(Sayfa 262’den Devam)

Cilt: 127

Sayfa: 58 Ferman (Genelge)

Tarih: 1185 (1771)

Zer-i mahbup ile fındık altunu adındaki sikkelerin menfaat kastı ile toplanıp Mısır’a götürüldüğü, orada eritildiği, yeniden düşük ayarlı sikke kesildiği, bu sebeple Mısır basımı zer-i mahbup’un zen cirlisinin 110 para, fındıklısının 155 paraya, İstanbul zer-i mahbubunun 3, fındık altınının 4 kuruştan rayiç verildiği.

Cilt: 127

Sayfa: 21

Tarih: Rebiyülâhır ortası 1185 (Ağustos 1771)

Antep Müftüsü Mahmut Efendi, Eski Müftü Külli zade Mustafa, Nakıp zade Halit Efendi, Nakiybüleşref Kaymakamı Müdebbir Ali Efendi, Basmacı zade Mehmet ve Şeyh Mehmet Efendiler, Battal zade Mehmet Sadıkağa, Kamalak zade Abdurrahman Ağa, Dede zade Mehmet Ali Ağa, Dirdar Haci Ali Ağa, Zıddı zade Mustafa Ağa, Gergeri zade Yahya Ağa, Yeniçeri ileri gelenleri, Alemdarları, Elbeyli Boy beyi Himmet, Aşiretler ileri gelenleri, Burç nahiyesi, Çarpın, Âkpınar, Güceğe, Ceyde, Öğümsöğut Mertmenge, Karadinek, Tıhnatan, Tılbaşar, Mezriası, Zıranbu, Cidet köyleri muhtarları, ileri gelenleri birlikte konuşarak şu karara vardılar:

Bir iki seneden beri Halep, Maraş, Antep çevresinde dolaşarak haydutluk etmeyi huy edinen Okçu İzzetdunlu, Kılıçlı, Bektaşlu, Kilis Ekredi, Türkmen Oy maklar, hacı kafilelerine, şehir ve köylere saldırarak, yağmacılık, adam öldürme suçlarını işlemekte olduklarından haklarında birkaç defa ferman çıkmıştır. Bundan böyle silahlı olarak gece gündüz uyanık bulunulacak bu haydutlardan birine rastlandı mı, hemen üzerine yürünüp icabına bakılacak, durumdan öbür köy ve şehirlere haber ulaştırılacak, bundan ötürü yapılan masraflar bu karara varanlar arasında paylaşılacaktır. Bu hususta hepimiz sözleştik.

Cilt: 127

Sayfa: 6 Sözleşme

Tarih: 20 Zilkade 1186 (13 Şubat 1773)

Antep Bilginleri, Ayanı, eşrafı, ileri gelenleri, Yeniçeriler, Köy muhtarları, ihtiyar kurulları Güceğe köyünde toplandılar. Yençeri serdarı Hacı Mehmet Ağa, Birinci Bölükten Korkak Oğlu İbrahim ve 8 arkadaşı, onuncu bölükten eski Serdar Çolak Mehmet Ağa ve 3 arkadaşı, 71’nci cemaattan Senih zade Mehmet Ağa ve 8 arkadaşı söz olarak:

Şehrimizde oturur Yahudi ve Hıristiyanlar eskiden beri şarap basıp açıkça içmektedirler. Ehli İslamdan Yeniçeriler ve başkaları da buna alıştıklarından, şarabı önce Yahudi ve Hıristiyaniardan tedarik ederlerken şimdi kendileri de basmaya başlamışlardır. Kahvehanelerde, evlerde meclis kurup açıkça içmekte ve gece gündüz çarşı ve pazarlarda, sokak aralarında sarhoş gezmekte, halkın dini ne, imanına küfür etmekte, ırzlarına tecavüz eylemekte, adam öldürmektedirler. Güya yeniçerilere şarap içmek haram değildir diye diye telkin yapıldığından Yeniçerilerle ilgisi olmuyan kimseler Yeniçeriyiz diye ortaya çıkmaktadırlar. Bu hal bir taraftan vergilerin toplanmasını zorlaştırmaktadır. Bir yandan memleketin düzenini bozmaktadır. Özet olarak söylüyelim ki: Halkın güven ve rahat kalmamıştır. Her kim işlerse hemen yakalanıp zabıtaya teslim edilecektir. Hakkında kanuni gereği yapılacaktır. Böylece söz birliği ettik dediler.

