(Bir önceki sayıdan devam)

bir haşiyesi durumundadır. Bu kitabın otograf nüshası İstanbul’da Hüsrev Paşa Kütüphanesinde bulunuyor (No. 382, 171 varak, her sahifesinde 33 satır; yazmanın ebadı: 28 x 16 cm)

Yazmanın baş sahifesinde, bu nüshanın müellif hattı ile yazıldığına dair bir kayıt vardır: “Haşiye-l Siyer i Kebir-i Münib Efendi; hattı müellif” Nushanın kenarındaki bazı ilâve notların altında “Mehmed Münih” şeklinde müellifin imzası da vardır. Bu notlarla kitab metni aynı yazı ile yazılmıştır ki bu da eserin tamamen Ayıntabî’nin eli ile yazıldığına delâlet eder. Eserin sonundaki müellifin bir notundan anlaşıldığına göre müellif bu eserin yazmasına 1214 senesi Şevval ayının 21’inci Pazartesi günü (17.3.1800) başlamıştır. Birinci cildi (Bâpu’l-hukmi fi'l-usâra, ’abîdihim va ahrârihim fî umûrihim” babının sonuna kadar) keza Pazartesi 1 Cumâda’1 âhira 1215/20.10.1800. Tarihinde bitirmiştir. Eserin tamamı ise, Cumartesi 24 Muharrem 1216/6.6.1801. Tarihinde sona ermiştir. Bütün eser Üsküdar civarındaki “Katılıcak köyünde” yazılmıştır. Eser “Mustafa oğlu Sultan Selime” ithaf edilmiştir.

Esirin ikinci nüshası, başka bir hattat elinden çıkmıştır. Bu nüsha halen

İstanbul'da Mihrişah kütüphanesinle muhafaza edilmektedir. (No 110; 291 varaktan ibaret olan bu müzehheb nüshanın her sahifesindeki satır sayısı 21 olup, ebadı 24x15 cm).

Bu kitabın daha birkaç yazma nüshası vardır:

Birincisi, Üniversite Kütüphanesinde (A.Y.5867), nesih yazı ile yazılmış ve 312 varaktan ibaret olup, müzehhebdir. Her sahifesinde 21 satır vardır. Ebadı: 22x15 santimetredir.

İkincisi Topkapı Sarayı Müzesi Emanet-Hazine kütüphanesinde (No. 726) mahfuzdur. 1218/1803 tarihinde yazılmış ve müzehheb olan bu nüsha, 234 varaktan ibaret olup, her sahifesinde 25’er satır vardır. Ebadı: 23x15 santimetredir.

Üçüncüsü Hasan Hüsnü Paşa Kütüphanesindedir (No. 535). Dördüncü nüsha Medine’de, Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey Kütüpha nesinde (Fıkh-ı hanefî, eski no. 58, yenisi 92) bulunmaktadır. 245 varaktan ibaret olan bu müzzehheb nüshanın her sahifesinde 21 satır vardır. Keza ayrı kütüphanede mezkûr eserin bir (beşinci) nüshası daha muhafaza edilmektedir. (Fıkh-ı Hanefi, eski no. 59, yeni no. 95) ki 176 varaktan ibarettir. Yazısı muahhar ve kötü olup her sahifesinde 22 satır bulunmaktadır.

Bu son iki nüshada hattat isimleriyle istinsah tarihleri yoktur.

Son iki nüshayı bize tanıtmak lütfunda bulunan Prof. Dr. M. Hamidullah Bey’e şükranlarımızı arzederiz.

Ayıntabî’den bahseden eserlerden ancak Mehmed Süreyya, Bağdadlı İsmail Paşa ve Bursalı Mehmed Tahir’in eserlerinde "Taysîtu’l Masîr”in zikri geçmektedir.

III. “Al-Hikmatu’l-Garrâfi Ahkâmi’l-Gazâ”. Cihadın faziletlerine dair olan bu eser, Bağdadlı İsmail Paşa ile Bursalı Mehmed Tabir tarafından, Mehmed Münih Ayıntabî’nin türkçe orijinal bir eseri olarak gösterilmiş ise de İstanbul Üniversitesi Kütüphanesindeki yazma nüshaya göre, bu eserin müellifi Muhammed’Akîlal Makki, mütercimi ise, Mehmed Münib Ayıntâbi’dir.

