(Sayfa 85’den Devam)

SERVET ve İDRİS BİLGİNÇ

Şehrimizin en genç karusercileri Servet ve İdris Bilgin kardeşler.

Servet Bilgin 1955 yılında Kemal Karuserci’nin atölyesinde işe başlamakla mesleğe atılmış bilâhare Necmettin Karuserci ve Vahittin Aslanpay yanında bir müddet çalıştıktan sonra Mehmet Gören ile ortak olmuş. Fakat bu ortaklık ancak altı ay kadar devam etmiş.

1961 de müstakil olarak atölye açmış. İdris Bilgin de ağabeyinden altı ay sonra Vahittin Aslanpay yanında ayni mesleğin yolunu tuttrmuş. Aslanpay’ dan sonra birbuçuk yıl İhsan Özer, altı ayda Mehmet Bilici yanında çalışıp son olarak Servet Bilgin ve Mehmet Gören ortaklığı atölyesine girmiş.

Bu ortaklık sona erince de ağabeyinin yanında kalarak beraberce çalışmaya başlamışlar.

Halen otobüs, pikap ve kamyon kruserleri yapıyorlar Ayrıca bilumum vasıtaların karuserlerini tamir işleri ile de meşgul oluyorlar.

Fakat bugün için ekseriyetle kamyon karuserleri üzerinde duruyorlar. Otobüs işi fazla sermayeye ihtiyaç gösterdiğinden bu mevzuu daha ziyade branş olarak seçmişler. Kısa mazilerine rağmen kamyon karuserciliğinde epeycede tanınmışlar. En büyük avantajları da kendi malı olan atölyelerinde çalışmaları.

Bugün için hızar, planya ve cereyanlı el matkabı ile çalışan Bilgin kardeşlerin elektrik kaynak makinesi ile kopmlo demirci takımlarına ihtiyaçları vardır.

İleride onlar da zamanın ihtiyaçlarına cevap verebilmek için çelik karuser yapmayı düşünüyorlar. Fakat bu sermaye bakımından zayıf olan küçük sanatkârlar için kolay bir iş değil. Mutlak surette döner sermaye temin etmek şart. Bunun için de küçük sanatkârların uzun vade ve az faizle krediler temin etmelidir. Gerek sanatkâr ve gerekse memleket sanayii ancak bu şekilde kalkınabilir. Küçük sanatkârlar atıl durumda kalmaktan ve hattâ icabında ataletten ancak bu suretle kurtulabilirler.

Mesleğin tekamülünün de maddi yardıma bağlı olduğunu ifade eden Bilginler daha ziyade şehrimiz ve doğu illerinde iş yapıyorlar.

ADİL ÖZER-DAVUT AKGÜL

İhsan Özer’in kardeşi olan Adil Özer 1954 yılında ağabeyinin atölyesin de mesleğe atılarak 1961 e kadar burada çalışmış.

Adil Özer’in ortağı Davut Akgül de yine İhsan Özer’in yanında ve ortağından bir yıl sonra işe başlamış.

İki ortak 1961 yılına kadar atölyede çalıştıktan sonra birbirlerinin tabiatlarını öğrenip beraberce çalışabileceklerini anlayınca da ortak olarak bir atolye açmayı kararlaştırmışlar ve bunu tatbik mevkine koymuşlar. Her çalışan sanatkâr gibi onlar da böylece istikballerini garanti altına almışlar.

Özer ve Akgül ortaklığı halen otobüs, kamyon, pikap karuserleri ile şoför mahallerinin yenisini ve bunların tamir işini yapıyorlar.

Fakat daha az sermaye ile daha rahat çalışılabildiği için de ekseriyetle kamyon karuserleri mevzuunda meşgul oluyorlar. Sermayesizlik onlarda da teşirini göstermiş. Herhangi bir iş kolun da insanın bilgi sahibi olup o branşta her işi becerebildiği halde maddi kudretsizlik yüzünden tam manasile mesleğin de çalışamaması hakikaten acı bir şey.

İki ortak ileride mesleklerini tekâmül ettirmek istiyorlar. Ancak bu da sermayeye bağlı bir mevzu. Büyük işler büyük imkânlarla meydana gelir Bunun için de küçük sanayicilere mutlak surette kredi temin etmelidir.

Yine mesleğin tekâmülü her şeyden evvel bol takıma bağlıdır. İşi yaptıran kafa ve tecrübedir. İşi yapan ise takımdır. Bol ve çeşitli takım hem işin daha iyi ve hem de daha çabuk çıkmasında başlıca rolü oynar Bu bakımdan da kredi elzemdir. Ancak bunu da tapu karşılığında değil de, atölyedeki takımlara mukabil verilmelidir. Uzun vadeli ve asgari faizli olmalıdır.

Bir sanayi sitesi de artık zaruret halini almıştır. Sanatkâr’ın bir arada toplanması lüzumsuz rakabeti de önliyecektir. Borçları olan iş sahipleri da yeni işleri için başkalarına kaçamıyacaklardır.

TAHÎR SEMEN

1944 yılında Abdullah karusercinin atölyesinde mesleğe atılan genç ve hakikaten iyi bir sanatkâr olarak tanınan Tahir Seman 1962 yılında da atölye açmış.

Fakat başlangıç kolay olmamış sermaye yok denecek kadar az, ilk önce işyeri olarak bir yer temin etmiş. Sonra küçük bir tezgah kurmuş. Bilâhire de ilk elde lüzumlu olan küçük el takımlarını almış. Ve başlamış vasıta sahiplerini beklemeye. Fakat bu bekleşiy uzun sürmemiş. İş sahipleri gelmeye başlamış. Yaptığı ilk işler vasıta sahiplerini memnun edici neticeler verince de işler sökün etmiş.

Mesleğinde kendine olan güveni dolayısile atölye açmaya karar verip teşebbüse geçen ve bunu hemen tatbik sahasına koyan Semen sıfırdan başlayarak bugünkü duruma gelmiş. Birçok Gaziantepli sanatkârlar gibi. Son günlerde de işyerini daha da genişletmiş.

(Devam Edecek)