(Sayfa 110’dan devam)

oymağı bir süreden beri Antep köylerine ve Halep Eyaleti içinde bulunan Munbuç ve Ravandan köylerine tecavüz eylediklerinden bunların tedip edilmeleri bize düşmektedirler. Yanınıza alacağınız askerlerle birlikte Barak aşireti üzerine giderek bunları düzen altına almanız için görevlendirildiğiniz hakkında işbu buyrultu Halep vilayeti divanından verildi.

Cilt: 140

Sayfa: 180

Tarih: 10 Cemaziyelahir 1233 (19 Mart 1817)

Antep Müftüsü Hacı Arif Efe’ye selamdan sonra bildirilirki: Antep’te Ahali arasındaki iyi tutumun tarafımıza bildirdiğinden yapmakta olduğunuz müftülük görevinde bırakıldınız gerektirki müftülük işinde muteber kitaplara göre fetva verim imzalarında Antep Müftüsü olduğunu açıklayasın Selam

Mekki zade Mustafa Asım

Cilt: 140

Sayfa: 181

Tarih: 20 Rebiyülevvel 234 (19 Ocak 1819)

İşbu 1233 yılı tanrının hikmetiyle bütün akar sular kesilip Batalhüyük pınarı da kurumuştu. Elhamdülillah işbu şubatın 1.ci ve rebiyülevvelin 20.ci Çarşamba günü saat 5’de eskisinden fazla olarak ortaya çıktı. Garip olaylardan olmakla şükür ve hamd ederek işbu sicile kayıt olundu.

Cilt: 140

Sayfa: 182

Tarih: 1234 (1816)

İşbu 1234 yılı muhterem başında cümle marifetiyle verilen yeni narh teşrinevvelin 4.cü günü buruya kaydedildi.

Koyun etinin bir batmanı: 44 para Pöçsüz kuyruk bir batmanı 110 para, şırlağanyağı (susam yağı, Şirik) kıyyası 11 para, Menenkiş yağı kıysı 9 para.

Cilt: 140

Sayfa: 279

Tarih: 17 sefer 1233 (28 Aralık 1817)

Antep ileri gelenlerinden Müftü Hacı Arif Ef., Eski müftü Selim Ef., Müderris Kethüda zade Hacı Yasin Ef., İmam zade Mehmet, Vakibüleşeref kaymakamı Mehmet Emin Ef., Battal zade Mehmet Sadık Bey, Miralay Mehmet Bey Kale Dizdarı Mehmet Emin Ağa, esnaf şeyhleri toplanarak Barazi aşireti ağalarından Gazel oğlu demekle belli Ramazan oğlu Mustafa, Ali Bayram oğlu Ali Oğlu Ramazan ve arkadaşlarına, eşkıya tecavüzleriyle bölgenin özellikle Tılbaşar bucağının asayişi bozulup bubucak halkının malları ve hayvanları eşkıya tarafından zorla elinden alındığından bu nahyedeki Kandevir, Yüregil, Karaca veyran, Mıklığı (Halk mıktıfı derdi), tutani, Barak dağı, Bumbuç nahyesinin Bitlice, Kumsurun, şeybilecen’de oturup 60 süvari ila eşkıya saldırısının özlenmesi, köylerin iltizam bedellerinin vilayetçe karşılınacağını bildirmeleriyle, ve teklif eylemeleriyle bu istekleri kabul ve tescil edildiği. Tanıklar: Ulemadan Hafız Mustafa, Hüsnü Maasurî Osman Ef., Külli zade Mustafa Şevket ve Osman Saip Ef.ler, Bedesten şeyhi Hasan Ef.

Cilt: 140

Sayfa: 284

Tarih: Cemaziyelevvel 1233 (Mart 1818)

Bu sayfada bazı beytlerle et ve ekmek narhları yazılıdır. Beytlerden iki tanesini aşağıya alıyoruz:

Hisaplaştık o şuh ile bezm-i vuslatta

Bizim o yare geçti ziyade geçmişimiz

Hab ı nârdan kaltı Rağıp gitti Nerkis koynuna

Esti bir bad-ı muhalif gider Serkis koynuna

Et narhları:

17 şubat 1234 para koyun eti

25 şubat 1234 56 para koyun eti

10 mayıs 1234 52 para koyun eti

18 mayıs 1234 48 para koyun eti

24 mayıs 1234 44 para koyun eti

Bunun altında ekmek için şu kayıt var: İşbu 1233 yılı cemaziyelevvel ayının onuncu ve Martın beşinci günü zahire darlığı sebebiyle ekmekçiye 2 para zam için müsaade olunup ekmeğin batmanı 16 para olmuştur.

