(Cilt 7, Sayfa 274 den devam)
Kına gecelerinde aded üzerine söylene gelen aşağıdaki maniyi bir çok kimselerden tesbit ettiklerimizi karşılaştırarak aslına yakın olduğuna karar verdiklerimizi bir araya getirdik. 25 Aralık 1960 da şehrimiz Lise, Ticaret Lisesi ve Sanat Liselerinin, Kız Enstütüsününde iştirakiyle Nadir Gülün başkanlığında sahneye koydukları Kına gecesinde Ticaret Lisesinden Bay Mehmet Ali (soy ismini hatırlıyamadık) okumuş ve takdir edilmişti. Biz, Yaşar Özbirecikli, Hanifi Kolluş ve Mehmet Ali arkadaşımızın yazdırdıklarından bilhassa faydalandık.
Ey hamamcı bu hamama güzellerden kimler gelir
Ne bileyim bey efendi günde yüzbin can gelir
Önde halayıklar arkadan sultan gelir
Nak. Dört gaziler yaman di yaman
Gelen sunam kime ne...
Hamamın kurna yerine soyunur saçlı melek
Ellerin suya batırmış fincana benzer göbek
Ne kadar yalvardımsa kabul olmadı dilek
Nak. Dört gaziler...
Yar sökmüş sırma saçını hamamda yanmak için
Hamam sana ne devlettir o güzel bastığı için
Nak. Dört...
İşte tâ ezelden beri Kınalarda söylenen bir mani daha, nakaratı yukardakinin aynıdır. Hanifi Kolluş’tan:
Kalk gidelim Acem kızı bizecek belalı yar
Kına yakaydım al topuktan dizecek
Gel sarılıp yatalım ilkbahardan güzecek
Nak. Dört gaziler yaman di yaman
Gelen sunam kime ne..
Kaldıraydım yorganının yanını belalı yar
Emeydim dudağının balını
Satın mı aldın bu uykunun kanını
Nak. Dört gaziler..
Yine Kınalarda okunan bir mani,
Hanifi Kolluş derlenmiştir:
Neylemişem ben şu Halep’in şahına
Çifte tellal koşturmuş Halep’in çarşısına
Zalim cellat göz aldırmış başımın poşusuna
Ölürem ben..
Aslan dede kahvesinde çevirdiler yolumu
Zalim cellat berk bağladı kolumu
Halebin çarsışına dönderdiler beni Ölürem ben..
Hanifi Kolluştan aldığımız mesnevi:
Şu karşıdan aşanda güzellerin yoludur
Aman güzel sevmekte koç yiğitin kârıdır
Açma beyaz göğsünüde aklım dağıtır
Nak Uzasında saçın anan örmesin
Seni benden ayıranlar cennet görmesin
Dolanı dolamda yola gel yola
Sıva kollarımda sevdiğim boynuma dola
Seni benden ayıranlarda mevladan bula
Nak, Uzasında saçın...
Bir çok türküler gibi Haşıl türküsününde başka başka kelimelerle ifade edilen muhtelif çeşitleri var. Ben aşağıya aldığım Haşıl türküsünü bundan 5 yıl evvel Şehreküstülü Mehmet Aziz Sevük’ten dörtlü olarak derlemiş ve bağlama ile bir kısım arkadaşa öğretmiş idik. Mehmet Aziz Sevük Haşıl türküsünü on-oniki seneden beri bildiğini ifade etmiştir:
Elektrik söndü kalkın haşıla
Haşılıda getirin çökün başına
Çifte kurşun değsin nezik taşına
Nakarat
Gözlerin kör ola ölesin usta
Böyle zulüm mü olur taze kalfaya
Ustamızın giydiği samanı sarı
Usta seni soksun al kızıl arı
Usta paran yoksa etme bu kârı
Nak. Gözlerin ..
Haşıl parasından bulgur kaynattık
Mangal maşasından saçımızı kıvrattık
Ustamızın düğününde kızlar oynattık
Nak. Gözlerin ...
Bir direzin çekdim iki sadirlik
İçinde kırıldı zavallı mekik
Yenisini almağa yoktur metelik
Nak Gözlerin...
1964 Şubat sömestir tatilinde Halkevinin kuruluş yıl dönümünde hanende Halil Karaduman’ın Gaziantep ağzıyla pek gü zel okuduğu uzun havayı Hanifi Kolluş yazdırdı:
Antep’in çevresinde bağlar bahçeler
Valla Kozandağlı gelmişte bizi parçalar uy uy
Üleşime döner kuzgun sakçalar uy uy
Nak. Bu gençlikte neler vay zalim neler
Geldi başıma belalı başıma uy uy
Antebin taşları ağlı karalı
Valla anamdan doğdumda başım belalı
Karamehmet sol börgünden yaralı uy..
Nak. Bu gençlikte..
Kamyonlarda Nurganaya yaslandı
Valla sıka sıkada otomatik paslandı uy..
Eller adam vurdu Nahsen seslendi uy..
Nak. Bu gençlikte...
Nurganaya geldiğimizi duydular
Zalim düşmanlara haber verdiler uy..
Üleşimi çamurlara uy serdiler uy..
Sebep oldu Nurgananın kendiri
Nak. Genç yaşımdada neler vay zalim neler
Geldi başıma belalı başıma uy..
Divan tarzında söylenen Gaziantep türküsünü Hanifi Kolluş derlemiştir. Kendi bir kaç sene evvelden beri bildiğini ifade etmiştir:
Bir arap geliyor Yemen elinden
Kimseler bilmiyor onun dilinden
Arabın çektiği bir yar elinden
Nak. Aman arap oğlu yandım Arap oğlu
Atımı bağladım nar ağacına
Kakülüm dolaştı dar ağacına
Benlen selam söylen nazlı bacıma
Nak. Aman Araboğlu..
(Devam Edecek)
Erol GÜCEYLİOĞLU