(Cilt 7 sayfa 270 den devam)

kornalarının imali üzerinde çalışıyorlar. Bu tip kornalar halihazırda memleketimizin hiç bir yerinde yapılmıyormuş.

Elbanlar ayrıca mevcut kornaları ile icap eden burçları ve dinamo için lüzumlu parçaları kendileri yapıyorlar.

Akü ham maddelerine, kurşun, speratör, asit, bobinaj için bazı tellere, dinemo kontrol aletlerine ihtiyaçları var. Bunun içinde 4-5 sene vadeli olmak üzere 20-25 bin liralık bir kredi kâfi gelecek.

Elbanlar ileride de akü kutularının imali ile akü garanti müddetini iki seneye çıkarmayı düşünüyorlar.

Mesleklerinin tekâmülü için hüsnüniyetle çalışmanın şart olduğunu ifade ediyorlar.

Halen şehrimizde 30 oto elektrik iş yerinde 100 kişi kadar çalışan mevcuttur.

ALÂEDDÎN BÜDEYRİ

Bir zamanlar Avrupa’dan ithal edilen mantar contalar kurumuş ve kısalmış olarak geliyordu. Kullanılacağı parçaya uymadığından genişlenmesi için ıslatılıyor ve bu arada parçalanmalar da vaki oluyordu. Bu bakımdan mantar contaları yeniden kesmeye ihtiyaç hasıl oldu. O vakit contalar mantar tabakalar halinde geliyordu. Oto tamircileri contaları ellerinden geldiği kadar kesmeye çalışıyorlardı Bu arada Alâeddin Büdeyri 1955 yılında conta kesmeye başladı ve bunu 1958’e kadar devam ettirdi. Bir çok tamirciler de daha iyi conta kestiği için kendisini tercih ediyorlardı. Bu, contacılığın şehrimizde başlangıcı oldu.

CONTACI VASIL ERBAŞ

1958 yılında karşımızda halen şehrimizin tek contacısı Vasıf Erbaş’ı görüyoruz.

Bir vesile ile 1949 yılında İstanbul’a giden Erbaş tesadüfen bir contacı önünde geçerken iş isteyip çalışmaya başlıyor. Bir sene contacı Haris Loi yanında kalıp bu işi öğrenerek 1951’de memleketine dönüyor. Ve 1959 yılına kadar bir imalathane açarak jakar mili imal ediyor. Bu mevzuda işler gevşeyince contacılığa başlıyor. Daha ziyade kafa çalışmaları ile mesleğini bugünkü şekle getiriyor.

Halen kara nakil vasıtaları ile su motorları, santrafij, değirmen motorları ite bulunmayan conta cinslerinin hepsini istenilen ebat ve numuneye göre yapıyor.

Erbaş herhangi bir parçaya conta kesip ayarlamanın bir buluş sayılacağını, buna da her zaman şahit olunduğunu ifade ediyor.

Ancak aranan malzeme rahatça bulunmuyormuş. Kullanılan glingrikler, amyant ve bakır Avrupa menşeli imiş.

Avrupalıların sistematik bir şekilde yaptıkları contaları biz elle yapıyoruz. Buna rağmen randıman veriyor, dayanıklılık farkı da yok. Ancak daha kaba oluyormuş.

Vasıl Erbaşa göre: Yarım milyon lira sarfı ile bir amyant ve bakır fabrikası kurulursa bu gün bütün Türkiyenin conta ihtiyacı karşılanabilir. Dışarıdan ithal kesilir, döviz memlekette kalır Böyle bir tesis on sene de tekâmül eder ve otuz sene sonra da ana sermayesini ödemiş olur. Halen Eskişehirde de amyant imaline başlanmış.

Vasıl ustaya göre işinin tekamülünde kredi şart. Zira takım işi kolaylaştırır ve maliyet de düşer.

EMMİ SAİT

Aslen Halepli olan Emmi Sait adında bir zat Eski Saray Garajında at eyerleri ve koşumları yaparken fayton döşemeleri üzerinde de çalışmaya başlamış. Bu meyanda Saray Sineması sahibi merhum Lütfi Yüksek bilgili kendisine 1936 yılında bir otomobil almış. Döşemeleri çok eski imiş. Vasıtayı Emmi Saite getirerek döşemeleri yenilemesini istemiş. Masrafı mal sahibine ait olmak üzere beş altına anlaşmışlar.

Emmi Sait böylece otomobilin döşemelerini tamamlayarak şehrimizde oto döşemeciliği de başlamış.

Bu sıralarda Mustafa Büyüknacar karuserciliğe başlayınca onun yanında döşemeci olarak çalışmaya başlamış. O vakitler mobilye döşemeciliği de yapıyormuş.

SAKIP BAŞÜZÜMCÜ

Halen eski oto döşemecisi olarak tanınan Sakıp Başüzümcü evvelce ayakkabıcılık yaparken bir tesadüf eseri olarak 1947 yılında Karuserci Mustafa Büyüknacar’ın yanına girmiş. Burada Emmi Sait’le birlikte çalışarak oto döşemeciliğini öğrenmiş.

Kısa zamanda bu işi kavrayan Sakıp Başüzümcü ilk defa olarak ayni yıl içinde Muhsin Kaleli ve Fehmi Çayırağasının bir otobüsünün döşeme işlerini yapmış.

1949’da vefat eden ve 1948’e kadar ayni atölyede çalışan Emmi Saitten sonra atölyenin döşeme işleri tamamen Sakıp Başüzümcü’ye kalmış.

Bu arada 1949 yılında Bitlisten tente işi için bir jeep gelmiş. O ana kadar jeep tentesi çekilmediği halde bir hayli güçlüklerle karşılaşıldıktan sonra tente işinde de muvaffak olunmuş.

Bu meyanda Sakıp Usta bir zamanlar vagon döşemeleri de yapmış.

ALÎ VE ABDÜLKADİR BİLGÎN

Sakıp Başüzümcü’den sonra halen en eski ve en faal olarak Bilgin Kardeşleri görüyoruz. Kardeşlerin büyük olanı Ali Bilgin mesleğe 1945’te Sabri Özsavaş yanında fayton döşemesi ile başlamış. 1949’da atölye açmış. Kardeşi Abdülkadir ise 1945 yılında Sakıp Başüzümcü yanında oto döşemecisi olarak mesleğe atıldıktan sonra 1949’da ağabeyi yanma geçmiş ve 1950’de de iki kardeş ortak olmuşlar.

Halen ekseriyet otomobil minderleri, tavan ve zemin döşemeleri ile jeep brandaları yapıyorlar.

Ayrıca ve mühim olanı minder döşemelerinde kullandıkları yaylar kendilerini mahcup duruma düşürdüğü için 1958 yılında orijinal ısgara oto döşeme yayı yapmaya başlamışlar. Avrupa döşemelerinde kullanılanlarla hem ayar olan bu yayların makinelerini de hiç bir yerde görmedikleri halde kendi buluşları ile

(Devam Edecek)