Özgeçmiş

CAHİT TANYOL (1914)

Toplum bilimci, şair ve yazar Cahit Tanyol Nizip doğumludur. Adana Öğretmen Okulunu (1931) Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü (1935)'de bitirdi. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptı. 1944'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü de bitirerek, ayrı fakültede “Haz ve Elem'in Ahlakta Rolü" adlı, çalışmalarıyla doktor, 1953'de doçent, 1961’de profesör oldu. 1982 y1hnda emekliye ayrıldı.

İlk şiir denemeleri İsmail Habib Sevük tarafından Adana'da kanlan Maarif Mecmuasında yayımlandı. İttihat, Servet'i Fünun, gibi dergilerde de yazdı. "İzmir'de Aramak" adlı bir dergi çıkardı. (1939-1940) İkinci dünya savaşından sonra Yenilik, Değirmen, Akademi dergilerini yönetti. Son Telgraf, Yeni Sabah, Cumhuriyet, Havadis, Milliyet, Güneş gazetelerinde şiir, Şiir estetiği ve güncel konulara ilişkin yazı ve eleştiriler yazdı. Bazı yapılan; sana ve Ahlak (1960), Sosyal Ahlak (1960), Kuruluş ve Fatih Destanı (1969), Sosyolojik Açıdan Din, Ahlak, Laiklik ve Politika Üzerine Diyaloglar (1970), Atatürk ve Halkçılık (1981), Laiklik ve irtica (1989), Çankaya Dram, (1990), Şiirlerini Son Liman (1991) adlı kitapta topladı.

 

Gaziantep’te Kültür Sanat ve Edebiyatta İz Bırakanlar s.174 (Ahmet AYAZ)

 

1914'te Gaziantep'in Nizip ilçesinde doğdu. Babasının adı Mahmut, annesinin adı ise Refika'dır. Babası ihtiyat zabitliği sırasında I. Dünya Savaşında Kermanşah'da şehit oldu.

Cahit Tanyol babasını çok küçük yaşta kaybetmesi nedeniyle, çocukluğu üç kardeşi ile birlikte annesinin yanında ve büyükbabasının ilgisi ile geçmiştir. Bu nedenle Cahit Tanyol'un yetişmesinde baba modeli olarak büyükbabasının büyük önemi vardır. Büyükbabası yakın bir arkadaşı ile birlikte askerliğini yaptığı Halep'te tıbba merak sarmıştır. Büyükbabası, İbn-i Sina'nın eserlerinden yararlanarak Nizip'e cerrah ve eczacı olarak dönmüştür. Büyükbaba eğitim görmüş doktorların gelişine kadar kendi yaptığı ilaçlarla pek çok sayıda kişiyi tedavi etmiş, eczacılığını da ileri yaşlara kadar sürdürmüş, bu görevleri bir çeşit kamu hizmeti olarak görmüştür.

Cahit Tanyol ilköğrenimini Nizip'teki ilkokulda tamamladı. 1926-27 yıllarında Adana Erkek Öğretmen Okulu sınavlarını kazanarak bu okula baş­ladı. 1931 yılında öğretmen olarak mezun oldu. Aynı yıl Gazi Terbiye Enstitüsü giriş sınavlarını kazandı. 1935 yılında Enstitünün Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu. Bir süre Yozgat, Çorum ve İzmir'de öğretmenlik yaptı.

 Daha sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne devam etti. 1944 yılında İstanbul Üniversitesi’nden mezun oldu. Mezuniyetin ardından, Atatürk ve Haydarpaşa Erkek Liseleri’nde felsefe öğretmenliği yaptı. 1946 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'ne asistan olarak girdi. Bu bölümde 1949'da Doktor, 1953'te Doçent ve 1961 yılında Profesör unvanlarını aldı.

Yazı hayatına 1938'de İzmir'deki öğretmenliği sırasında başlamıştır. O dönemler İzmir kültür ve sanat hayatı yoğun olmayan bir ticaret şehri, görünümündeydi. Birkaç günlük gazete dışında ve halkevlerinin çıkardığı bir dergiden başka bir fikir hareketi de görünmüyordu.

İzmir'de okul arkadaşları olan Kemal Bilbaşar, Nurettin Ardıçoğlu ve Şair İlhan İleri ile birlikte “Aramak” dergisini çıkardı. Dergi İzmir'den çok İstanbul basın hayatı ve düşünce çevrelerinde ilgi gördü.

