Büyük İslam Hukukçusu Şemsu’l E’imme Es-Serahsi’nin 900’ncü ölüm yıldönümü münasebetiyle Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesince yayınlanan armağandan kısaltılarak alınmıştır.

Bilindiği üzere, İslâmî Devletler Umumî Hukukuna dair Muhammed ibnu’l Hasan eş Şeybani’nin’'Es-Siyeru’l Kebîr” adlı eserine yapılmış en mühim ve en büyük şerhlerden birisi es erahsî'ye aid olanıdır. Taşıdığı büyük değer ve ehemmiyete rağmen şehrin arapça aslı son zamanlara kadar neşredilmiş değildi. İlk tab ı ancak 1913—1914 tarihinde Haydarabad da yapılmış; son yıllardı Dr Salahuddin al Munacced tarafından, edition eritique olarak, yeniden neşrine başlanmıştır ve halen üç cildi umuma arzedilmiş bulunmaktadır. ([1]) Muhterem Prof. Dr Muhammed Hamidullah Bey’in müjdesinden öğrenmekteyiz ki UNESCO bu mühim eserin fransızca tercümesini bastırmaktadır. Biz burada eserin türkçe tercümesinin, arapça basımından 10 sene evvel neşredilmiş olduğunu kaydetmekle mübahî olduğumuzu bildirmek isteriz. ([2])Eserin mütercimi Gaziantepli müderris ve kadı, Debbağ zade Mehmed Münib Efendidir.

’’Münib’’mahlasıyla ve “Hoca” ünvaniyle tanınan mütercimin tam ismi: Mehmed oğlu Mehmed’dir. Gaziantep’te dünyaya gelmiştir. Kendisinden bahseden eserlerin hiçbirinde doğum tarihine rastlanamamıştır.

Mehmed Münib Ayintabi' nin bal tercümesine âid en mevsuk malûmatı bir icazetnamesinde bizzat kendisi vermektedir. ([3]) (Müellifin eserlerinden bahsederken, bu icazetnameye ayrıca işaret edilecektir) Buna göre Mehmed Münib Ayintabi dört yaşında iken babası tarafından mektebe, şeyh Ebu Bekir el-Carpini Efendiye götürülmüştür. ([4]) El Çarpini vefat edince Mehmed Münip, Ayıntab’ın kale camii imamı şeyh Mustafa Efendi yanında arapça, edebiyat ve şer’î ilimler okumuştur. ([5]) Bu hocanın da vefatı üzerine genç talebe Halit el Pusdoli Efendiye intisab edip ondan Şahih’ul Buhârî, usulü’l- fıkıh, hadis, ilmi kelâm ve kanunu’I münazara okumuştur. ([6]) Halil Efendi’nin gözleri görmez olunca da” ibnu’I- Gazzâ” adiyle şöhret bulmuş olan Hasan Efendi es Siyahi hocanın derslerine devam, etmiştir. ([7]) Bazı hâdiseler yüzünden derslerine devam edemeyen Hasan Efendi, talebesini, kendi hocası Hacı Hasan zâde Mustafa Efendi’ye götürmüştür ki bu son üstadından hayli istifadede bulunmuştur. ([8]) Aynı zamanda Mevlâna Hâkî Abdurrahman Efendi’den edebiyat, hikem-i tabliyyat, ilahiyat ve riyaziyat mevzuunda ders almayı ihmal etmemiştir. ([9]) Müteakiben Münib Efendi İstanbul’a gelmiş, birçok âlim meyanında Mevla İsmail Efendi Konevi’den birkaç sene müddetle çeşidli dersler almıştır. ([10]) Bundan sonra Mehmed Münib Efendi’yi memuriyet hayatına atılmış görüyoruz. İstanbul da sırasiyle’’reisu’l-mümeyyizîn”, Saray-ı Sultanîde’’Şeyhu’l-muallimin” ve “Evkafu’l haremeyni’ş-şerifeyn müfettişi” olmuştur. ([11])

Mehmed Münib Efendi’nin kendisi hakkında verdiği malûmat maalesef ancak bundan ibarettir. Hakkındaki diğer mahdud malûmat için birkaç müellifin yazılarıyle yetinmek mecburiyetindeyiz.

Meselâ, şeyhu’l-islâm Ârif Hikmet Efendi’ninm “Tezkire-i Şuarâ”sında belirtildiği gibi, Münib Efendi, babasının “debbağ” zümresinden olması sebebiyle memleketinde ’Debbağ zâde” adiyle tanınmıştır. ([12]) Fakat müellifin ismi, yine kendi” Münşeat”ının muhtelif yerlerinde “es-Seyyid Münib” şeklinde geçmekle beraber, bir yerinde ([13]) “es-Seyyid Muhammed Münib el-Huseynî” ibaresiyle de geçmektedir. Keza burada kadılık ve hocalık yaptığı şehirlerin isimleri ve kendi ünvanları yer almaktadır.

