IV

Önceki yazımızda arkadaşımız Ha nefi KOLLUŞ’un on iki seneden beri bildiğini söylediği Döne Gelin’e ait uzun havadan beş kıt'a yazmış ve daha o zaman bu kısımların noksan olduğunu belirtmiş idik..

Şimdi, on beş dörtlük olarak iki ayrı kısımda yazacağımız uzun havada adı geçen Döne Gelinin kim olduğuna dair gerçek malumatımız yok halen.. Eğer doğru ise parçada adı gaçen Mahmut beyin İbrahim Paşanın oğlu olduğunu öğrendikse de; doğruluğundan emin değiliz.

Halk türkülerinin anonim olma özelliğinden dolayı, aşıklar tarafından yakılan türkü ve benzeri eserler dilden dile dolaşa dolaşa yeni mısralar ilavesi ile çok kere şekil ve nağme değişikliği ne uğrar. Bundan da anlaşılacağı üzere Döne Gelini yeniden yazarken hemen ilave edelim ki; şimdi şunacağımız kısımlara ilave edilecek dörtlükler, mısrâlar ileride çıkabilir. Barak tarafların da söylenilen Döne Gelin havasında bahsettiğimiz şekil ve nağme değişikliğini pek açık olarak görmek mümkündür. Şöyleki: bîr kısım yerlerde,

«Aşağıdan gelir atlı araba

Dönem gidersen bizim eller haraba

Seni verdiler küllü araba

Yazık oldu genç yaşına Döne’nin»

Diye söylenirse de aynı mısraalar da ifade edilmek istenilen fikirler şu şekilde çağrılınılabildiği gibi:

«Karşıdan gelir yaylı araba

Evleri yıkılmış olmuş haraba

Dönem seni vermişler kürde araba

Yazık oldu genç yaşına Döne’nin»

Aşağıda yasacağımız sözlerle da söylenildiği de olur:

«Karşıdan gelir dörtlü araba

Sen gideli bizim eller haraba

Dönem seni verdiler kürde araba

Yazık oldu genç yaşına Döne’nin»

Verdiğimiz misali örneklerle daha da genişletmek mümkünsede mevzuu dağıtmamak için bu kadarı kâfidir her halde...

Yalnız gerçek bir şey varsada, Döne Gelin Gazniantep çevresinde yaşamış Döne ismindeki köy gelinlerinin yüzlercesinden biridir.

Yeni ekliyeceğimiz on kıt’ayı Yavuzelinden Muhittin Fıstıkçı, Oğuzeli Hameyli köyünden (Yeni adı ile Duru köy) Mikdat Erkan, Nizip Yukarı Bayındır köyünden Hüseyin Sevilmişdal ve Hüseyin Tilkilerden aldık.

Aşağıda sunduğumuz Barak Döne Gelin havasını Miktad Erkan amcası 27 yaşındaki Muharrem Erkan’dan derlen miştir:

«Ulan Baraklılar sizde nohut ıslayın

Şıh Cesim geliyor geri tösleyin

Sizde böyle şetil besleyin

Yazık oldu genç yaşına Döne’nin

Taksinin önü Antep’e bakar

Dönem oturmuş altın diş takar

Dönenin ateşide Barağı yakar

Yazık oldu genç yaşına Dönenin

Aşağıdan gelir yaylı araba

Dönem gidersen bizim eller haraba

Seni verdiler küllü Araba

Yazık oldu genç yaşına Dönenin

Yolundu yolmada kalmadı kucak

Sakla gül memeni değmesin sıcak

Demedim mi seni kötü arap alacak

Hele sorun halı ne Dönenin

Ağaçlar meyve verir slallanır

Kötü arap bülbül olmuş dillenir

Hele söyleyin hali ne Döne’nin»

Şimdi yazacağınız Döne Gelin havasi Gaziantep ve çevresinde en yaygın

olanı ve en popüleridir, Döne gelin uzun havasının:

«Zülüflerin deste deste

Aman derdinden, olmuşam hasta

Şeker şerbet altın tasta,

Aman, içmezmisin gel ey Dönem...

Dönem zülüflerin enli enli

Dönem, ne bakarsın kenli kenli

Gelin mi oldun iki dinlim

Aman dönemezsin Gelin dönem:

Dönem zülüflerin burma burma...

Aman salınıp karşımda durma

Ela göze siyah sürme.

Aman çekmezmisin Gelin Döne

Dönem kâküllerin tutam tutam

Aman arasına güller katam;

Hele gidip gurbet elde yatam..

Benimle yatmazmısın Gelin Döne

Dönem yavaş yürü pekçe salın

Yar yüzüne koymuş elin

Gümüş kemeri ince bele

Takmazmısın Gelin Döne

Dönem, geldi pazarlık belası

Aman ağlar Dönenin anası

Ak ellere Halep kınası

Yakmaz mı oldun Gelin Döne

Dönem pazarlıktan geldik şükür

Kalbimizden kalktır fikir.

Ak ellere gümüş zekir

Takmaz mı oldun Gelin Döne

Pazarlıktan, geldik, şükür

Aman aklına getirme fikir

Selvi boya kutnu diktir

Aman giymezmisin Gelin Döne

Ekinler orağa geldi

Zülüfler tarağa geldi

Mahmut bey konağa geldi

Aman kalkmazmısın Gelin döne

Harbeteden indirdiler gelini

Kınalamışlar (on) parmağman elini

Gümüş kemer sıkmış ince belini

Amanı takmazmısın Gelin Döne.»

Dikkat, edilirse her iki Döne Gelin, havasında Döne Gelinin güzelliğine tasvirine, ve övülmesine geniş yer verilmiştir. Kalın için duyulan telaşı, mahalli geleneği bilenler herhalde yerinde bulacaklardır.

Yazacağımız Ferik Gelin uzun havasim Hüseyin Tilkiler’den yazdık:

«Keklik uçtu dağa düştü

Ay ışığı bağa düştü

Kurban olam Ferik Gelin

Benim gönlüm sana düştü

Şu dağlarınan taşlanılan

Emin gidem kuşlarınan

Kız gel hakkın helal eyle

Ferik Gelin suya gider

El oğluna çalım eder

Çalım etme Ferik Gelin

Ben cahilim aklım gider

Gelin olan uzun olur

Zülüfleri düzgün olur

Harman kalkar Ferik Gelin

Düğünümüz güzün olur»

«Leylam kalk gidelim yolumuz uzak Yolumuza kurmuşlar çifte tuzak» mısraaları ile başlayan uzun hava Türk Halk Musikisinin hemen her vilâyette söylenilen anonim parçalardan biridir.

(Devamı Var)