Diğer kaynaklarda bu eserin zikri bile geçmemektedir Bağdadlı İsmail Paşa ise, bundan başka, yani aynı mevzua tahsis edilmiş bir de “Fadâ’ilu’l-Cihâd” adlı eserini “Hadiyyatu’l ’Ârifin” adlı kitabın da zikretmiş ise de diğer eseri olan Kaşfu’z-Zunûn Zeylinde ondan bahsetmemektedir. Herhalde bu “Fadâilu’l- Cihâd” ile yukarıda zikri geçen “AI-Hikmatu’l- Garrâ’fi ahkâmı’l-Gazâ” ismindeki eserin aynıdır. Eserin sonunda, Es-Seyy'id Mehmed Münib el- Ayintabi Mu’allimu Dâri’l-Kutubi’l-’Âmira fi’d-Dairati’s-Sultâniyyatil-Cadîdati’z-Zâhire” diye o zamanki vazifesine işaret etmektedir.

Şeyhu’l İslâm Mustafa Efendi Han îdi zade’nin tavsiyesi üzerine Mehmed Münib Ayintabi Lu eseri arabçadan türkçeye tercüme etmiştir.

Eserin ikinci yazma nüshası İstanbul Es’ad Efendi Kütüphanesinde (no.319) dir.

IV. Zeylu Devhati’l-Meşâyih. — Osmanlı İmparatorluğu’nun zuhurundan H. 1158/1745 senesine kadar şeyhu’l-islâmlık makamında bulunan zevatın hal tercümelerlni ihtiva eden “Devhatu’l meşayih” adlı eserin müellifi Müstakimzâde Süleyman Sa’duddin Efendidir. Müellif müteakiben 1175/1751’e, daha sonralarında 1200/1786 senesine kadar şeyhülislâm olanları ilâve etmek suretiyle esere iki defa zeyl yazmıştır. 1200 senesinden 1221/1806’ya kadar şeyhülislâmlık yapanları ilâve ederek Müstakimzade’nin eserine zeyl yazan ise Ayintabîdir. Şeyhülislâm Müfti zade Ahmed Efendi hakkında mütemmim malûmat verdikten sonra Şeyhülislâm Mehmed Ali Efendi ile başlayıp Şeyhülislâm Mustafa Aşir Efendi de son bulan devreye âid bu zeylin İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde üç yazma nüshası bulunmaktadır:

1-T. 2558 nolu nüsha 37 varaktan İbaret olup yalnız Aylntabî’nin Zeylini ihtiva etmektedir.

2-T. 6198 nüshası bir mecmua olup Osman zade’nin Hadikatu’l-vüzera ve Zeyli ile Ahmed Cavid Bey’in Hadikatu’l-vüzera’sı ve Müstakimzade’nin Devhatul-Meşayihi ile birlikte Ayintabi’nin Zeylini ihtiva etmektedir. Bu son Zeyl 298b‘den 332a’ya kadar devem etmektedir. Bütün mecmua 332 varaktan ibarettir.

3-T.Y 9823 nolu nüsha. Üniversite Kütüphanesi dışındaki yazma nüshalardan birkaçına daha işaret edelim:

1-Es’ad Efendi Kütüphanesi, No 2265/2, var. 83b 92a

2-Hüsrev Paşa Kütüphanesi, No. 391/3

3-Bağdadlı Vehbi, No. 1148, var 122b-157b.

Eserin mukaddimesinde, müellifin ismi şu şekilde geçmektedir:

“Amma ba’d, ehl-i ilm-u kemalin za if-u bitabi Esseyyid Mehmed Münib ol Ayintabi”.

V. Durru’n-nizâm fi alsuni’t-turkiyyati Wa’l arabbiyati Wa’l-a’câm. — Bu eser, meşhur “Tuhfe-i Vehbi” tarzında tertip edilmiş olup içindeki arabça ve türkçe lûgatlar türkçe manzum olarak kaleme alınmıştır. İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi fişlerinde bu eser Münib Ayintabi’ye nisbet edilmiş ise de eserin başındaki 8 kibar-ı ulemanın takrizlerinden Rumeli kadı askeri ishak Efendi-zade Ataullah Efendi’nin imzasını taşıyanında müellif olarak “Hasan Aynî el-Ayintabi” (1253/1837) gösterilmiştir. (“en-nâzımu’l-âlî es-teyyid Hasan Aynî el-Ayintabi”). Eser 1226/1820 tarihinde telif edilmiştir.

Bu manzum Lügati, bildiğimiz kaynaklarm hiçbiri zikretmemektedir. İstanbul

(Devam edecek)