Tanyol'un yazı hayatı şiirler ve edebiyat eleştirileriyle başlamıştı. İstanbul'a geldiğinde genç sanatçı kuşağı ile birlikte, Yenilik, Sokak ve Değirmen dergilerini çıkarmış, 1946'da Yahya Kemal'in de katıldığı Akademi dergisini yönetmiştir. Bu dergide devrin tanınmış yazar ve düşünürleri bulunuyordu.

Tanyol'un kitaplarının yanı sıra çeşitli dergi, yıllık ve armağanlarda yayınlanmış, makaleleri vardır. Bunların yanı sıra Vatan, Yeni Sabah, Cumhuriyet gazetelerinde, toplum sorunları üzerinde sürekli yazılar yazmış ve uzun yıllar bu gazetelerin yazı kadrosunda bulunmuştur.

 

Meral Can Uludağ, Cumhuriyetten Günümüze Gaziantep Şairleri 1, TYB Gaziantep Yayınları, Gaziantep 2011, s.200.

 

Profesör Cahit Tanyol ile Bir Konuşma:

Gaziantep Kültür Derneği mensupları olan bizler, bölgemizle ilgili bilgi ve fikirleri derleyip yayınlama çalışmalarına, beş yıldan beri artan bir ölçüde devam etmekteyiz. Yurdumuzun gerçeklerini metotlu ve ilmi şekilde tanımak için, yurdun bir parçası olan Gaziantep’te bir araştırma merkezi kurulması teklifini ortaya atan, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Profesörlerinden Cahit Tanyol’un davranışını, biz Kültür Derneği mensupları sevinçle karşıladık.

Beraberlerinde kıymetli hemşerimiz H. Uğurol Barlas ile Haşan Hazer, Oya Baydar, Muzaffer Sencer, Asistan Muhan Bali olduğu halde 6. Eylül. 962 günü̈ Gaziantep’e gelen Profesör Cahit Tanyolu candan karşıladık Sayın Profesörle bir fırsatını bulup konuştum Edindiğim bilgileri Gaziantep Kültür Dergisi okuyucularına sunuyorum:

— Hayatınızdan bahseder misiniz?

— Nizip’in Saha mahallesinde 1914 yılındı doğdum, ilk okulu Nizip’te okudum. Adana ilk öğretmen okulundan 1931 de mezun oldum Nizip merkezinde bir ay kadar ilkokul öğretmenliği yaptım, aynı yıl Gazi Eğitim Enstitüsü̈ imtihanını kazanarak Edebiyat bölümünde

4 sene okudum ve mezun oldum: İlk öğretmenliğim 1936 yılında Yozgat Lisesindedir. Daha sonra Çorum Ortaokulunda, 1938 de İzmir’de Edebiyat öğretmenliği yaptım. İzmir’de Aramak adında bir sanat dergisini Kemal Biibaşarla birlikte çıkardım. 1940 yılında İstanbul Eyüp Ortaokulu, daha sonra Haydarpaşa Lisesinde öğretmenlik yaptım. İstanbul’da öğretmenlik yaparken aynı zamanda Edebiyat fakültesine devam ediyordum. 1944 yılında fakülteden mezun oldum ve aynı fakültede asistan olarak çalışmağa başladım. 1948 yılında doktora yaptım ve 1952 de doçent oldum. 1962 yılında ise Profesör bulunuyorum. Edebiyat fakültesi Sosyoloji bölümünde öğretim üyesiyim. İngilizce ve Fransızcayı konuşur ve yazarım.

— Hususî hayatınızdan bahseder misiniz?

Fotoğraf 8: Prof. Cahit Tanyol, Gaziantep Kültür Derneği Merkez Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Solmaz ile birlikte

— Evliyim Eşim, İstanbul kız lisesinde edebiyat öğretmenidir, iki çocuğum var, biri kız biri oğlan. Kızım Bilge İngiliz Ortaokulu son sınıf öğrencisi, Oğlum Tuğrul ise ilkokul son sınıftadır.

— Yazı hayatınıza ne zaman başladınız. İlk yazınız nedir ve nerede çıkmıştır?

— Çocukluğumdan beri en büyük meşgalem şiirdi, ilk yazım İsmail Habib Sevük’ün Adana Maarif Emini iken çıkardığı, önceki adı Maarif, sonraki adı Memleket olan dergide, 1928 yılında Ortaokul 2.nci sınıf talebesi iken «Taşbaşta Akşam» şiirini neşrettirdim. Şiir hece vezniyle yazılmıştır. 3 kıtalıktır. Asıl sistemli yazı faaliyetine İzmir’de «Aramak» dergisinde başladım. Yazılarımda şiir tenkit yazılarımın ağırlık merkezini teşkil ederdi. Nurullah Ataç’la yaptığımız bir tartışma beni ve dergimi İstanbul basınına tanıttı. Birçok dergi gazeteler şiir ve nesirlerimi iktibasa başladılar.

