(Sayfa 144’den devam)

Dört yıl sonra da aliminyum, antimiyon (tutya) kaynakları da yapmaya başlamış ve kaportacılığı da ilerletmiş. 1953’te de silindir kaynağı, yatarlı kar yola imalatı, kafesli elektrik havai hatlarının direklerini (Akçakoça, Abana, Bozkurt’ta) yapmış. Bilâhare kardeşleri Adil ve Hasan’ı yanına alarak üç kardeş birlikte çalışmaya başlamışlar. Fakat dört ay evvel ayrılıp Celal Altaş yalnız çalışmaya başlamış.

Celal Altaş’ın şimdi üzerinde durduğu en mühim mevzu otobüslerin kalorifer tesisatları. Otobüslerin ısıtma ihtiyacından dolayı yapılanları görerek kendi buluşuna göre kalorifer tesisatı yapıyor. Bu kalorifer diğerlerinden daha sıhhî olup trafiğe de uygun. Diğerleri tabanın ortasından olduğundan atılan yemiş kabukları ve benzerleri sıcak tan müteessir olarak koku yapıyor. Bilhassa altı lâstik olan ayakkabılar yanma tehlikesi ile karşı karşıya geliyor. Altaş’ın yaptığı ise orijinaline uygun. Tabanın kenarlarında ve muhafazalı, aynı zamanda da üstün evsaflı. Göğüsten cikle tertibatlı, kelebekli, otomatik ve istendiği derecede ısı veriyor. Kalorifer borusunun üzerine de süzgeçli saç çekiyor. Bu boruları da burada yaptığı bir kalıp makinesi ile zedelenmeden eğiliyor.

İşin en enterasan tarafı da ısıtma vasıtası olarak eksozda çıkan duman kullanılıyor. Halbuki bu iş diğerlerinde bir motor vasıtasile yapılıyormuş. Bu tip kalorifer tesisatını şehrimizde ilk defa olarak Celâl Altaş yapmış. Bu şekilde kalorifer tesisatı yaptırıp İstanbul ve Ankara’ya çalışan vasıtanın sahipleri memnun kalmışlar. Ankara’dan da sipariş. Bu tip kalorifer tesisatı masraf da kendilerine ait olmak üzere vasıtanın büyüklük ve küçüklüğüne göre 1000-1500 lira arasında yapılıyor.

Celâl Altaş son iki ay içinde Malatya, Adıyaman Bursa, Ankara, Gaziantep, Diyarbakır, İskenderun ve İstanbul olmak üzere on bir vasıtaya kalorifer tesisatı yapmış.

Altaş halen aliminyum, elektrik, antimiyon, döküm (Sarı ve pik) kaynakları ile kaporta işleri ve yatarlı karyola yapıyor.

Bu karyolalardan birisi son sanayi sergisinde teşhir edilmiş ve ziyaretçilerin dikkatini çekmişti. Bu karyolanın somyası aynı zamanda şezlong ve koltuk olarak da kullanılmaktadır.

Celal Altaş ilerisi için birçok tasavvurları var: Nikelâj teşkilâtı kuracak kalorifer işlerinde aynı borulardan istifade ederek yazında soğutma tertibatı yapacak, basma pres alıp eksoz borusu imal edecek, aliminyum kaynağı için Aliminyum çatlama ve eğilmesini önlemek için Aliminyum fırın tertibatı yapacak bir de torna almayı düşünüyor.

Yine direkt çalışan vasıtalara her zaman sıcak ve soğuk su bulunacak bir tertibat yapacak.

MUSTAFA SEMEN (Yeni Yapar)

İnsanlar nasıl kışın soğuk günlerin de en çok üşüyen taraflarını muhafaza etmek isterse, nasıl sıcak bir yerden ani olarak soğuğa çıktıkları zaman hastalanmak tehlikesi ile karşı karşıya kalırsa motorlu motorsuz vasıtalarda da buna benzeyen taraflar vardır. Bundan en önemlilerinden birisi de radyatör perdesidir.

