(Sayfa 134 den devam)

Antiyaküs ise eski Yunan ağzında (Andiya eke-andiya ekesi) manasına kullanılmışdır. Tabirde Andiya şehri beyi, büyüğü, prensi mânası vardır. Demekki daha eski devirlerde, Andiya adını taşıyan maruf bir şehir varmış. Bu Andiyayı, gelecek incelemeler için bir ışık tutması bakımından (Anita) şeklinde de okuya biliriz. Tarihi tararken bir takım hadiselere şahid oluyoruz.

Andiya şehri neredeydi?

Eski Hattiler ve Mitaniler zamanında Mısırlıların Naharina adını verdikleri bölgeyi, Asurlular devrinde (Nayri) şekline sokulmuş olduğunu görüyoruz. Evet Nayri amma, bu Nayri memleketi, Van gölünden Kızdırmağa kadar uzanan sahaya aidmiş.

Tabii biz eski görüşlerin coğrafyayı ilgilendiren tarifleri üzerinde durmıyacak ve kendi incelemelerimize göre yerli coğrafya düzeni üzerinden hadiseleri inceliyeceğiz.

Diyarbekir tarihinde bildirildiğine göre Asur kralı ikinci Sargon (727-705) tahta geçişinin sekizinci yılında Karkamış kralı (Epizir) ve Şinokta kralı (Taballi Kayako) üzerine atılarak ikisini de yenmiş ve yakalıyarak ikisini de bir hapishaneye tıkmışdı. Buradan da Rumyegölünün batı çevresi farzolunan Manay ülkesine atılan Sargon, Bu bölgede bir çok şehirleri almışdır. Asur kralının Manay ülkesine atılışının sebebi şöyle açıklanıyor:

Bu iki kral, Urartu kralı birinci Ruzasın tahrikine kapılarak (Aikarta) kralı (Matati) ve (Amildaş) kralı (Bugadati) ile Asur aleyhine birlik yapmışlardı. Sargon önce Amildiş kralı Bagadattiyi yenmiş ve sonra da Manay kralı (Ulusun) ve Zikarta kralı Matati ile Urartu kralı Ruzas üzerine yürümüşdür. Bu yürüyüşünde Sargon ise önce Manay ülkesine atılarak merkezi olan (İzirtu—Zirtu) şehrini yağma ve tahribeylediği gibi bu arada da (Zibya) ve (Armit) şehirlerini ele geçirmiştir. Bu iki şehri de yakıp yıkarak harabe haline getirmiştir.

Fotoğraf:Gaziantep Caba höyükte bulunan Eti eseri

Asurlular devrinde (Andiya) şeklinde hafifleten şehrin asıl hüviyeti bu Anitaob tabirinde yaşamaktadır. Çünkü eski Zalpa şehri, o kadar kuvvetli bir devlete merkez idiki, Anita ancak bu şehri alarak kralı (Huzziya)yı esir ettikten sonra büyük krallığını ilân edebilmişdîr. Bu eski Zalpa şehrinin yerinde bu gün Kilisin eski (Com) nahiyesi dahilinde ve Suriye bölgesinde kalan (Zelfe) köyü bulunmaktadır. Selefküs Bikatörün anası bu eski şehre mensupdu. Bu sebepledirki ana tarafından nisbeti olan bu şehrin adına izafeten kendisini Zelfe ekesi manasına gelen Selefküs denilmişdir. Nasılki babası Lazihama da mensubolduğu eski Andiya ve Anitaoba nisbetle (Andiya eke-Anitaobeke) adı verilmişdir. Bu sebepledirki, Büyük İskenderin hegemonyası altına geçen geniş memleketin, ana baba yurdu olan Naharina bölgesi üzerinde kendi hükümet dairesini kurmak için uğraşmış ve buna da muvaffak olmuşlardır. Bu günün tarihi bilgisine karanlık kalan bu gerçeğin, gelecek derin araştırmalarla anlaşılacağını umarak bu bahse son veriyoruz.

Yapılan incelemelerden anlaşılacağı üzere bu bölge İsüv oğlu Rumun tutunduğu mıntaka olarak bizi gülümsemektedir. Çünki Antep’in çoğu bitişiğindeki Taş-Rumevlek bunun en başta gelen örneğidir. Taşurnmevlek sözünde, (Rum ocağı toprağı) manası olduğu gibi, Antiohos sözünde de Rumocağı memleketinin Andiya ekesi ifadesi verilmişdir.

Buraya kadar uzanan incelemelerin neticesi, bölgemizin çok eski bir Rum diyarı olduğu noktasında birleşmekdedir. Not olarak ta şu araştırma şeklini arzedelim ki

Fotoğraf:Gaziantep civarında bulunan Eti eserlerinden bazıları

Sub—Sofdağı ülkesindeki Apummi kalesinin yerinde bulunan kala harabesi— Hüyüğü altında bir çok kaynaklar vardır. Bunlar sırasiyle doğudan batıya (Adıyaman pınarı, Başpınar, Tutlupınar, Bayrampınarı, Kocasökün, Cennetpınarı, Alıcı).