Cilt: 140

Sayfa: 304 Ferman

Tarih: Recep başı 1233 (7 Mayıs 1818)

Osmanlı Memleketinde ölen İran uyrukluların mal ve eşyalarının Beytilmal memurları ve başkaları tarafından elkonulup para istendiği İran sefareti tarafından bildirilmiştir. Bu gibi hallerde ölen iranlılara ait terekenin, mirasçılarına gönderilmesi için İran tüccarlarına teslimi ve işlemin sicile kaydı hakkındaki 1149 tarihli emre uyulması.

Cilt: 140

Sayfa: 308

Tarih: 25 Zilkade 1233 (27 Ekim 1818)

Birecik Halkından Hacı Balıoğlu Yusuf Ağa’nın uygunsuz hareketleri yüzünden Antep’e göçerek burada oturan ve eşyaları zaptolunan kimselerin bu eşyalarının İstirdadı ve defterinin tutulması.

NOT: Bu belgenin altında 20 kişinin adları yazılıdır. Bunlar yukarıda sözü geçen ve malları zaptolunun kimseler olsa gerektir. Hacı Balıoğlu Yusuf’un müteğal libe bir kimse olduğu ve nerden gönderildiği anlaşılmayan bu emrin ayrıca Birecik’e de gönderildiğini tahmin ediyorum Eşyası zaptolunan kimseler arasında adı geçen (Fahrülmeşayih şerafetlu Hacı Baba) nın soyundan gelenler Halen (Erol) soy adını taşımaktadırlar. Şair Şeyh Abdurahman Ef. ele oğulları Haslp, Adil, Edip aydın ve seçkin kişilerdir. Adil iyi bir müzikçi, Edip geniş kültüre sahip aynı zamanda Fransızca bilir bir kimse idi. Hasip Gaziantep savaşına katılarak kurtuluş davasına hizmet etmiş bi yiğitti şiirleri de vardı.

Cilt: 140

Sayfa: 138

Tarih: Zilhicçe başı 1236 (Eylül 1821)

Maraş Valisi Mehmet Celaleddin Paşanın tatar ağası Hüseyin ağanın Antep’ten Urfa’ya giderken paşaya ait olup Antep’te Mütesellim Haşan ağaya emanet bırakılan 6.500 kuruşluk mal ve eşya yağma edildiğinden ve paşa bunun 1.500 kuruşundan vazgeçmiş, eşyanın bulunması imkânsız bulunduğundan şehir ileri gelenlerinin kalan 5.000 kuruşun ödenmesini kabul eylemişlerdir.

Cilt: 140

Sayfa: 139

Tarih: Zilhicce 1236 (Eylül 1821)

Celaleddin Mehmet Paşanın silahdarı ve Antep mütesellimi Hasan Ağanın adamı Süleyman ağa, Antep’te çıkan ayaklanmada 3.073 kuruş tutarında eşyası yağma edildiğinden bahsile dava etmekle 1.073 kuruşundan vazgeçtiğini bildirmesiyle şehir ileri gelenlerinin kalan 2.000 kuruşu ödemeyi kabul eyledikleri zilhiçce 1236

Cilt: 140

Sayfa: 140

Tarih: 20 Zilhicce 1236 (20 Eylül 1821)

Rakka ve Maraş valisi Mehmet celaleddin paşanın adamlarından Artin vekili Hazine kâtibi Yozgadı Osman oğlu Ebubekir, paşanın Maraşdan Rakka’ya gidişleri sırasında Antep Mütesellimi Hasan Ağaya emanet bırakılan 1.3447 kuruşluk eşya ve malları çıkmış, 4.047 kuruşluk kısmından vazgeçilmiş bulunmakla memleket ileri gelenleri ve esnaf kalanını ödemeyi kabul etmeleriyle.

NOT: 1236 yılında Antep’te çıkan, Vali Mehmet Celaleddin Paşaya karşı olan ayaklanmada, mütesellimi bulunan Hasan Ağa’nın konağı yağma edilmiş ve halk paşayı şehre sokmamak için direnmiş, neticede girmiş, İsyana katmanlardan bir bölüm halk şehir dışına kaçmış, Antep sıkıntılı günler yaşamıştır. Vali şehre girdikten sonra yağma edilen mal ve eşyanın tesbiti, geri alınması, bulunamayanların bedellerinin tazmini için Paşanın hazine kâtibi Yozgatlı Osman oğlu Ebubekir zarar görenlere vekil olarak mahkemeye dava açmış, yargılama sırasında kaybolan eşyanın tazmini istenilen bedellerinden bir miktarından vazgeçilmiş, kalanıda şehir ileri gelenleri ve esnaf tarafından ödenme taahhüdü ile karara bağlanmıştır.