Radyatör perdesi vasıtanın ilk çalıştırılınca motorun çabuk ısınmasını temin eder. Bilhassa büyük tonajlı vasitalarda birinci ve ikinci vitesle rampa çıkarken motorun iyice ısınma ve ram payı inerken birdenbire soğuk hava ile karşılaşması motor kapağında çatlama yapabileceğinden bunu de önler.

Vasıtanın önemli bir uzuvu addedilen bu perdeler şehrimizde tamir edilebildiği gibi bazı sanatkârlar tarafından yenisi de yapılmaktadır. Bunların başında da Mustafa Semen gelmektedir.

Mustafa Semen 1945 yılında İstanbul’da Sirkecide oto tamircisi Yusuf usta yanında oto tamircisi olarak mesleğe atılıyor, mesleğinde gösterdiği üstün başarıdan kuvvet atarak üç yıl sonra yine Sirkecide kendi namına tamirhane açıp 1951 yılında da tamirhanesini Un kapanına naklediyor.

İki yıl burada çalıştıktan sonra istimlak dolayısile 1953’de Şehzadebaşına naklediyor. Ancak burada ustasız bir meslek seçerek kaportacılık ki İstanbul’da bu mesleği yapanlara çamurlukçu denir, yapmaya başlıyor.

Semen 1956 yılında vatani vazifesini yapmaya gittiği zaman da atölyesi 1957’nin son aylarına kadar kendi adı altında faaliyetine devam ediyor.

1958’de de memleketi Gaziantep’i dönerek Yeniyapar namı altında kaporta atölyesi açıyor.

Kaportacılık mevzuunda birçok yenilikler düşünüp bunları tatbik eden Yeniyapar bu defa oto tamircisi olmasından da istifade ederek dizel vasıtaların önünde ısıtması az olduğunu düşünmüş ve kışlık, otomatik, içten kumandalı bir radyatör perdesi yapmayı tasarlamış bunu da hemen tatbike koyulmuş.

Bu perdeler kısa zamanda duyularak tutulmuş ve şimdiye kadar ortalama iki yüz kadar radyarör perdesi yapmış.

Yeniyapar’ın tamamen kendi buluşları ile yaptığı bu perdelerle Avrupa’da yapılanlar arasında da şu farklar mevcuttur:

Avrupada yapılanlar 270 lira olup burada takılması dahil 150 lira. Avrupada yapılanların garantisi yok. Yeniyapar’ın yaktıkları ise bir sene (İki kış) garantili.

Bu müddet içinde bozulan perdeleri ücretsiz olarak tamir ettiği gibi bir alıcının ikinci talebinde de fiat yarıya indiriliyor.

Yeniyapar’ın ifadesine göre, halen bazı sanatkârlar tarafından şehrimizde ayni tip perde yapılmaya başlanmış olup kalitesi düşürülmüş, tamiri imkânsın hale getirilmiş, fiat kirilmiş, dolayısile de mukavemet ve çalışma verimi azalmıştır.

Yeniyapar’ın perde imalinde de kullandığı malzeme tamamen yerlidir ve kullanmasını bilen ustalar için Avrupadakilerden daha kalitelidir. Bununla da iftihar etmek gerektir.

İstanbul’da oto tamirciliği yaptığı sırada meslekdaşları arasında “profesör” namı ile anılan Mustafa Yeniyapar’ın buna ait bir de enteresan hatırası var.

Yıl 1954’tür. Atölye ve ev komşusu olmak hesabı ile Profesör Süheyi Gürkan’la tanışırlar. Gürkan’ın 1952 model hususi bir Bulck arabası vardır. Bir gün Yeniyapar’ın kulağına bu arabadan bir ses gelmiş ve bu sesi niçin izale ettirmediğini profesöre sormuş. Halbuki araba da bu sesin izalesi için üç ay Bulck servisinde kalmış, sesin nereden ve neden ileri geldiği bulunamamış. Yeniyapar sesin şanzıman ana mil arka burcunun krepaj yapmasından ileri gelebileceğini söylemiş ve üç gün içinde bu sesi gidermiş. Böyle bir arızanın tesbiti de bindebir ihtimal dahilinde imiş.

Kısa bir müddet sonra araba teknik bir arızadan dolayı tekrar bir ses yapmış.

(Devam edecek)