Cilt: 129

Sahife: 46 Not

Tarih: 17 Şevval 1108 (10 Mayıs 1697)

Bu sayfada kayıtlı 17 Şevval 1108 tarihli Avariz fermanına göre Tılbaşar kadılıktır.

Tılbaşar bugün Oğuzeli’ne bağlı bir köydür. Sacır Suyu’nun sağ sahilinde bulunan köyün bir kilometre kadar doğusunda şimdi bir höyük halinde bulunan kalesi bulunmaktadır. Kalenin üstünde burç kalıntıları görülmektedir. Bu iç kaledir. İç kaleyi %3 yüz metre aralıkla çerçeveliyen ve teceikieri andıran dış kale kalıntıları vardır. Tarihi kaderi Gaziantep kalesinin aynı gibidir. Gaziantep bir ara Dulkadir oğullarına geçtiği zaman Tılbaşar Mısır Memluklarında kalmış,

Nafak boğazındaki Cansız hüyüğü iki kasaba ve kazanın sınırını teşkil eylemiş, her ikisini birlikte Osmanlılara geçmiştir. Bu ciltteki belgelerden anladığımıza göre hicri onbirinci yüzyılın başlarında Tılbaşar Anteb’in bir nahiyesi ise de belge gösteriyor ki kadılıktır. Yani mahkeme teşkilatı bulunmaktadır. Buna göre Tılbaşar’dan mahkeme 1108’den sonraki bir tarihte kaldırılmıştır.

Cilt: 129

Sahife: 80 Not

Tarih: Cemaziyelevvel 1101 (Nisan-1690)

Cemaziyelevvel sonu 1101 tarihli beratla İmam Gazali türbesi için iki akça gündelik ile Çırakdar tayin edilmiştir. Çırakdar geceleri türbenin mum ve kandillerini yakan kimse olsa gerektir. Gaziantep’te halk çırakada huddem der. Bu kelimenin hademe ile ilgisi açıktır. İman gazeliye izafa edilen bu türbe kalenin batıdaki genel kapısını izleyerek uzanan tonoz çatılı galerinin tam kale üstüne ulaştığı yerde sol tarafta bir burç içindedir. Halen harap bir vaziyette durmaktadır.

Cilt: 129

Sahife: 55 not

Tarih: Şevval başı 1108 (Nisan 1697)

Şevval başı 1108 günü belgede (Antep kalesinde vaki İmam Gazalî) ibaresi geçmektedir. Türbeye beratla cüz okuyucusu tayin edilmektedir.

Cilt: 129

Sahife: 78, 81 Not

Tarih: Cemaziyelâhır 1101 (Nisan 1690)

Dülük Baba’da bir zaviye (Tekke) ve bunun bir de vakfı bulunduğu Cemaziyelahır sonu 1101 tarihli Cabi, Recep ortası 1101 tarihli şeyhlik tevcihine ilişkin beratlardan anlaşılmaktadır. 88’nci sayfada tevliyet berate da vardır.

Cilt: 129

Sahife: 89 Not

Tarih: Cemaziyelahır sonu 1061 (Haziran 1651)

Cemaziyelahır sonu 1061 tarihli belgeye göre Tımar defterdarlığı adında bir müessesenin bulunduğu Antep’e yapılan bir tayinden anlaşılmaktadır.

Cilt: 129

Schife: 45 Berat

Tarih; 19 Şevvel 1108 (12 Mayıs 1697)

Bilginlerden Antep Müftüsü İvez Efendi dilekçe sunup Zülkadriye medresesinin günlük 3 akça vazife ile müdderrisliğine dahil itibariyle bundan önce kendisi ne tevcih olunup üzerinde olmakla (Musıla-i sahn) itibar olunmak için inayet buyurulmasını rica etmekle Şeyhülislam Mevlana Feyzullah Efendi’nin işaretleri gereğince adı geçen medreseye Musıla-ı sahn itibar olundu.

