(Sayfa 61 den devam)

ve İzmir gibi büyük şehirlere kısa zamanda götürülerek satılmaktadır. Taze fıstıkları ihracaatçı da alarak dıştaki kırmızı kabuğu maniplasyon ile çıkarıp ihraç edebilmektedir. Ağaçtan toplanan taze fıstıklar kurutulduğu zaman 1.000 gramdan 500-550 gram kuru fıstık elde edilebilmektedir.

B. Kuru Olarak Pazarlanma

Fıstığın kurutulması amacı ile toplanmasına Eylül’ün son haftasında başlanılır, Ekim onbeşe kadar devam edilir.

Kurutulma esnasında bazı fıstıklar sürtünme neticesi üzerindeki kırmızı kabuğundan soyulursa da bu büyük miktar teşkil etmez, buna el kavlağı tabir edilir.

Mahsulün pazarlanması türü üzerinde bir oran yapılırsa, 100 esasına göre %90’ı kırmızı kabuklu olarak kurutulur. %7’si taze olarak toplanır. %3’ü'de kendiliğinden yukarıda izah ettiğimiz üzere kavlak hale gelir.

C. Depolama

Fıstık istihsali, her sene muntazam olan diğer tarımsal ürünlerin aksine ancak iki üç senede bir normal rekolte gösteren bir mahsûldür. Türkiye’de fıstık mahsulü ekim ayında yetişir ve 20 gün içinde toplanır. Fıstığın rutubet almayan temiz ve havalandırma imkanı bulunan depolarda saklanması lazımdır. Bu taktirde kırmızı kabuklu fıstık, bozulmadan 3-7 sene muhafaza edilebilir.

Bilhassa mahsulün bol olduğu senelerde, fıstıkların iyi şartlar altında depolanabilmesi, fıstık ihracaat fiyatları üzerinde büyük önem teşkil edecek bir sebeptir. Rekolte durumu yakınen izleyen Amerikalı alıcılar mahsulün bol olduğu yıllar düşük fiyatla mal almakta ve bunları kendileri saklamaktadırlar.

Depolama imkânı satıcının elinde olduğu takdirde, piyasaya gerektiği zaman mal çıkararak, aşırı fiyat düşmelerini önleyecek ve bu konudaki döviz gelirini belli bir seviyede tutmak mümkün olacaktır.

Yetiştiricilerin kendilerine ait depoları olmadığı gibi Gaziantep civarındaki kooperatiflerin de depolama yerleri yoktur. Bu yüzden, müstahsil mahsulünü Gaziantep’e Fıstık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği’ne getirir. Ancak, fıstık piyasasının en büyük İhracatçısı olan Birliğin de depoları ihtiyacı karşılamaktan uzaktır.

Birliğin fabrikadan bozma 300 tonluk bir binadan başka deposu yoktur. Fıstıklar umumiyetle şehrin muhtelif semtlerinde kira ile tutulan, ikinci üçüncü katlardaki üç beş ton mal alan otel ve han depolandığından, müstahsilin malını getirdiği anda almak ve istenildiği gibi depolamak mümkün olamamaktadır. Bu sebeple müstahsil, malını daha çabuk mübayaa eden ihracatçıya daha düşük fiyattan satmayı tercih etmektedir. Gaziantep’deki tetkiklerimizde ihracatçının depo sıkıntısı içinde olduğu görülmüştür. Bugün, Gaziantep içinde modern, geniş, havalandırma tertibatlı bir tek depo bulunmamaktadır.

Depo noksanlığının meydana getirdiği zararlar

1. Malını mensup olduğu kooperatife veremeyen, bu yüzden Gaziantep’e kadar getiren ve günlerce bekledikten sonra düşük fiyatla satmak zorunda kalan üretici zarar etmektedir.

2. Yukarıda, vasıfları normalin iki üç misli üstünde olduğu belirtilen bu fıstıklar, gayri müsait bir durumda olan depolar sebebiyle değerinden çok şey kaybetmektedir. Bu depolarda, rutubet haşeret ve havasızlık dolayısıyla güvelenme, küflenme, çürüme sıklet kaybı ve fare tahribatı olmakta ve her yıl 5-8 ton kadar fıstık ziyan olmaktadır.

3. Depolara ödenen kira, maliyete kilo başında 5-10 kuruş arasında tesir etmektedir.

4. Muhtelif semtlerde binaların ikinci ve üçüncü katlarındaki depolama yerlerinden maniplasyonlar için bir çok kereler yükleme, boşaltma ve nakliye ücretleri ödenmesi mecburiyeti gene maliyeti yükseltmekte kâr ve döviz gelirinin düşmesine sebebiyet vermektedir.

5. Elverişli olmayan depolama yerlerinde kontrol imkansızlığı ve rutubet sebebiyle aşırı sıklet kaybı da küçümsenemiyecek bir zarara ve neticede memleketin döviz kaybına sebep olmaktadır.

6. Durumu Türkiye’deki acenteleri vasıtası ile yakinen takip eden Amerikalı ithalatçılar, bilhassa mahsulün bol olduğu senelerde bir an önce satma zorunluğundan istifade etmekte ve fiatları düşük seviyede tutma imkanını bulabilmektedirler.

7. Elverişli şartları haiz depolara kaldırıp, ihtiyaç oldukça piyasaya sürme imkânı olmadığından, şiddetli fiyat dalgalanmaları ile karşılaşabilmektedir.

D. Standardi̇zasyon:

Antepfıstığının standardizasyonu önemli bir konu teşkil etmektedir. Mevcut sisteme göre, Antep fıstıkları kavlatıldıktan sonra tane iriliklerine göre tiplere ayrılarak, ihraç olunmalıdır. Fakat tatbikat öyle olmamakta boy sınıflamasından arta kalan küçük fıstıklar, tüccarın ümit ettiği kazancı sağlamasına mani olduğundan, ekseriyetle hiç bir ayırım yapılmadan iç ve dış piyasalara sevkedilmektedir.

Sınıflandırılmış malın satış imkanları fazla olacağı ve çeşitli sınıf mal için değişik fiyat temininin mümkün bulunacağı ve bunlardan daha önemli olarak, alıcının güvenini kazanması bakımından, standardizasyon tüzüğünün bilhassa ihraç edilecek fıstıklar için daha sıkı tatbik edilmesi icap etmektedir.

Dördüncü Bölüm:

MÜSTAHSİLİN EKONOMİK GÜCÜ VE ÇEVRE EKONOMİSİNİN KISACA TAHLİLİ

Bölge fıstık müstahsilinin esas karekteri, ziraatçı niteliğindedir. Toprağı ile bizzat uğraşabilen, geniş fıstık bahçesi olan kimseler pek azdır.

(Devam edecek)