(Bir önceki sayıdan devam)

Ayrıca ağır vasıtalar (ekseriyetle kamyonlar) için yeni kriko yapıyorlar. Bu krikolar da ithal edilenlerden daha sağlam olduğu gibi daha da ucuz imal ediliyormuş.

Örs ve Demirin çalışma yerleri çok dar olduğu için bütün ümitleri yapılacak sanayi sitesinde. Ancak ondan sonra ilerisi için bazı şeyler düşünebilecekler. Ali ve Süleyman ustaların ortaklıkları 1963 yılına kadar devam etmiş. Şimdi ayrı iş yerlerinde ayrı ayrı çalışıyorlar.

ZEKİ ÇEKİM

Şehrimizin en genç şase ve ustacısı ise Zeki Usta. Zeki Çekim diğer meslektaşları gibi demircilikle işe başlamış. 1944 yılında babası demirci Ali’nin yanma girmiş vatanı vazifesini bitirdikten sonra da şaseci Seydi Ercan’ın yanında çalışmaya başlamış ve 1961 yılında kendi namına işyeri açmış.

Şase, makas, kaynak işleri ile kriko tamirleri de yapıyor. Ayrıca susta köprüsünü bizzat kendi elinden çıkarıyor.

İleride’iş yerini genişletmek, bu genişlik içinde mesleğin çeşitli branşlarında çalışıp görgü ve bilgisini artırarak mesleğini ilerletmek istiyor.

Mesleğin tekâmülü ise takım ve malzemeye dolayısiyle krediye bağlı.

MUSTAFA ÖNDER

Nasıl ki şase ve makasçılığın esasını demircilik teşkil ediyorsa, şase ve makasçılar mesleklerine demircilikle başlamışlarsa, radyatörcülüğün esasını da tenekecilik teşkil etmiş ve radyatörcüler tenekecilikten yetirmişlerdir.

İşte Mustafa Önder. Şehrimizin ilk radyatörcüsü. Yıllarca önce Tekeci Abdo Ustanın yanına girmiş. Çocuk yaşta tenekeci olarak çalışmaya başlamış. Önder çalışıp dükkâna hakim olmaya başlayınca da Abdo usta dükkanını ihmale, dükkanından uzaklaşmaya başlamış. Yaşlandıkça işyerlerini kalfalarına bırakan ustalar gibi..

Tenekecilik devam ede dursun o zamanlar memlekete ilk giren araba tipleri daha evvelki yazılarımızda da geçtiği gibi bas bir, kaldır iki Fortları... Pedala basmak suretiyle bir basıp iki kaldırmakla vites değişiyor. O sıralarda pek öyle vites kolu filan yok. Bunlardan birisi Gaziantep ili Feyzipaşa arasında çalışır. Her nasılsa bir tanpon yer ve radyatör arızalanır. Vasıta sahibinin aklı keser ki bu iş bir lehim daha doğrusu bir tenekeci işidir. Bula bula Abdo ustanın dükkânını bulurlar. Mustafa Önder radyatörü evirir, çevirir, bakar tetkik eder. Yapabileceğine kaani olunca da koyulur radyatörün üzerinde çalışmaya...

Bütün mesleklerde muvaffak olmanın en büyük şartlarından birisi kafayı çalıştırmaktadır. Önder de aynı şeyi yapar ve bunu yapabilmek için de ateş, havya, lehim kâfi gelir. Gayretlerin semeresi aIınmış ve şehrimizde ilk radyatör tamir de yapılmıştır. O zamanın Ford’unun radyatör boruları ise 7-8 milimetre genişliğinde ve ancak bir milimetre kalınlığındadır.

Radyatörcülük tenekecilikten sonra, fakat tenekecilikle yürümeye başlamış ve ayrı bir meslek olma yolunu tutmuştur.

Motorlu vasıtalar günden güne çoğaldıkça da radyatörcülük şahsi tecrübelerle gelişmeye başlamıştır. Vatani vazifeye gidinceye kadar tenekecilikle radyatörcülüğü bir arada yürüten Mustafa Önder askerlik vazifesini ifa ettikten sonra, 1932 yılında bil’fiil radyatörcülüğe başlamış ve otuz bir yıldan beri ayni meslekte çalışarak bugüne kadar gelmiştir. Halende çalışmaktadır.

Mustafa Önder bugün bilumum motorlu vasıtaların radyatör tamirlerini yaptığı bu gibi tamirlerde kullanılarak radyatör borularının da icabında yenisini yapabiliyor.

Önderin ilerisi içinde tek düşüncesi meslektaşları arasında birleşmek suretiyle kredi temin etmek ve radyatör imaline gidebilmek.

VEYSEL BİN’ER

Şehrimizin iş kapasitesi hemen hemen en geniş olan radyatörcüsü Veysel Bin’er. Veysel usta da tenekecilik yaparken bir ahbabının kamyonu tampon yemiş ve tamiri için kendisine getirilmiş. Bin’er kendisine gelen ilk radyatörü tahmin edilemeyecek kadar kısa bir zamanda tamir etmiş. Bu durum vasıta sahipleri tarafından duyurulunca da arızalı radyatörler getirilmeye başlanmış. Bu mevzudaki dikkat ve titizliği Bin’eri zamanla şehrimizin en tanınmış radyatörcülerinden biri durumuna çıkarmış.