— Yurt içinde ve yurt dışında tetkikleriniz nelerdir?

— Güneydoğuda Sosyoloji tetkikinde bulundum. İngiltere Sosyal müesseselerinde 2 yıla yakın incelemelerde bulundum. Nizip’e bağlı Peşke- Binamlı köyüne ait bir incelemem vardır.

— Basılmış eserleriniz varımdır?

— Evet vardır. 1- Sanat ve Ahlâk (II. nci cildi hazırlanıyor)

2 – Sosyal Ahlâk (II. nci cildi hazırlanıyor)

3 nesir bir de şiir kitabım basıma hazırdır.

— Baraklar ve Türkmenlere ait ilk merakınız ne zaman başladı?

— Şiirle uğraştığım için halk türküleri toplamakla başladım. 1928 yılında Barakta Karacaoğlan ve diğer halk şiirlerine ait şiirleri toplamak benim için çok faydalı oldu. İstanbul Üniversitesine Sosyoloji kürsününe intisap ettiğim zaman örf ve âdetler sosyoloji üzerinde çalışmama bu Türkmen şiirleri sebep olmuştur. Barakta ilk olarak yazılı neşriyatta bulunan Ali Rıza Yalgın’ın «Cenupta Türkmen oymaları» ile Saadettin Nüshet Ergun’un çıkardığı eserler öncülük yapmışlardır.

Fotoğraf 9: Soldan sağa doğru ön sıra: Oya Baydar Prof. Cahit Tanyol, H. Uğurol Barlas, Soldan Sağa arka sıra: Muzaffer Sencer Muhan Bali, Haşan Hazer, Mehmet Solmaz.

— Yazılarınızı ve İlmî görüşlerinizi hangi dergi ve gazetede neşrettiriyorsunuz?

—Cumhuriyet Gazetesi ile Kürsümüzün çıkardığı Sosyoloji dergisinde yazıyorum.

— Yazılarınızı nasıl hazırlıyorsunuz?

— Yazılarımı gece geç saatlerde hazırlarım. Yazmadan önce çoğu zaman yazacağım konuyu günlük hayatımızda ve zihnimde hazırlarım. Yazılarımda müsvedde yapmam. Âdetim değildir. Ekseriya yazıyı yazmadan önce, başlamadan önceki safhası yazıya oturduğum zamana nazaran daha uzundur. Bazen yazı masasına oturduğum zaman yazmayı tasarladığım şeyden başka yazılar yazarım.

— İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Enstitüsüne bağlı ilk araştırma merkezinin Gaziantep’te açılmasına öncülük yapıyorsunuz. Araştırma merkezi konusunda bilgi verir misiniz?

— Memleket gerçeklerini metotlu bir şekilde tanımak için çeşitli bölgelerde sosyal araştırma merkezlerinin kurulmasına ihtiyaç vardır. Üniversitelerimizin Sosyoloji kürsülerine veya Sosyoloji enstitülerine bağlı araştırma merkezleri sosyal değişmeleri devamlı bir kontrol altına alacaktır. Sosyoloji bugün artık nazari bir bilim dalı olmaktan çıkmıştır; Sosyal alana ait olayları inceleyen pratik bir bilgi haline gelmiştir. Araştırma merkezleri Enstitülerin laboratuvarı gibidir. Gaziantep ilinde bir araştırma merkezinin kurulmasını candan temenni ediyorum.

— Gaziantep’te Kültür hareketlerini nasıl buluyorsunuz? Mevcut hareketler tatmin edici midir?

— Türkiye’de en verimli Kültür hareketlerini Antep’te gördüm. Eski halkevleri ve odaları gelenek ve göreneklerini geliştirerek, devam ettirerek halka faydalı olmayı düşünen Gaziantep Kültür Derneğinin çıkardığı Kültür dergisini cidden takdir ederim. İstikbalde daha iyi kıymeti anlaşılacaktır. Önemli olan halkevlerinin kapanma ve açılması değil gayelerini gerçekleştirmektir. Kültür Derneği, Politika dışında eski halkevlerinin ulaşmak istediği hedeflere doğru yürümektedir. Gerek Folklor gerek kültürel alanlarda çeşitli yayınlar yapmakta bulunan Kültür Derneği bütün şehirlere örnek olmalıdır. Gaziantep’te bir Sosyal araştırma merkezi açmak cesaretini bana, Kültür derneğinin bu güzel teşebbüsleri vermiştir.