Not: Yukarıdaki belgeden Zulkadriye medresesinin yüksek öğrenim yapılan bir medrese olduğu anlaşılmaktadır.

Cilt: 129

Sahife: 23

Tarih: Muharrem 1108 (Ağustos 1696)

Mahalleler:

Boyacı, Bey, Senginakkaş, Karacalar, İbnikör, Ehlicefa, Cevizlice, Kürkçüyün, Kürtüncüyün, Şehreküstü, Çukur, Tışlak, Şarkiyan, Kızılcamescit, Ali Nacar, İbni Eyüp, Hayır Müslüman, Bostancı, Ammo, Kanalıcı, Sengi hoş kadem, Yahni, Cabi, Akyol, Hayik Zimyan, Tarlayı Atik, Kayser, Tarlayı Cedit, Töbe, Eblahan, Kastel, Saniyi Tavil, Kayacık, Nefs Kuzanlıma (Bu kelime okunamadı), Zincirli, Bostancı, Molla Ahmet, Tarlayı Cedit, Bey, Şehreküstü, Haci Baba, Kayacık, Kozanlı.

Yukarıda görüldüğü üzeri avaris vergisi dolayısıyla tanzim edilen Muharrem başı 1105 tarihini taşıyan mahalle cetvelinde Şehreküstü, Kozanlı, Kayacık, Bey Bostancı, Tarlayı Cedit iki defa yazılmıştır. 1108 yılında Antep’te 39 mahalle olduğu anlaşılmaktadır.

Aynı sahifeyi takiben kayıtlı köyler:

Burç Nahiyesi:

Zemge, Zevkir, Akpınar, Güveççe, Lohan, Narlıca, Gırıcek (yahut Girlcik), Kilisecik, Agcakent, Kâfir höyüğü, Oruç Gazi, Kızılca Kent, Kefercebel, Cidet, Keferbostan, Güllüce, Tıhnatan, Kelpin, Mavzit, Mandol, Zülfikâr, Karadinek, Araplar, Cartıl, Öğümsöğüt, Karahüyük, İbrahimli, Üç kilise, Soyluca, Kantara, Göksüncük, Şöhme, Karacaviran, Ceyde, Cuba, İnce su, Hezek, Mertmenge, Kulibey, Kiliseciği, Kızılcahisar, Simavin, Yaylacık, Mezra-ı Dülge, Vahna, Batalhüyük, Arıl, Arahgini, Karapınar, Rumevleği, Çağırkan, Atabey, Ebbini, Burç, Mahraman, Güreniz, Seger, Karakuyu, Sipke, Cibekir, Etne, İki Ahır, Şahmelik, Gerciğin, Tihumuz, Çakkal, Mezra-ı Çamlı, Amcaburç, Küllü, Orul, Cücege, Bedirkent, Beylerbeyi, Rumtil, Hıyam, Keret, Kumsal, Sarı Buğasak, Nalın Hüyüğü, Tekirsin, Göllüce, Tohtamır, Belenkendi, Pevirge (Birkaç köy adı okunamadı)

Tılbaşar nahiyesi: Rumevleği, Bostancık. Şiveydin, Sipke, Güdevir, Pehlevan Çukuru, Arkık, Zıramba, Ulumasere, Matrani, Karaca Veyran, Çapalı, Körkün, Babilge, Tılhalit, Ağcaburç, Kınnap, Kara çomak, Beredin, Hülümen, Zambur, Aynafar, Ağlıca, Alaca, Miskis, Kilisecik, Katevir, Mazmahor, Nafak, Şart, Ergün, Küçük Masere, Dehebi, Sarmı, Sarpı, Nurgana, Kemmun, Kumru, Harbette, Elmalı, Telsevei, Tileyli, Uruş, Kılavuz, Süleymani, Mezrlası, Tılbaşar, Beşdeli, Hengirmen, Erbigen (Yahut Erbüken), Haral, Dakurcun, Segerkent, Sevindi, Tümp, Hameri, Tilhamit, Arapazı, Kerer, Eşref, Geneyik,

Burç nahiyesine ek: Kayakendi, Beyalıca, Karacaburç, Burtu, Ernebi, Fenk.

