(Sayfa 112’den Devam)

Esas branşı otobüs karuseri olan Tahir Semen bugünün icaplarına uyarak otobüs ve kamyon karuseri, Steyşin, pikap, Businh ve Krup şoför mahalleri pikap kapı ve pencere açma işleri yapıyor.

Semen’e göre: Burada Avrupa tipinde yapılan karuserler, ithal edilenlerden daha üstündür. Avrupa’nın presle yaptığı işler burada çekiçle yapılmaktadır. Yalnız bizimkiler mecburiyet tahtında daha ağırdır. Bu husus muazzam bîr zaman yemektedir. Zira malzemeyi elile işlemek ile bir el sanatı haline koymaktadır. Bilhassa ağaçtan yapılan şoför mahallerinde daha ziyade güçlüklerle karşılaşılmaktadır.

İşini yoktan var eden Semen bugün bir karuserciye lâzım olan normal takımlara malik bulunuyor. Ancak bir punta kaynak makinesine ihtiyacı bulunuyor ki onu da sipariş etmiş durum da. O da tamamlanınca çelik karuser de yapabilecek duruma gelecek. Esasen bugün bu işin son hedefi de çelik karuser.

Ancak malzemede de ihtiyaç hissediliyor. Yerli pencere camı lâstikleri sert, halbuki Avrupa’dan ithal edilenler yumuşak ve daha kullanışlı. Kapı çarkları yerli yirmi beş, Avrupa menşeliler yüz elli lira. O da her istendiği zaman bulunamıyor. Sonra Avrupa çarkları takım olarak 450 liraya satılıyor. Bu ise bir yıkım oluyor. Kereste işi de ayrı bir mevzu.

Kendi işini kendi gören Semen faizli kredi istemiyor. Mesleğin tekâmülü için ise memleketimizde yapılanı dışarıdan ithal etmemeli, icap eden şeyler yurda ham madde ve parçalar halinde sokulmalıdır.

Bütün doğu illerine ve Samsun’a kadar karuser yapan Semen’e göre karuser mevzuunda konfor bakımından belki Bursa başta gelebilir amma Gaziantep karuserleri de sağlamlık bakımından önderliği bırakmaz.

MEHMET CINCIK

Bir eski karuserci de Mehmet Cıncık.

Mehmet Cıncık 1937 yılında Abdullah Karuserci ve Mustafa Büyüknacar ortaklığı yanında işe atılmış. İki kardeş bir yıl sonra ayrılınca Büyüknacar’ın yanında kalmış 1946’ya kadar aynı yerde çalışmış. 1950’de bu defa Mehmet Büyüknacar yanına giren Cıncık bir sene sonra Abdullah Karuserci’nin atölyesinde son defa iki yıllık çalışmayı müteakip 1953 yılında atölye açmış.

Bu meyanda otobüs, kamyon şoför mahalleri ve Belediye otobüslerinin tamirlerini yapmış.

Halen otobüs, kamyon, pikap karuserleri ile söför mahalli yapan Mehmet Cıncık’ın punta ve elektrik kaynay makneleri ile demir tepsi testeresi ve hızıra ihtiyacı var.

Bunun için de tabii kredi şart. Bundan dolayıdır ki halihazırda daha çok kamyon karuserleri üzerinde duruyor.

Sonra sanayi sitesi de artık elzem olmuştur. Yer değiştirmekten bıkmışlar. Dolayısı ile böylece daima müşteri tutmak da güç oluyor.

Şehrimize ve doğu illerin iş yapan Cıncık ileride imkân verildiği takdirde mesleğini daha çok ilerletmek ve orijinal Avrupa çelik karuser yapmak istiyor.

Yeni atölye açacakların bir imtihana tabi tutulmasını ve sari’at bakımından bir sınıflandırma yapılmasını uygun gören Cıncık’ın en büyük şikayeti motor cereyanı Sumaklı Makta şehir plânı dışında kaldığı için motor cereyanı vermiyorlarmış. Halbuki ayni yerde motor cereyanı olarak çalışanlar da çokmuş. Bu haksızlığın önlenmesini istiyor.

MEHMET ve HALİL KIZILASLAN

Şehrimizin en yeni karuser atölyelerinden biri de Mehmet ve Halil kızılaslan kardeşlere ait.

1948 yılına Abdullah Karuserci ve Mustafa Büyüknacar yanında mesleğe geçtiğimiz yıl içinde atölye açmışlar.

Branşları otobüs ve kamyon karuseri olan Kızılaslan kardeşler imkansızlıklar yüzünden otobüs ve kamyon karuserlerinin tamirleri ile ancak kamyon karuserlerinin yenisini yapıyorlar, onların de en büyük derdi maddi yardım ihtiyacı.

Halen basit takımlarla çalışan Kızılaslanlar elektrik, oksijen, punta kaynak makineleri ile pres ve cereyanlı makasa ihtiyaç hissediyorlar.

Mesleklerine aşık olduklarını ifade eden kardeşler ileride Avrupa tiplerinden daha orijinal bir şekilde otobüs karuseri yapmayı düşünüyorlar. Tabii buna maddi bakımdan imkân verilirse ekseriyetle doğu illerine iş yapan Mehmet ve Halil Kızılaslanlar bazı meslekdaşlarmın lüzumsuz bir şekilde fiyat kırışlarından şikayetçiler.

CELAL ALTAŞ

Beş sanatkâr kardeşten birisi olan Celal Altaş mesleğe 1941 yılında babası zamanın tek kaynakçısı Hassan Altaş yanında kaynakçı olarak başlamış. O sıralarda Hassan Altaş oto tamirciliği ve kaporta işleri de yapıyormuş. Celal Altaş bu işlerde babasına yardımcı olmuş.

Askerlik vazifesini bitirdikten sonra 1949 yılında kaynak atölyesi açmış Bu meyandâ kaporta işleri oksijen kaynağı, su tesisatı yapıyormuş.

(Devam Edecek)