Cilt: 140

Sayfa: 124 Rayiç cetveli

Tarih: 1238 (1823)

Bir batman ekmek 12 para, koyun eti 50 para, pöçsüz kuyruk 100 para, pirinç 50 para, yogurt 8 para, Bal 300, Peynir 42, İç yağı mumun her biri 4 para

Cilt: 140

Sayfa: 115

Tarih: Rebiyülevvel ilki 1239 (Kasım 1823)

Dülükbaba’da Dülükbaba Zaviyesi adında bir tekke bulunduğu ve o çevre de bir derenin adınında Şeker Deresi olduğu.

Bu sayfada adları geçen o devrin ünlülerinden kimileri:

Müderris kabak zade Mehmet Ef., Mısırlı zade Mehmet Ef., Kebabcı şeyhi zade Süleyman Ef., Hürre zade Atar Ali, Çıbıkcı oğlu Ali Ef., Kalender zade Halil Ef., Sübhan verdi zade Emin Ef.

Cilt: 140

Sayfa: 117

Tarih: 5 sefer 1239 (12 Ekim 1823)

Suret-i Hüccet-i Kinisa

Ermeni cemaati ileri gelenlerinin başvurmaları üzerine başşehirlerde olduğu gibi Heyik zimyan mahallesindeki kilise ve okullarının her türlü tekâlif ve salyandan muafiyetlerine.

NOT: Metinde kinisa olarak yazılan sözcüğün kilise olduğu anlaşılıyor. Şimdi Tepebaşı denilen Devlet ve Amerikan hastanelerinin bulunduğu tepenin bir adınında Heyikbaba dağı olduğu bilinmektedir. Bu adın eski tırahom hastanesi yanında bulunan ve halen ortadan kalkmış bulunan Heyikbaba adlı ziyaretten aldığı açıktır. Ancak kentdaşımız Ömer Asım Aksoy Heyik sözcüğünün Türk Dil kurumu tarama dergisinde (tarassud) anlamına geldiğini, “Gaziantep’in üzerine kurulduğu tepelerden birindeki Mahallenin adı olması itibariyle bu manada yeri ile tam bir uygunluk” bulunduğunu kaydetmektedir. (Halkevi konuşmaları sayfa: 79-80 Heyik sözcüğü ile Ermeni Hayık adı arasında bir benzerlik bulunduğu ortadadır. Vaktiyle bu çevrede Heyik Zimyan, Heyik Müslümün adlarında iki mahalle vardı.

Cilt: 140

Sayfa: 120

Tarip: 23 Şeval 1237 (15 Temmuz 1822)

İran üzerine giden ordunun başkomutanı Mehmet Emin Rauf Paşa’nın emrindeki askerlerin ihtiyaca için satın alınması gereken 10 bin baş koyunun her biri 10 kuruş hesabıyla bedelleri, mübaşir ücreti, ve başka masraflar için Antep köy ve şehirlerine yapılan salyan masrafları.

NOT: Salyalılarda hesabı basitleştirmek için her köy ve mahalleye mali durumuna göre bir veya daha fazla akçe olarak kuruş olarak bir sayı veriliyor. Toplanılacak para bütün köy ve mahallelerle verilen bu sayılar toplanıp masrafı gösteren sayı buna bölünüyor. Mahalle ve köylerin her biri için belli bulunan sayılar aksim sonu elde edilen sayı ile çarpılınca her köy ve mahallenin ödeyeceği salyan parası ortaya çıkıyor. Buna göre büyük ve zengin mahalle ve köylerin, genel masrafın bölünmesiyle ortaya çıkıyor. Buna göre büyük ve zengin mahalle ve köylerin, genel masrafın bölünmesiyle ortaya çıkan rakamla çarpılan sayısı daha büyük olduğundan vergisi şüphesiz daha fazla oluyor. Her köy ve mahalleye verilen sayının şehir ve kasabanın ileri gelenlerinin toplanıp tesbit ettikleri anlaşılmaktadır. Belgedeki cetvelde Antep mahallelerinden en çok salyan, mükellefiyet yükletilen yer şehreküstü, köylerden Burç’tur.

(DevamEdecek)