(Bir önceki sayıdan devam)

Fotoğraf: Gaziantep Velic iplik fabrikasından bir görünüş

Ancak Kıratlı’lar İzmir ve Konya’da da iyi lastik kaplamacılarının bulunduğunu itiraftan çekinmiyorlar.

Bugün kabaklaşmış (yani dişleri tamamen aşınmış) bir lastik yeni fiatının dörtte biri fiyatına kaplanıyor. Bu husus vasıta sahibi için de, memleket dövizi için de mühim…

Halen şehrimizin en büyük atelyesinde üç ebat otomobil (600X16, 670X15, 710X15), üç ebat kamyon 750X20, 825X20, 900X20) lâstiği kaplaması yapılıyor

Firma ileride kalıpları tadil ederek lastiğin yenisini yapmayı düşünüyor:

Mesleğin tekâmülü için de Kıratlı’lar yapılan işlerin Sanayi Bakanlığı marifetile bir sanayi murakabesinden geçmesi lâzım olduğu fikrinde.

Halen Gaziantep, Hatay, Malatya, Elâzığ, Van, Urfa, Adıyaman, Bitlis, Adana, Maraş, Muş, Siirt, Mardin ve Hakkâriye lastik kaplaması yapıyorlar.

ALİ ÖZYAŞAR - NURİ HEKİMOĞLU

Bir çok mesleklerde, hatta imalat işlerinde bulunan Ali Özyaşar bir aralık yeni bir işe atılmak tasavvuru ile Belediye Caddesinde bir dükkân kiralıyor. Ne iş yapacağına dair henüz bir karar vermemiştir. Yıl 1952 halasının oğlu merhum Ali Kıratlı vatani vazifesini yapmış, memleketine dönmüştür. O sıralarda lâstik kaynakçılığı geçer bir meslek olmuştur.

Kıratlı kendisine beraberce lâstik kaynakçılığı yapmak teklifinde bulunur. Özyaşar teklifi kabul eder ve başlarlar çalışmaya. Fakat bu ortaklık iki yıldan fazla sürmez. Ali Özyaşar bugünkü yerinde ayrı bir atölye açar. İstanbul’dan yeni takımlar getirir. 1960 yılına kadar kaynakçılıkla iştigal eder.

Aynı yıl içinde eski bir arkadaşı olan Nuri Hekimoğlu mesleğini terk ederek ortak çalışma teklifinde bulunur ve anlaşırlar. Hedef lâstik kaplamacılığıdır. Kaplamaya başlarken metal ve kurşun karışımından dört parçalı otomobil lâstik kalıbını da kendileri yaparlar. Aradan üç ay geçtikten sonrada İzmir’den üç parçalı bir kamyon lâstiği kalıbı getirirler. Bu kalıpla bir sene çalışıyorlar ve bu defa yine İzmir’de komple kamyon lâstiği kalıbı yaptırıyorlar.

Halen atölyede (750X20, 825X20, 900X20) ebadında kamyon lâstikleri ile son sistem, hidrolikli, kendi açılıp kapanan tek kalıpla dört ebatta (600X16, 650X16, 670X15, 710X15) otomobil lâstikleri kaplanıyor.

Ayrıca otomobil, kamyon ve traktör lâstiklerinin muhtelif tamirleri de yapılıyor.

Kaplaması yapılan lastikler için 40 bin kilometreye kadar garanti veriliyor. Fiatlar ise yenilerinden otomobil lâstiklerinde dörtte bir, kamyon lastiklerinde ise beşte bir daha ucuzdur.

Özyaşar ve Hekimoğlu ortaklığının en büyük ihtiyaçları ise (1000X20,1100X20, 1200X60) ebatlarındaki kamyon lastikleri kalıplarıdır. Kendilerine 40 bin lira kredi temin edildiği takdirde de bu ihtiyaçları oradan kalkacak.

Özyaşar mesleğin tekâmülünü yapılan işin garatisinde buluyor. Kaplanan lastikler için verilecek azami garanti vasıta sahiplerini fazlası ile memnun edeceği veçhile yeni lastik istihlaki azalacak, kaplama işleri artacak, bu vesile ile yeni ve son sistem kalıplarla çalışmaya ihtiyaç hasıl olacak, kaplamacılık mesleği de böylece zamanla kendi kendine tekâmül yoluna girecektir.

Firma halen, doğu illeri, şehrimiz ve komşu illeri ile iş yapmaktadır.

MENNANERCAN

Ercan Kardeşlerden Mennan Ercan 1938 yılında babasının yanında demirci orak çalıştığı sıralarda kendilerine tamir için makas ve bilahare şase de gelmeye başlamış. Ancak Mennan Ercan bu mesleği bırakarak şoförlüğü tercih etmiş. 1960 ‘da bir iş yeri açarak şase ve makas mevzuuna tekrar atılmış.

Halen ekseriyetle kamyon şaselerinin doğrulması ile makaslarının tamir ve değiştirilmesini, icabında makas kulaklarının yenisini yapıyor.

FABRİKA HATALARI DÜZELTİLİYOR

Vasıtaların en ağır ve kaba gibi görünen bu kısımlarında muazzam fabrika hataları da oluyormuş.

Meselâ 1962 Sauer Calpler kamyonları makaslarının kayma kısımlarında noksanlık varmış. Bu noksanlık vasıtada sarsıntı yapıyormuş.

Sauerin arka kulak perloları ile makasları değiştirilerek sarsıntı önlenirmiş.

Calplerin ise makasları kısa ve zayıfmış. Vasıta büyük olduğu için yüke tehammül etmiyormuş. Bunun da makasları değiştirilerek lâstik aşındırması ve sarsıntı giderilmiş. Böylece fabrika hatası düzeltilirmiş.

Bilâhire gelen Faun, Austin, Vabis gibi vasıtaların makas tertibatlarının burada yapıldığı şekilde olduğu müşahade edilmiş.

Ercan sabit bakımlardan ziyade demir, civata, muhtelif makaslar ve çelik gibi malzemeye ihtiyaçları olduğunu, bu arada da ileride bir makas kıvırma makinesi getirtmeyi düşündüğünü ifade ediyor. Bu vesile makas işi iptidailikten makaslar balyoz darbelerinden kurtarılacak, getirilecek makine ile makaslara istenilen kavis rahatça verilecek ve meslek modern bir şekilde gelişecektir.

Ancak burada yapılması mümkün olan makas kulakları makas burçları ve makas göbek saplamaları da dışarıdan ithal edilmemelidir.

ABDÜL KERİM CİMRİN

Şehrimizin en mahir ve en çok tanınan, ayni zamanda bu mevzuun muhtelif branşlarında çalışan şacecisi olarak karşımızda (Şaseci Abdo) adı ile maruf Abdul kerim Cimrin’i görüyoruz.

Abdulkerim Çimrin 1933 yılında babası arabacı ustası olarak tanınan Abdulvahap yanında 7-8 yaşlarında iken mesleğe atılmış. Araba tamirleri yapıyorlarmış. O sıralarda motorlu vasıtalar çok az olduğu için nakliye yükü temamen arabaların üzerine biniyor ve bu iş iyi de para getiriyormuş.

Ancak bu arada dost ve ahbapları motorlu vasıtalarının ‘arızalanan şase ve makaslarını tamir için kendilerine getiriyorlarmış. Bu işleride tanışlarının hatırı için yapıyorlarmış.

Bu arada da Abduikerim, Mustafa, Yaşar ve Mahmut isimli üç kardeş ile beraberce çalışmış.

(Devam edecek)