— Dünün gençliği ile bugünün gençliği arasında ahlak bakımından bir fark görüyor musunuz?

— Gerek dünün gerek bugünün gençliğinde eksik olan ideal yokluğudur. İdeal ancak memleketi kurtaracak bir düşünce sistemi çerçevesinde meydana gelir. Gençlik neye inanacağını bilmiyor. Önünde büyük fikir liderleri yok. Ezberlenmiş, klişe haline gelmiş bir takım söz ve kanatlar gençliğe ideal olarak teklif edildiği içindi o şaşkındır. Bu yüzden ideali besleyen fikir olmayınca çeşitli nesillerin ayni ideal olayı çevresinde toplanması mümkün olmuyor. İnsanları yükselten, kişiliği kuran ve yaşatan inanılmış fikirlerdir. Sözüme açıklık vermek için inanılmış fikirler diyorum. İnanılmış Kanaatlardan ayırmak istiyorum. Bir memlekette fikirlerin yerine Kanaatlar hâkim olursa; bir memleketi klişe kalıpları ve kanaatler idare ederse, böyle bir memleketin gençliğinde ancak faydacı ve çıkarcı bir düşünce ön plâna geçer. Kişisel faydalar genel faydalar yerini tutar. Bu bakımdan gençliği suçlamak haksızlıktır. İyi örneklerden mahrum ergin bir nesil bulamadıkları için onlara acımak lâzım

— Tetkikatınızı yaptığınız İngiltere ile Türkiye arasında Sosyoloji bakımından ne gibi farklar vardır.?

— İngiltere ile Türkiye, iki ayrı âlem halindedir. İngiliz toplumu ve toplumu İdare eden kurallar, bir başka memlekette uygulanmasına imkân olmayacak kadar İngiliz halkının özelliğini taşır. İngilizler bizim için bir taklit konusu olmaktan ziyade bir düşünce konusudur. Batı dünyası içerisinde üzerinde en çok düşünmemiz gereken bir memlekettir. Batı sosyal davalarını kendine göre nasıl çözümlemişse; Bizimde kendi meselelerimizi kendi gerçeklerimize göre çözümlememiz gerektir.

— Türkiye’de ilköğretim davası bugünkü̈ tempo ile halledilebilir mi?

— Halledilemez. Çünkü̈ öğretim dâvası kendi başına halledilecek konu değildir. Kalkınmayı öğretime bağlamak âdet olmuştur. Türkiye için çözülmesi gereken en mühim dâvadır. Sosyal ve ekonomik gücü̈ çoğaltmak memleket gerçeklerine uygun eğitim öğretim müesseseleri kuralım. Yoksa şunun bunun yaptığını biz aynen yaparsak bu iş halledilemez.

 

Gaziantep Kültür Dergisi cilt.5 sayı.58 s.15-16-17-18 (Mehmet Solmaz)

 

1914 yılında Nizip / Gaziantep'te doğdu.Nizip Cumhuriyet İlkokulundan (1926) sonra, Adana Öğretmen Okulunu bitirdi (1931). Yüksek öğrenimini Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü Edebiyat Bölümünde tamamladı (1935). Yozgat, Çorum, İzmir, İstanbul ortaokullarında öğretmenli yaptı (1936-1944). Bu arada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü de bitirdi (1944). Atatürk ve Haydarpaşa erkek liselerinde felsefe öğretmenliği yaptı. 1946'da İÜEF Sosyoloji Bölümüne asistan olarak girdi. 1949'da doktorasını tamamladı. 1953'de doçent, 1961'de profesör oldu. 1982'de emekliye ayrıldı. Yeni Sabah, Cumhuriyet, Milliyet, Son Telgraf, Güneş gazetelerinde yazılar yazdı. İlk şiirleri, İsmail Habib Sevük'ün çıkardığı Maarif Mecmuası (Adana)'nda çıktı. Şiir ve yazıları Servet-i Fünûn, Yenilik, İçtihat; sonraları Aramak (İzmir), yayın müdürlüğünü yaptığı Değirmen (1942-1944), Varlık, İstanbul, Akademi, Yön, İnsan, Aile, Küçük Dergi, Yeni İnsan, Hisar, Realite, Türk Yurdu, Yazko Edebiyat dergilerinde yayımlandı. Realite dergisinde çıkan Seyahate Davet şiiriyle birincilik kazandı.

2001 yılında İstanbul'da öldü.

https://www.mygaziantep.com

Yazılar