Yazacağımız türkü aslında Urfa dolaylarınındır. Gaziantep'te de pek sevilen bu türkünün Gaziantep havalisinde söylenilen mahallimizle ilgili kısımlarını yazıyoruz.
Pınara varmadın mı
Gül koydum almadın mı
Seni zalimin kızı
Hiç beni anmadın mı
Ah hiç beni anmadın mı
Güle düştüm güle düştüm
Gülden güle düştüm
Felek muradın olsun
Ne yaman güle düştüm
Ah ne yaman güle düştüm
Pınarın ardı kuyu
Uyu seydiğim uyu
Ne çabuk sarhoş oldun
İçtiğin üzüm suyu
Ah içtiğin üzüm suyu
Gök yüzünde yıldız sıra
Yasrık gitti Mısıra
Demir çarık yaptırayım
Bende gidem ardı sıra
Ah bende gidem ardı sıra
Kilis’li Mehmet KESİCİ’nin yazdırdığı pek güzel bir türkü. Sultan hanımın türküsü.
Sultanın giydiği kareli kumaş
Yandım ateşine Sultanım ulaş
Bir öpücük verde köşeyi dolaş
Hiçmi oturmadık yan yana Sultan
Hadide yavrum can sana kurban
Sultan sermiş seccadeyi köşeye
Rakı şarap doldurmuşlar şişeye
Saat beşten sonra gelir döşeğe
Hiç mi oturmadık yan yana sultan
Haydide yavrum can sana kurban
Suriye hududundan 1954 yılında vurulan Kullo Hüseyin uzun havası. Kimden duyduğunu hatırlayamıyan Hanefi KOLLUŞ yazdırdı, kendisi cehizde duyduğunu söyledi.
Yemin ettim Halep suyunu içmeye aman içmeye
Hat boyunda pusulara düşmeye pusulara düşmeye
Bilmem ne eyledim anam zalim feleğe anam feleğe
Vurma asker vurma düştüm toruna (tuzağına)
Bana acımazsan acı oğluma
Adımı sordunda asker Kullo Hüseyin ağam Hüseyin
Kurşunu yedimde kalmadı beyin
Kader böyle imiş kime ne deyim
Vurma asker vurma düştüm toruna
Bana acımazsan acı oğluma
Şıh baba pastanesinde 1959 yılında Şıh baba’nın yazdırdığı bir nefes.
Hu.. Diyelim gerçeklerin demine
Gerçeklerin demi nurdan sayılır
Erenlerin katarına katılan
Muhammet Ali’ye yardan sayılır
Üç gün imiş şu dünyanın sefası
Sefasından artık imiş cefası
Gerçek erenlerin nutku, nefesi
Biri kırktır, kırkı birden sayılır.
Şahı merdan, Sur’i Yezdan
Nuru Nebi, Kerem’i Ali
Üstat, Hünkar, Hacı Bektaşi veli
Demine devranına hu., diyelim
Hu.. Hu diyelim Hu.. Hu., Hu..
Döne gelin uzun havasını arkadaşımız Hanefi ağadan yazdık. Yalnız aşağıda sunacağımız kısımlar noksan olup tamamını tesbit edemedik. Hanefi ağa on iki senedir biliyor Döne gelin havasını. Döne gelinin ve parçada adı geçen Mahmut Bey’in de kim olduğunu tesbit edemedik. Şu kadarını söyleyelim ki, Döne gelin’de Gaziantep çevresinde pek sık rastlanan Gelin hikayelerinden biridir. Bu mevzuu geniş bir isim takip eder. Misal olarak, en meşhuru Ezo gelin olmak üzere Küçük gelini, Ferik, gelini, Maha gelini, Haco gelini
İlk üç dörtlükte Döne gelin tasvir edilmekte ve.
Pazarlıktan geldik şükür
Aklına getirme fikir
Selvi boya kutnu diktir.”
Mısraalarında mahalli gelenek tasvir edilmiş ve kız alınırken verilen kalından bahisle çok şükür anlaştık, düğün hazırlıklarına başlayabilirsin kötü fikirleri aklına getirme denilmek istenmektedir.
Dönem zülüflerin deste deste yar yar
Aman derdinden olmuşam hasta
Şeker şerbet altın tasta
Aman içmez misin gel ey Dönem oy oy.
Dönem zülüflerin enli enli
Dönem ne bakarsın kenli kenli
Gelin mi oldun iki dinli
Aman dönmez misin Gelin Dönem oy oy..
Dönem zülüflerin burma burma
Aman sallanıp karşımda durma
Ela göze siyah sürme
Aman çekmez misin Gelin Dönem yar yar.
Pazarlıktan geldik şükür
Aman aklına getirme fikir
Selvi boya kutnu diktir
Aman giymez misin Gelin Dönem yer yar
Ekinler orağa geldi
Aman zülüfler tarağa geldi
Mahmut Bey konağa geldi
Aman kalkmaz mısın Gelin Dönem oy oy.
Lisede Ferit GİNOL hocamızın yönettiği korolardan birinde eşlik ettiğimiz bir türkü: Deriko
Derik şaçın örmezler
Seni bana vermezler
Gel seninle kaçalım
Ay karanlık görmezler
Deriko kaşlar kara
Deriko gözler ela
Derik saçın iki kat
Kes birini bana at
Git annenden izin al
Bir gececik bizde kal
Deriko kaşlar kara
Deriko gözler ela
Pınar türküsünü ilk defa Yaşar ÖZ BİRECİKLİ’den duymuştuk. Şehreküstülü M. Aziz SEVÜK’ten bir kısım mısraları aldık.
Pınar senin ne sevdalı başın var
Baş ucunda elvan elvan taşın var
Yarenin var yoldaşın var eşin var
Yandım kızlar bir su verin pınardan
Pınar senin ayağını kazarlar kazarlar
Kazarlarda inci mercan dizerler aman dizerler aman
Top top olmuş geziyorlar güzeller güzeller
Yandım kızlar bir su verin pınardan aman pınardan aman
Bir gelin havası. Yoğurt koydum dolaba. Kilis’li Mehmet KESİCİ’den yazdığım bu türkü Gaziantep’te gelinçiler de hanımlar arasında söylenmesi adet olmuş türkülerdendir.
Yoğurt koydum dolaba ellere vay
Bugün başım kalaba ellere vay
Aha ben gidiyorum ellere vay
Buralar kalsın haraba ellere vay
Ellere cicom cicom ellere vay
Giyin pembe şalvarı
Sallansın saçakları
Yerlere vay ..
Kalaylı tas yoğurdu
Seni kimler doğurdu
Seni doğuran ana
Bal ilemi yoğurdu
Ellere cicom cicom ellere vay
Sollansın saçakları
Giyin pempe şalvarı
Yerlere vay...
Bal oldum pekmez oldum
Yürekler yakmaz oldum
Evvel gerekirdim ellere
Şimdi gerekmez oldum
Ellere cicom cicom ellere vay
Giyin pembe şalvarı
Sallansın saçakları
Yerlere vay.
(Üçüncü kısmın sonu)