Bu Mevzua devama Başlarken

İki sene önce Şahveli hakkında derlediğim malûmat arasındaki efsanevî kısımların intişarı o zaman bazılarınca hiç te iyi karşılanmamış, hatta yazının son kısımlarının basılması Ali Nadi ve Şakir Sabri üstadlarının ısrarı üzerine ve ayrıca birkaç satır ilâvesile mümkün olmuş. Bu vaziyet bir folklor maraklısını teessüre sevk etmeğe ve onda karşısındakilerin folklore telâkkisine biygâne olduklarını kanaatını uyandırmaya kâfidir.

Eminönü Halk bilgisi haberleri dergisi büyü ve efsun formüllerine kadar neşrederken benim Şahveli gibi adı tezkirelere, Edebiyat tarihlerine geçmiş bir şahsiyet hakkındaki tetkiklerimin bu akıbetle karşılaşlması, teesüsr ve kanaatımın yerinde olduğunu gösterir.

(Halk bilgisi toplanmalarına rehber) adlı kitabin 4 üncü kısmının 12 numara bölümünden aynen aldığım şu satırlara bakın-

56- Dinî menkıbeler, düalere, şeyhlere, mâşeri vicdanın teveccühüne nail olmuş şahsiyetlere ait menakıp ve mucizeler. Hikâyeler… in tesbiti…

Bizim yaptığımız bundan başka birşey değildir . ( Şeyh camii ) hakkındaki etüdümü neşrettiğim zaman bu husustâki mesaime acır gibi bakan nazarlarla, bunu bir gerileme telâkki eden sözlerle karşılaşmıştım, işte sırf bu gibileri tenvir ve ikna için (Meşhur Şeyhler ve ziyaretler) başlıklı yazıma başlarken maksadımı açıkça anlatmıştım[1]

Biz bu etüdleri memlekette geri zihniyeti hortlatmak için neşretmiyoruz ve şahsan da böyle kanaatlara yer verenlerden değiliz. İki kelime ile şuyuz folklor maraklısı Bir taraftan bu marakımızı tatmin ederken diğer taraftan da bir hizmet yaptığımız fikrini taşıyoruz.

Antep folklorunu tesbit ve neşretmek bir Antepli olmak hasebile vazifemizdir. Bundan ötürü kendimizi teşekküre bile halkı görmiyoruz. Ancak teşvik görmeyi gönül ister. Bundan da vazgeçtik. Bari gölge etmesinler….

Kafalar 20 senedir Cumhuriyet nurile yıkanıyor. .Artık bâtıl itikatlara, efsanelere aldananlar yoktur. Bu gibi neşriyattan tehaşi etmek Antepte Arapça şarkılı filmlerin oynanmasının yasak edilmesi gibi birşey olur. Asırlarca Halebe bağlı olarak kalan Gaziantep Türklüğünden birşey kaybetmek şöyle dursun onlara Türkçeyi öğretmiştir. Resmî devlet lisanının Arapçalaştığı bîr devirde Arapçayı, Araplığı benimsemiyen bu bölge Türkçülük çereyanlarının en kuvvetli zamanında, Cumhuriyet devrinde mi Araplaşacaktır. Bu bizi iyi anlamamadan doğan bir haksızlıktır. Sırf folklorcu olarak mevzumuza devam edeceğiz.

Yazan: Cemil Cahit GÜZEL


[1] Başpınar – Sayı 16-17, Sahife: 16