Tılbaşara ek: Dikmetaş, Yona, Kürt Osman, Buhani, Erşitil, Zagiye ve Kutlumuş, Kantara, Dahni, Bavagır, Barna, Kozluca, Yüregir.

Not: Sipke ve Akçaburç, Seger her iki nahiyede de geçmektedir. Bunun sebebi anlaşılamamıştır.

Cilt: 130

Sahlfe: 285 Buyurultu

Tarih: 21 Sefer 1185 (6 Haziran 1771)

Mısır ve Rakka valisi Seraskeri Numen Paşa’dan Antep Kadısına ve başka ileri gelenlere:

Kahire’de isyan eden Ali Bey ve avanelerinin dağıtılmaları ve yakalanmaları için Antep, Kilis ve Azaz’dan savaşa elverişli bulunan yeniçerilerin Kilis Kaymakamı Halil Paşa ile birlikte Şama hareket etmeleri hakkındaki emir üzerine yeniçerilerden bazılarının Antep tarafına kaçtıkları tarafımıza bildirilmiştir. Geldiklerinde yakalanıp kalebent edilmeleri Allah’ın yardımı ile o tarafa geldiğimizde ihmali olanların cevaba gücü yetmiyeceğinin, buna göre düşünülmesi ve gereğinin yapılması için iş bu buyurultu Rakka divanından gönderildi.

Cilt: 130

Sahife: 268

Tarih: 6 Zilhiççe 1184 (Mart 1771)

Kilis ve Azaz sancağı mutasarıfı Halil Paşa görevli alarak Antep’e geldi: Zıddı Zade’nin evinde bütün üleme, eşrap, ayan, imamlar, hatipler ve esnaf şeyhleri toplandı. Tabak esnafından Haci Mehmet oğlu Ahi Baba Ali ve 43 arkadaşı söze başlayarak:

Talha Beşe, Yaprak aşısı oğlu Ömer ve arkadaşları, bir süredir kendi hallerinde olmayıp gizlice toplanıp fesatlık çıkartmakta, haydutları tahrik etmekte, her işe karışmaktadırlar. Esnafımızdan sâdâttan, başkalarından, bir kimsenin şeran sabit olan haklarının yerine getirilmesine zorluk çıkarmakta, engel olmaktadırlar. Esnafımızdan veya başkalarından kendine uyan haydutları toplayıp ulemadan ayandan belli kişilere de dayanarak fesat bayrağını çekmekte, mahkemeye zabitan konaklarına, Voyvada sarayına, silahlı olarak saldırmakta ve küfür etmektedirler, çarşıları kapatın gelip geçenlere çatmakta, dövmekte, hakaret eylemektedirler. Mallarına, ırzlarına tecavüz eylemektedirler. Bundan bir süre önce kılıçlarını çekerak Hüseyin Paşa Cami kapısını kesip etrafını çevirdiler. İçinde bulunan öğrenci ve öğretmenlere kurşun attılar, küfür ettiler, akla gelmedik zorbaları yaptılar. Böylece şehrin asayişi bozuldu. Şeriat hükümleri işlemez oldu. Ancak şehir ahalisinin ayaklanması ile kaçtılar. Bundan böyle bu gibi hareketlere kalkanları yakalamak üzere ahdımisak eyledik. Bu akde aykırı hareket zuhurunda hazineye 25 kuruş ödemeyi kabul eyledik.

Cilt: 130

Sahife: 237 (Hüccet-i nezr-i Yeniçeriyan)

Tarih: 2 Muharrem 1194 (2 Ocak 1780)

(Devam edecek)