Bunlardan başka ayrıca (Çardak, Karapınar) denilen pınarlar da bulunuyormuş. Antep ili Sofdağı arasında ise (Gerdek) adını taşıyan bir yer varmış. Fakat en garibi ise eski kalanın doğu başında bir (Adıyaman pınarı) oluşudurki bunun pek te yeni olmaması gerekir, adeta gerçek hüviyeti bu gün tesbit edileıniyen (Maanoğlu köprüsü, Alleben deresi) gibi olacakdır.

ESKİ NEŞAŞ—NİSA, KANEŞ, PURUŞHANTA, SALATİVAR, HATUŞAŞ, KUŞŞAR ŞEHİRLERİ

Eldeki kaynaklara göre bu şehirlerin bazıları için bu güne kadar bir yer tesbit edilememişdirki bu şehirler arasında, geçen bahiste görülen Zalpa ile Kuşşar, Puruşhanta, Salativar da vardır. Fakat Kaneşin, şimdiki Kültepe yerinde, Neşaş— Nisan’ın Ankara çevresindeki Muratlı hüyük, Puruşhanta’nın, Kayseri yerinde olduğu gibi, Karsaura’nın da yine bu bölgede bulunduğu hakkındaki görüşler, tabiatiyle, ön ve son olarak Hatuşaş merkez şehrinin Kızılırmak çevresinde olduğuna göre ayarlamışdır. Halbuki Hatuşaş şehri, ancak üçüncü Hatusil tarafından ve ön (1300) tarihinde Hattilere merkez yapıldığı anlaşılmışdır. Bu gerçeğin karşısında ileri sürülen fikirleri, mutlak bir nas şeklinde kabul etmiye imkan görülemez. Mademki durum böyledir. Öyleyse üç eski şehirle, araya giren Salativar şehirlerinin bu günki yerleri nereleri ola bilecekdir. Zira Hattilerin gerek eski ve son boylarının Naharina bölgesinde gelişmiş olduklarını kesin olarak bildiğimize göre, bunları da bu bölgede aramak gerekmez mi?

Öyle sanıyoruzki durum şöyledir:

Zalpa

Zelfe,

Neşaş – Nisa

Nizip

Kaneş

Anez

Puruşhanta

Bazınta

Salatıvar

Çıldır – aba

Hatuşaş

Hatuşağı

Kuşşar

Bu şehir daha kuzey doğudadır. Antep bölgesiyle, şimdilik ilgisi olmadığı için yerini açıklamıya lüzum görmedik.

Tasavvur ettiğimiz yerlerde, şimdiye kadar bir vesika elde edilememesinin sebebi ise, ilkönce buralarda derinden araşdırma yapılmamış, yapılamamış olması, sonra da araşdırma yoluyla istenilen verimi sağlıyamıyacakları mütaleası da, üçüncü Hatusil tarafından nakledile bilecek abidelerin mümkün olduğu kadar asıllarının kaldırılarak Boğazköy Hatuşaşına götürülmüş bulunmasından başka nakilleri kabil olmıyanların da Asurlular ve daha bazı Hatti hasmı yerliler tarafından mahvedilmiş olduğu neticesine bağlanabilir. Yapılan derin incelemeler, bize bu kanaati vermişdir. Yalnız Çıldır—aba sözünün Çıldır kısmı, Salativar karşılığı ve galet şekli olduğunu ve sondaki (Aba) lafzının da sonraları bölgeye hakim olan Aratniler tarafından katılmış bir ek olacağını kabuletmek geıekdir.

Hattilerde Hatuşaş adıyla ve Milli mabud Hattiye nisbetle kurulmuş şehir, yalnız Boğazköy Hatuşaşı olmadığı anlaşılmakdadır. Bunlardan Biri yukarda geçen (Hatuşağı)’dırki Kilisin eski Com nahiyesi dahilindedir. İkincisi kuzeydoğudadır. Şimdiki adı (Kitiş)’tir. Üçüncüsü, İkincinin biraz batısında yine (Kitiş) adiyle marufdur. Dördüncüsü ise şimdiki (Hatuşaş)’dır. Kral Anitasın yıktırdığı bunlardan İkincisidir. Hatti an’anesi gereğinde bir daha imar edilemiyerek hava mabudunun serbestçe dolaşmasına bırakılmışdır. Uzun süreceği için bunlar hakkındaki inceleme sonuçlarını burada göstermiye lüzum görmedik.

MARZUMAN ŞEHRÎ

Bu gün bölgede bir çok tarihi şehirlerin kalıntılariyle karşı karşıya bulunduğumuz şüphesizdir.

(Devam edecek)