Tevfikin matbu bir eseri yokutr. Hatta hususî surette bir araya toplanmış bile değildir. Bende 13 parçası vardır. Bunlardan yedisini arkadaşı Nadir Bektaş, (2) altısını da kardeşi Mustafa Yalap vermiştir.

Ekserisini mizahî manzumeler ve hicviyeler teşkil eden bir çok şiirlerinin bulunduğunu işittim. Fakat yukarıda bahsettiğim 13 parçadan maadasını elde etmek kabil olmadı. Bunlara göre Tevfikin edebi şahsiyeti hakkında hüküm vermek acele olur. Yalnız mizahî şiirlerinde diğerlerinden daha muvaffak olduğu kanaatmdayım. Bunda yerli kelimeler, tabirler geçmektedir. Yarım kalan bir gazelinden şu dört mısraa bakın:

Ehli olmaksızın esrar içenin

Bir arık çeşmine derya görünür.

Bir topak içse fakir bir adem

Boz aba hilati ziybâ görünür.

Gaziantepten huruç hareketile çıktıktan sonra Birecikte bir kebapçı dükkânının duvarına yazdığı şu parça sanki, bizim gibi gurbette baklava ile lahmacma hasret çekenlerin dillerinden yazılmıştır:

Bais oldu baklava hasreti berbadımıza

Yetiş ey tepsi yetiş lutfile imdadımıza

Kebabı görmiyeli hastai bî tab olduk

Bakmadı Urfa kebabı bile feryadınıza

(2) Nadir yukarıda adı geçen Ender’in oğlu olup Tevfikin en samimi dostlarındandır. Ölümünde şu mersiyeyi yazmıştır:

Yürü hey zalim felek çarhın kırılsın dönmesin

Lânet olsun her seherden çarhma devranına

Mihverin ateş alıp yansın tutuşsun sönmesin

Tâki gelsin Hallacı Mansur bakup her yanına

Ol dahi küfrü savursun hem gazabla titeresin

(Tuh) deyüp tiğın çeküp çalsun hemen gerdanına

Hasılı yok hem bulunmaz sende aslâ merhamet

Yok edüp yakmaktan özge başka düşmez şanına

Neyledin zalim! Ne yaptın? Sanki çok halt eyledin

Nadirin Tevfikını çektin götürdün yanına

Domatesli kebabı görmiyeli gözlerimiz

Gelmez oldu ferah aslâ dili nâşadımıza

Midemiz matem eder gözlerimiz kan ağlar

Hazreti lahmiacin geldiği dem yadımıza

Okuduk cümle kadayifcilere, aşçılara

Metelik vermediler nazmı nevicadımıza

Merhumun küçük kardeeşi Mustafa Yalap bana yukarıda bahsettiğim şiirlerle birlikte içinde saz semaîleri ve şarkılar bulunan bir tumar nota verdi. Bunların hangileri Tevfika aiddir? Kıymeti nedir? Bu hususta söz söylemek bilgite ve kudretim haricindedir. Halkevimizin edebiyat ve ar şubeleri elele vererek müteferrik bir surette hafızalarda bulunan şiirlerile; bestelerini ve armonize ettiği yerli Türküleri toplayıp bir Broşür neşrederlerse çok eyi olur.

Musikî kısmında bu iş en eyi eserleri olan talebelerinden Harputlu Ahmet ve muallim Fuat Uraka düşer.

Netice; Tevfik hakkında bildiklerini esirgemiyen Ali Nadi Ünler, Nadir Bektaş, Mustafa Yalab'a teşekkür ederim.

Bir kaç parçası:

Çarhı feleğin nikbeti devranına düştüm

Bâranı belâ yağdığı bir anma düştüm

Tahrir dünürken ezelî defteri takdir

Allah bilir amma mutlaka sol yanına düştüm

Seyreyler iken necmi cemalini o yarın

Dalğmlık ile çahi zenahdanına düştüm

Taştan mı yaratmış acaba kalbini Allah,

Rahmeylemedi destine, damanma düştüm.

Lâmi kerem umdukça zarar gördüm ibaddan

Hallâkı Kerimin deri ihsanına düştüm.

Saki kereme et bedei gülfamı dolandır.

Gel ağızımı bir busei gabgable sulandır.

Zahidlerin efsanesine, lafına bakma

Hep vaz-ü nasihatleri herze, bezeyandır

Ukbadeki kevser ile cennet onun olsun

Kevser meyimiz, meclisimiz bağı cinandır

Ney nağmede, mey dönmede, bey cilvede daim

Yaran kamu neş’e ile bade keşandır.

Lâmi yürü sen ömrünü zevk etmeğe hasret

Ezvakı safasız geçen evkat ziyandır.

Yine cebler delinip kalmadı fülsü ahmer

Metelik sinii divandan oldu ekber

Ne fikir rahat eder derdi duyundan gündüz

Ne gece ta besabah gözlerime uyku girer.

Borçlunun döşeği ateşten olur derlerdi

Benim esvabıma da düştü bugün nari şirer

Bazı servet denilen şeyi görüp rüyada

Pençe pençe cebime doldururum sim ile zer

Nerde görsem yine Azraili gördüm sanırım

Aşçı, bakkal, kasap, ekmekçi, kebapçı, berber

Melekilmevt adamın canını bir kerre alır

Amma bunlar mütemadi kiseden pare çeker

Derdimi ben gibi bir müflüse sordum dedi ki

Buna hiç gam yeme, müflüsleri Allah da sever

Ah Yâ Rarab yine (burası okunamadı)

Para çok aklı yok ahmakça bir âdem göndür.

(Lâmi’a) halini üstadına ilâm etsen

Acep etmez mi sana lutfi inayet Ender.

Yazan: C. C. GÜZEL

-Bitti-