrolüne geçmesi üzerine kapatılmış, akaratı da satılmıştır. İşin bundan sonra takip edeceği mantıki yol, bu satışlardan elde edilen paraların şehrimize, günden güne artan ilkokul ihtiyacına sarfı idi. Ne yazık ki, o vakitler hakkımızı arayamamamızın neticesi olarak bu paralar Ankara’ya yollanmış, başta Bursa Kız Lisesi olmak üzere diğer mahallerin kültür işlerine harcanmıştır.

İnsanın, şu hikâyeye inanmıyacağı geliyor. Benim dedemden kalan bir malı ona muhtaç da bulunduğum halde elimden al, başkasına ver. Şehir namına söz sahibi olanlar da buna seyirci kalsınlar. Doğrusu, aklın alacağı bir iş değildir.

Gaziantep’te mevcut ilkokulların ihtiyacı karşılamadığı, günde çift hatta üç öğretim yapılması ile sabittir. Bu yetersizlik bir yandan yavrularımızın cahil kalmasına bir yandan da öğrencilerin iyi yetişmemelerine sebep olmaktadır. Bu gerçekler artık hiç kimse tarafından inkâr edilmiyor.

Eskiden bir kimse, çocuğunu, ya okutarak kısmetini devlet kapısına bağlar yahut hiç okutmaz bir sanatkârın, bir tüccarın yanına çırak vererek serbest meslek adamı olmasını sağlardı. Şimdi, sanatkâr da yapsa, alışverişçi de yapsa okutturmak mecburiyetindedir.

Sanatkâr olmak istiyenler alaylı ustalar yerine sanat enstitülerini tercih ediyorlar. İster bilfiil ticaretle uğraşsın, ister bir tüccarın yanında aylıkla iş görsün, bu mesleğe atılan genç, muhasebe usüllerini bilmek zorundadır.

Çocuğu hangi tarafa yöneltirsek yöneltelim, bir okulun çatısı altında kafasını ve parmaklarını marifetlendirmek zorundayız. Bu gerçeği yakından görenler yavrularının körpe dimağlarını bilgi ve teknikin nurlarıyla pişirmek için can atıyorlar. Ne yazık ki, bu ateşli arzuların yerini çok vakit hayal kırıklığı alıyor.

Yılların tecrübesi göstermiştir ki, ilkokul yapımı meselesi ne dernek kurmakla, ne de hamiyyet sahiplerine sığınmakla çözülecektir. Bu davayı ancak devletin kudretli eli halleder.

Üzülerek söyliyelim, bu el şimdiye kadar Gazianteb’e uzanmamıştır. Üstelikde yukarıda belirttiğimiz gibi bu şehrin ecdadı tarafından bırakılan imkânları da elinden alınmıştır. Tevekkeli değil, ilköğretim çağındaki yavrularını okutmakta sonuncu geliyoruz.

Nüfusu hızla artan ve ilkokul ihtiyacı bu hıza uyarak fazlalaşan Gaziantep’te okul inşaası nüfus artışına ve ihtiyaca ayak uydurulamamaktadır. İlkokul yaptırma konusunda devlet mutlaka yardım etmelidir, hiç olmazsa alınan haklarımız iade edilmelidir.

Avukat Cemil Cahit GÜZELBEY