Mehmed Münib Efendi’nin kaç yaşında vefat ettiğini hiçbir müellif zikretmemektedir. Bununla beraber 1238/ 1823 tarihinde vefat ettiğini ve 1168/ 1754-5 senesinden sonra vefat eden Hâkî Abdurrahman Efendi’den ders almıştır.

Alim, edib ve aynı zamanda şair olan Mehmed Münih Efendi görüldüğü gîbi, ilkin tahsilini memleketinin uleması nezdinde yapmıştır. Sonra İstanbul’da meşhur al Baydâwî Tefsirine haşiye yazmış olan Konyalı İsmail Efendi’den tahsil görüp icazet almıştır. ([14]) Antep’ten İstanbul’a geliş tarihi olarak müellifler 1182/1768 üzerinde ittifak halindedirler. İstanbul’da, sonraki müderris ve meşhur Ebu îshak-zade Ataullah Efendi’ye muallim olmuştu. Bundan sonra “Sarây-ı Hümâyûn hocası” ([15]) olup, 1209/1794 tarihinde Kudüs, İzmir, Mekke ve Bilad i Hamse” mollalığı payesine yükselmiştir. 1219/1804 tarihinde İstanbul payesine terfi edip, bir müddet “Meclis i Mükâleme” memurluğu yapmış olan Mehmed Münib Efendi, 1222/ 1807 senesinde Anadolu Kazeskerliği payesiyle taltif edilmiştir. Nihayet açıklanmayan bir sebebden dolayı Anadolu’nun muhtelif yerlerinde, 1224/1809 tarihinde Ankara’ya, müteakiben Güzelhisar — Aydın’a sürülmüştür. Orada 20 Şevval 1238, 30 Haziran 1823 tarihinde vefat edip Cami-i Atik kabristanının caddeye nazır cephesine defnedilmiştir. ([16]) Onunla beraber sürgün edilen talebesi ve ahbabı Ataullah Efendi de aynı yerde ondan iki sene evvel vefat etmesi ve mezarlarının birbirine yakın düşmesi Fatın’in ifade ettiği gibi “acib nev’in

(Devam edecek)


[1] Şarhu's Siyari’I-Kabir al-kâhira 1957 (I), 1958 (II), I960 (III),

[2] İstanbul 1241 / 1825 (iki cilt)

[3] İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi (No A. 4663); icazetnamenin tarihi 25 re- cab 1203, 26 Şubat 1794 tür.

[4] Aynı icazetname (varak 6b)

[5] Aynı icazetname (varak 6b-7’a)

[6] Aynı icazetname (varak 7’a.b)

[7] Aynı icazetname (varak 8’a)

[8] Aynı icazetname (varak 8b)

[9] Aynı icazetname (varak 9a: bu zat, Abdurrahman ibn Ali el-Ayintabi, er-Rumi” Hâkî” ’’Sawgu’l-malafi Şarhi Nazmi’lla’âl” ismindeki şerhin müellifidir. Vefatı 1168/1754-5 tarihindedir. Bkz: Bağdadlı İsmail Paşa, Esmâu’l-müellifin I. 553)

[10] Aynı icazetname (varak 9b 10a) Bkz. s. 27, not 3.

[11] Aynı icazetname (varak 17a)

[12] İstanbul Millet Kütüphanesi-Ali Emiri kısmı, tarih no. 789, s. 59

[13] İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, no. T Y. 1709, ’’Münşeat ve tevarihi- manzûme ve kasaid-i Münib”, varak 63a

[14] Aynı Münşeat, varak: 62a, 63a

[15] MÜNİB AYİNTABİ’nin: "Huzur derslerine H. 1196 da da mukarrir olarak katıldığı anlaşılmakta olup, H.1197, 1199- 1208’de de mukarrir olarak katıldığı, ayrıca H 1204’de toplanan Mukarrirler Meclisinede de mukarrirlik ettiği tesbit olunmuştur” Bkz, Ebu’l-Ulâ Mardin, Huznr Dersleri, İstanbul 1966 C. II-III, ss, 171-173 ve ss. 855-856, (Önsöz ve eklerle yayınlayan Prof Dr. İsmet Sungurbey)

[16] Mehmed Münib Ayıntabî’nin hayatı ve eserlerine dair malûmat için bkz. Fatin, Tazkiratu Hâtımati’J-Aş’âr (Litografya), İstanbul 1271/1854 (s. 382 -383); Muallim Naci, Esami, İstanbul 1308/1890 (s. 306-307); Mehmed Süreyya,

Sicili i Osmani, İstanbul 1311/1893 (III, 517); Fraşeri Şemsuddin Sami, Kamusu’I-A'lam, İstanbul 1316/18)8 VI,4458); Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı

Müellifleri, İstanbul 1333/1914 (II, 34-36); İsma’il Başa al-Bağdıdi, Hadiyatu’l-Ârifin, Asma’u’l-Mu’allifin Wa Ataru’l-Musannifin, İstanbul 1955 (II, 359-360).