(Sayfa 93’den devam)

Mahsulün verim periyoritesi değişken olduğundan, mahsül senesi ile az mahsül senesi arasında bazen, 3-5 sene ğibi bir zaman geçmektedir. Az mahsûl senesi arasında bazen öyle muazzam farklar olmaktadır ki, iyi senede 20 bin ton karşılık, kötü senede ancak 2 bin ton fıstık olmaktadır. Örneğin; 1962 senesinde de sadece 1000 ton fıstık elde edilmiştir.

Ekseriyetle üretici mali gücü elverişli olmadığı için, malını iyi senede değerlendirerek kazançlı olmaktadır.

Mahsulün iyi olmadığı yıllar, % de 100’e varan faizli para alarak borçlanmaktadır. Mahsul iyi olduğu yıllar fiatlar düştüğünden, üretici aldığı borç parayı ödemek için tazyik edilmekte, bu takdirde de malını günün değer fiatından satmak zorunda kalmaktadır. Böyle olunca mal hemen, tefeci ve komisyoncuların eline geçmektedir. Piyasada süpekilatif çalışan tacirden, parasını çalıştırma kabili yetinden yoksun olan tasarruf sahipleri ev kadınlarına kadar küçük fiyatla fıstık depolamaktadırlar.

İhracatçı tacirlerinde mali güçleri zayıf olduğundan onlara fıstık deposu yapamadıklarından, kendi imkânları ile hatta bazen maliyetin altında ihracat yapmaktadırlar.

A. MÜSTAHSİL GURUPLARININ TAHLİLİ

Fıstık üretimiyle uğraşan üreticileri başlıca üç ana guruba ayırabiliriz.

1. Büyük Müstahsiller:

Bu gurubun hududunu senelik istihsal ortalaması 10 tondan fazla olanlar olarak sınırlandırıyoruz.

Topraklarda teknik ziraat usulünü uygulayanlar azınlıktadır. Gübreleme, ilaçlama ve ağacın bakımı ile ilgilenenler istikrarlı üretim yapmaktadırlar.

Mahsülleri değerlendirme imkânına sahiptirler. Çoğunun yerleşme yerleri şehir olduğu için ve ayrıca iştigâl konuları olduğundan mali rahatlık içerisindedirler. Türkiye’nin senelik fıstık istihsalinin %15’ni üretmektedirler.

2. Orta Büyüklükteki Müstahsiller

Senelik istihsal ortalamaları 3 ton ilâ 10 ton arasında olanlardır. Bu guruba giren yetiştiricilerin hâkim karakteri bir çoğunun köyde ikamet etmeleridir. Normal bir mali güce sahip oldukları gibi, teknik zirai usulleri tatbik edebilme yetenekleri henüz yeni doğmağa başlamıştır. Bugün için bilinçli tarım yapamadıklarından üretim miktarı düzensizdir. T.C. Ziraat Bankasından aldıkları çok az krediler gayeye uygun olamamaktadır. Üretimin olmadığı yıllar, tefecilerden yüksek faizli kredi almak zorunda kaldıklarından birçoğu borçlu durumdadırlar. Bu sebeple üreticiler, yetiştirdikleri fıstıkları gereği gibi değerlendirmek imkanından yoksundurlar. Türkiye, senelik fıstık rekoltesinin %30-40’nı üretmektedirler.

3. Küçük Müstahsiller

En çok istihsalleri 3 ton olanlardır. Bu guruba giren yetiştiricilerin belirli karakteri toprağına bağlı oluşlarıdır. Kendi güçleri ile Teknik ziraatı yapabilecek

güce sahip değildirler. Mahsulün olmadığı yıllar bir çoğu borçlu durumdadırlar. Bu sebeple yüksek faizli borçludurlar. Borcun ağır faiz yüzünden kurtulmak için, bir çoğu mahsul ağaçta iken satmak zorundadırlar. Türkiye senelik üretim ortalamasının %45-50’ni, bu guruba giren üreticiler yetiştirmektedirler.

B. Çevre Halkının Mili Gelirden Payı

Gaziantep ve diğer fıstık yetiştirici iller Devlet Plânlama Teşkilatının yerinde bir görüşü ile, iktisaden geri kalmış bölger arasına alınmıştır.

Milli gelirin fert başına düşen miktarı, gerçek bir hesaplamaya tabi tutulursa, diğer bölgelere nisbeten düşük olduğu görülür.

Bölge bitki örtüsü: tahil, üzüm fıstık, zeytin, kısmen hayvancılıktır. Toprak, ormansızlık ve sulama imkansızlığıyla verimsizdir. Kültürsüzlük ve teknik ziraatı uygulamamaya buna ilave edilince, topraktan geçinenlerin mali güçleri ağaçlığa kavuşacaktır. Bu durumun daha açık belirtisi, köy nüfusunun hızla güneydoğunun merkezi durumunda olan Gaziantep ve Diyarbakır’a doğru aktığı ve dolayısiyle yerleşme probleminin bulunduğu bir gerçektir. Köyde çalışabilecek emekçi nüfusun güneydoğunun bir çok köylerinde bulabilmek zorlaşmıştır.

Üzüm, zirai maliyetin altında değerlendirildiğinden, bu ürünün tarımından fıstık, ve zeytine doğru bir kayma başlamıştır. Hızla ekim devam etmektedir. Gelecekte fıstık ürünü önemli bir seviyeyi bulacaktır.

Beşinci Bölüm

ANTEP FISTIĞINDA FİAT VE İHRACAATA FİAT

A: FİAT

1. Fiatın Durumu

Ortalama olarak taze toplanmış 100 kg fıstıktan, 50kg Kuru Antep fıstığı elde edilir. Bundan dolayı %18-20 kabuk firesi verilir ki, ortalama olarak 100 kg taze fıstıktan 40kg Kuru kavlak Antep fıstığı elde edilmiş olur. 1 kg kabuklu yaş fıstık 1970’de 5-6 TL’dir. 1 kg taze Antep fıstığının maliyet ise 360 kr.

Çiftiçinin eline geçen fiat 1kg. yaş kabuklu Antep fıstığı için 4-5 TL’dir.

Antep fıstığı, Tarım Satış Kooperatiflerince müdahale alımları yapılmaktıdır. Bunun fiatı her yıl değişmektedir. Tahminen Kuru kırmızı kabuklu olarak fiatı, 6-10 TL. arasındadır.

Antep fıstığı, Türkiye’de Gaziantep, İstanbul, İzmir, Mersin olmak üzere 4 Ticaret Borsasında muamele görmektedir.

1950-1960 tüketim fiatları seyri, ihraç fiatı seyrine paralel alarak bu fiatları 25-50 kr. Altında seyretmiştir. Bu fiatlar toptan alım fiatları olup perakende alım fiatları ihraç fiatlarında 2-4 TL’si farkla 12-14 TL’si arasında değişmektedir.

1962-1966 beş yıllık devrede, Türkiye’de ihraç edilen kabuklu ve kabuksuz Antep fıstığı ihraç kıymetlerinin, ihraç miktarlarına bölünmesiyle bulunan FOB ihraç fiyatlara göre değişmektedir.

2. Fiatlar Arasındaki İlişkiler

1970’de bir kilogram toptan kabuklu yaş fıstık fiatı, 5-6 liradır. Çitçi eline geçen fiat bir kilogram kabuklu yaş Antep

(Devam edecek)