HACI BABA

Hacı Baba hakkında Sayın folklorcu Mehmet Halit Bayrı tarafından yazılıp. Eminönü Halkevince bastırılan (Halkşairleri hakkında küçük notlar) adlı kitapta verilen mufassal izahatı Şakir Sabrı Yener iktibas ederek dergimizin 10 uncu nüshasından 19 uncu nüshasına kadar tefrika etmişti. Ben de Hacı Baba hakkında derlediğim notları aşağı alıyorum:

1- Hacı Baba çok çirkin ve üstübaşı pejmürde bir dervişimiş. Bir gün büyükçe bir konağın önünden geçerken pencerede çok güzel bir kız görmüş, Hacı Babanın kendisine hayran hayran baktığını gören kız onun çirkinliğine ve pejmürde haline karşı pencereden başını uzatmış tuh deye tükürmüş. Hacı Baba bu hakaretten çok mahzun olmuş ve ağlıyarak oradan savuşmuş. O zaman âlemi

manada benden ne istersen iste deye nida olunmuş. O da Ya Rab şu memleketin ateşini sakla deye dua etmiş, derhal şehirdeki bütün ateşler sönmüş, günlerce kibrit, lamba, ocak, furun gibi ne kadar yakacak şeyler varsa bir türlü yanmaz olmuş. Bir gün Antebe ermiş zat gelmiş, ve şehirdeki vaziyeti görünce Ateşin Hacı Baba tarafından gizlendiğini haber vermiş; bunun üzerine Hacı Babayı aramışlar ve nihayet şimdiki türbesinin bulunduğu mahalde bulmuşlar ve yalvarmışlar. Hacı Baba, bana bir parça pamukla filan konaktaki kızın nikâhını kıyıp getirin demiş. Dediği yerine getirilmiş. Hacı Baba kıza utanmaz neye yanıma geldin demiş ve bir ah çekmiş ağzından çıkan bir ateş pamuğu tutuşturmuş ve bundan şehir tekrar ateşe kavuşmuş ve kendi de kıza hakikî çehresini göstermiş, kız birde bakmış; o yüzüne tükürdüğü kimse misli bulunmaz güzel bir adam. O sırada Hacı Baba ortadan kaybolmuş. Kız da aşkından deli olmuş ve bu dertle de ölmüş, gömüldüğü yere de kızın adı verilecek (Çıksorut) denmiş. Hacı Baba için de yatıp kalktığı yere bir kubbe çatışmış.

Görülüyor ki bu rivayetle Halit Bayri tarafından neşredilen rivayet başka başkadır. Birleştikleri nokta: Hacı Babanın ataş saklaması işidir.

2- Halit Bayrı Serkenez tesmiye edilen türbenin bulunduğu tepe civarındaki bağların ve arazinin Hacı Babanın vakfı olduğunu kaydediyor.

Gaziantep Evkaf müdürlüğü Vakıfname kayıd defterinin 98 inci sahifesinde 1203 tarihli bir vakfiye vardır ki üstünde şu ibare yazılıdır.

(Hacı Babalı oğlu vakfı demekle maruf Debbag Esseyyid Hacı Osman vakfı hücceti şerifesidir). Vakıfname münderecatına göre;

Debağhaneli Mehmet oğlu Esseyyid Elhac Osmanın vefatından sonra vasiyeti vechile su aşağısı mevkindeki iki evlekten biraz fazla bostan zevcesi Emine Hatun kız kardaşi Emine ve kardaşı oğulları Durak Mustafa ve Veli namlarına, Durak Mustafa ve kız kardeşinin kocası tarafından vakıf tesis ediliyor. Burada iki şey calibi dikkattir. (Hacı Babalı oğlu) sözü ile Esseyyid Elhac Osmanın Debağhaneli oluşu. Vakıfnamede Serkenezden bahis yoktur. Mahkeme şeriye sicilleri tetkik edilirse belki başka malûmat elde edilebilir.

3- Sayın Halit Bayrının notlarında (Kurban), (Aydın) babaların Hacı babanın kardeşleri oldukları rivayete müsteniden kayıtlıdır. Gaziantebin Halkevi Broşürünün Evliya Çelebi seyahat namesinden iktibasen aldığı malumatta Antep ziyaret ve Şeyhleri hakkında izahat bulunduğunu bundan evvelki tetkiklerimde arz etmiştim. Bu izahat arasında (Kurban) ve (Aydın) babalardan bahsedildiği halde Hacı Baba hakkında bir malumat yoktur. Buna nazaran Hacı Babanın Kurban ve Aydın Babalarla kardeşliği şüpheye düştüğü gibi merhumun Evliya Çelebinin Antebe geldiği 1058 tarihinden sonra yaşadığı anlaşılmaktadır. Tabakhane mahallesinden Hacı Kalender demekle maruf zat Hacı Babanın Rifaî tarikatına mensup olduğunnu beyan etmektedir. (bacaksızın Hafızı) diye anılan iki gözden mahrum ve tabiatı şiiriyeye malik bir kadının Hacı Baba hakkında bilgisi olduğu ve hatta onun için yazılmış bir şiir de bildiği söylenmekte ise de bu kadının beş on sene önce öldüğü anlaşılmıştırç akrabalarından da bir şey tesbiti mümkün olmamıştır.

Yazan: C.C. GÜZEL