-Geçen sayıdan devam-

Sucuk içindeki badem, ceviz ve fıstıka (iç) denir. İplikler üzerine içler saplandıktan sonra (dal) adını alırlar. Saplanan iç adetleri evden eve değiştiği gibi cinsine göre de değişir. Ortalama miktar şudur.

Fıstık 12-16

1-4 ceviz: 8-9

tam ceviz: 6-7

Badem: 12-16

2-4 ceviz: 7-8

Dallar 60-80 santim uzunluğunda ve 2-3 santim kalınlığında (sucuk ağacı) denilen değneklere müsavi aralıklarla bağlanır. Sucuk üzerindeki dal sayısı da evden eve değişir. 13-18 arasındadır.

Sucuk saplanırken çocuklar için de (fener), (gelin), (ayna), (beşik) gibi oyuncakımsı şeyler de yapılır.

Fener; dairevi biçime getirilen bağ çubuğu üzerine dallar bağlanır. Bunlardan birer adedi atlanmak üzere bir kısmı yukarıda bir düğüm yapılır. Atlanan kısım da aşağıya sarkıtılır. Fenerin şekli üstüste konmuş bir mahrutla bir üstüvaneden ibarettir. Mahrut üsttedir.

Gelin: dallardan yapılmış bir müselles ile bir mürabbaın birinci üste ikinci alta ve mürabbaın alt dilinden bağlanmış dallar aşağıya sarkıtılmak suretile meydana gelir. Mürabba ve müelles ayrıca dallarla süslenmiştir.

Sucuk batırma: Bastık çalındıktan sonra masara kazanının iki tarafına birer (üçayak) kurulur. Bunların arasına (Sov) denen ve üstünde takriben 30-40 çengel bulunan bir ağaç uzatılır. Dallar bağlı bulunan sucuk ağaçları masara kazanındaki yaş ve sıcak bastığaa batırılır ve üzerinden de çömçe (tahta kepçe) ile bastık serpilir. Bununla gerek içler ve gerekse açıkta bulunan iplik kısmı üzerine ince bir tabaka halinde bastık yapışır. Fakat henüz aş bastık damlamakta olduğundan masara kazanının üstüne uzatılmış bulunan sova sucuk ağazında dalların mukabil tarafına bağlı iplikler asılır. Damlamak bittikten sonra güneşe maruz başka bir sova nakledilir. Bunlar birkaç dakikalık aralıkla 5-6 defa aynı şekilde batırılır ve bu ameliye sonunda iç ve iplikler üstünde yarım santimden fazla bastık yapışır. Havanın vaziyetine göre birkaç gün kurumıya terkedilir. Kuruma nihayetinde dallar sucuk ağacından koparılarak istif edilir.

Sucuk batırılan bastığın istenilen kıvamda yapılamamasından ötürü bazan bastık yukarıda tarif edildiği şekilde yapışmaz ve akar, buna [sucuk ağladı] derler ki şireciler için felakettir.

-Arkası var-