SABRI GÖRÜCÜ-MUSTAFA KOÇUM

Mustafa Koçum da mesleğe yine tenekeci olarak 1936 yılında atılmış ve 1940 da iş yeri açarak radyatörcülüğü seçmiş. 1943 senesinde de Sabri Görücü ile ortak olmuşlar. Yirmi senedir ortak olarak çalışıyorlar.

Koçum ve Görücü bilumum motorlu, vasıtaların radyatör tamirlerini yaptıkları gibi su motorları, kompresör ve biçer döğer makinelerinin tamir işlerini de deruhte ediyorlar.

Burada ayrıca büyük un fabrikalarının metal yatak dökümleri de yapılıyor.

Mustafa ve Sabri Ustaların ifadelerine göre sanayiin ilerlediği memleketlerde fazla hırpalanmış radyatörler tekrar kullanılmaz. Tamir yerine yenisi takılır.

Sermayeli bir işle uğraşılmadığı için krediye ihtiyaç hissetmiyorlar.

Radyatör çeşitlerinin çok fazla oluşu da mesleğin tekâmülünü güçleştiriyor. Zira her gün ayrı tipte radyatörlerle karşılaşılmaktadır. Bu bakımdan da ilerisi için bir şey düşünemiyorlar, imalât ise muazzam sermayeye bağlı bir iş.

REMZİ DEMİRPARÇALAR

Genç neslin en eski radyatörcüsü ise Remzi Demirparçalar 1942 yılında Mustafa Önderin yanında mesleğe atılmış; çırada yetişmiş ve 1953’te de kendi namına iş yeri açmış.

Pek tabi olarak o da çeşitli radyatörlerin üstesine geliyor.

Bu meyanda bir Leyland’ın lâstik tertibatlı radyatöründe tadilât yaparak tamir etmiş ve ancak kullanışlı hale getirebilmiş.

Bir defasında da bir M.A.N. kamyonunun yarısından fazlası tamamen hasara uğramış olan radyatörün borularını ve peteğini yeni olarak kendisi yapmak suretiyle hasarı belli olmayacak şekilde yenilemiş ve İstanbul’a göndermiş.

Demirparçalar’ın pratikleştirmek, modernleştirmek ve zaman mefhumunu asgari hadde indirmek için pres, fırın, kirneş makinesine ihtiyacı bulunuyor. Bunları temin için de kredi şart.

Zira mesleğin tekamülü de takım ve malzemenin bolluğuna bağlıdır. Ayrıca radyatör ithali de kesilmelidir. Remzi Demirparçalar ileride radyatörün yenisini yapmayı tasavvur ettiği gibi, profil, pancar ve antımuan işlerile meşgul olmayı da düşünüyor.

Bu meyanda meslekî görgüsünü arttırmak üzere Almanya’ya gitmek için de müracaatta bulunmuş.

En büyük şikayeti de işyeri yersizliği. Dokuz senede on bir defa işyerini değiştirmek mecburiyetinde kalmış.

EKREM SEYMEN

Genç neslin yine ek eskilerinden birisi de Ekrem Seymen…

Seymen 1940 yılında mesleğe radyatörcü olarak atılmış. On yıl sonra da yani 1950 de bir iş yeri açarak müstakil olarak çalışmaya başlamış. O da bilumum radyatörlerin tamirini yapıyor.

Bundan başka büyük un değirmenlerinin de yatak döküm işlerini metalizink makinesi yerine basit bir şekilde elle yapıyor.

Evvelce çarpılıp da hasara uğrayan radyatörlerin boruları körletiliyormuş Sonraları boru ilâve etmeye başlamışlar. Leyiand vasıtalarının lâstikli radyatörlerinin tamirlerine de ilk defa başlamışlar.

Seymenin pres, elektrikli matkap, oksijen ve elektrik kaynak makinalarına ihtiyacı var.

Bunlar temin edildiği takdirde radyatörün petek kısmını daha pratik bir şekilde tamir edebileceği gibi demir kısmını istediği şekile sokabilecek.

8-10 sene evvel gelen Busing vasıtaları fazla miktarda su kaynatıyormuş. Bunlara da ilâve kazan yapmak suretile bu kaynamanın önüne geçmişler.

ENVER YILDIZ

Yine Enver Yıldız da mesleğine Mustafa Önder yanında ve 1950 yılında radyatörcü olarak başlamış. Remzi Demirparçalar’ın yanında da tecrübe kazanarak 1958 de yalnız olarak çalışmaya başlamış.

Yıldız da diğer meslektaşları gibi bütün vasıtaların radyatörlerin tamir ediyor.

Ancak o da basit takımlarla çalışıyor. Daha pratik ve esaslı bir şekilde çalışarak zamandan da istifade etmek istiyor. Bunun için de petek yapmak için prese, petek fırınına, radyatör borusu imali için de bir dişliye ve muhtelif brümüs lambalarına ihtiyacı mevcut. Bunlar temin edildiği takdirde de radyatör tamirinin hatlarında büyük bir düşme olacaktır.

Enver Yıldız da ileride imkân verildiği takdirde radyatörün yenisini yapmayı düşünüyor.

(Devam edecek)