-Geçen Sayıdan Devam-

Bu dertle Ankaraya kadar giden Âşık halini şu türküsüyle –tabiî gıyahî olarak- en büyük Türk’e anlatmıya çalışıyor:

Derde talip oldum tabibim sensin

Derdime bir derman bulmıya geldim

Türklerin hâkimi İnönü İsmet

Senin hup cemalin görmiye geldim.

Uça uça kanatlarım yoruldu

Ah çekmeden kara bağrım delindi

Gizli derdim bütün halka bilindi

Sorsana bir defa ben neye geldim

Bir yârim var idi elden aldırdım

Açılmış gülümü geri soldurdum

Yitirdim aklımı divane oldum

Eleman kapuna dermana geldim

Bir bahçe yetirdim gülden fidandan

Gönül vazmı geçer Gül perihandan

Kalbimin nurusun severim candan

Sürünüp kapuna mürvete geldim

Aşık Hüseyinim kırmızı güldür

Sevdiğimin adı Gül perihandır

Derdimin dermanı bir sende vardır

Hakkın emri ile katına geldim.

Aşık Hüseyin yakan, kavuran, kül eden aşkının ateşini ve gurbet acısını şu türküsiyle ne dertli anlatıyor:

Derdin düşüp te abdal olduğum

Mecnun gibi çöle saldı dert beni

Aşkına düşeli divane oldum

Şimdik ilden ile saldı dert beni

Aşkın ile gurbet ilde gezerim

Yanağı benlide kaldı nazarın

Derdine düşmüşem hekim gezerim

Tabibten tabibe saldı dert beni

(Geriden) Baka baka yüreklerim eridi

Ah çekmeden kemiklerim çürüdü

Kahve gibi tavalarda kavruldu

Kül etti göklere saldı dert beni

Aşık Hüseynin der ben mecnun oldum

Sürünür sürürünü kapuna geldim

Yekgeda yalınız başıma kaldım

Şimdik buralara saldı dert beni

Âşık Hüseyin koyu bir milliyetçi, coşkun bir vatanseverdir. Bayrağına, büyüklerine ve Türk ordusuna büyük bir inan ve taşkın bir sevgisi vardır:

İnönü İsmettir Atamızın yurdunda

Çok arslanlar yatar Türkün ardında

Ordumuzun eli top kundağında

Çekerse dağı da taşı da yıkar

Fevzi Çakmak bizim ilk ateşimiz

Onun için yüksek çıkar sesimiz

Sulh üstüne döner gökte kuşumuz

Sallarsa bombayı dünyayı yalar

Bu asır benzemez eski aşıra

Adına âşıktır Bağdat ve Basra

Türke kimse dokunmasın bu sıra

(Fevzi) Çakmak ateş olmuş cihanı yakar

Âşık Hüseynim (senhiç) çekme seferi

Orduya karşıdır Türkün neferi

Uslu dur yerinde yaklaşma beri

O şirin canını süngüye tekrar

Ordu hakkında:

Ol al bayrağın açup yürüyen

Şanlı sancak diker Türkün ordusu

... Belini kırar

Coşkun sele benzer Türkün ordusu

Gökte tayyareler fendini düzer

Balkan hududlarını dolaşıp gezer

Bütün düvellerin bağrını ezer

Cihanı inletir Türkün ordusu

Âşık Hüseynin kendi ayılır

Âşıklar da hasretine bayılır

Mehmetçik dünyanın gülü sayılır

Dünya feneridir Türkün ordusu

Bu duyğulu ve özlü halk çocuğunu Kurtuluş bayramımızda vatandaşlara tanıtmak için Halkevine çağırmayı düşüniyordum, fakat o, bana bu notları verdikten iki gün sonra asker oldu ve çok sevdiği Türk ordusuna kavuştu.

Yazan: Ali N. ÜNLER