Bir toptancı bakkaldan dinledim. Taşralı bir Hacı adayı, çarşıda alış veriş ederken Yuşa Peygamberin Gaziantep’teki türbesini sormuş. Hiç kimse cevap verememiş.

Bu olayı işittiğim zaman Gaziantep Turizmi adına çok üzüldüm, acıdım. Kendi kendime eğer Yuşa Türbesi, Turizmden kazanç sağlamasını beceren bir ülkede olsaydı, ne yapar yapar burasını ziyarete açtırır, dünya çapında bir propagandaya girişir, bundan memleketi adına nice faydalar sağlardı dedim. Avrupa bir yana, Bursa ve Konya gibi kimi şehirler bu işi başarmışlardır.

Konya’da şehrin görülüp gezilecek yerlerini dolaşırken şoförün, faytoncunun, bakkalın, attarın, hatta kundura boyacısının bile bir Turizm propagandacısı olduklarını şaşkınlık ve imrenerek gördüm.

Hele Konya’da bir cami gezip dönerken şoförün Ağabey falan falan yerleride gördünüz mü diye çabalamasını hiç unutmam. Aynı çabaya Bursa’da da tanık oldum. Belki şoförün kendi işi için bu çabayı harcadığı akla gelebilir, ama adamın Turistik yerleri sayması, bulundukları semti bilmesi çok dikkat çekicidir.

Gaziantep’te Yuşa Türbesi, Rumkale’de Yuhennus makamı, İmam Gazeli’ye izafe edilen Türbe, Ermenilerin Sürp Ağaya da çok değer verdikleri Şeyh Fetullah Türbesi, Yahudi, Hiristiyan, İslam Turistler için pekalâ rağbet edilen bir ziyaret yeri olarak değerlendirilebilir. Yeter ki iş orgânize edilsin ve yürütülsün.

2-3 ay önce Antalya'ya gidişimde Sen Piyer kilisesini gezdiğim sırada yabancı turistlerin kiliselerin içini dışını doldurduklarını gördüm. Halbuki bir süre önce durum hiçte böyle değildi. Antakyalılar bizim gibi uyusa idiler ne Papa burasını haç yeri olarak ilân eder ne de bugünkü durumuna gelirdi.

Bu konuda çok yazılıp çizildi ama “Varakı-Mihri vefayı” okuyan dinleyen olmadı. Ancak bir kaç gün önce Sayın Belediye başkanımız Abdülkadir Batur’u ziyaretimde söz arasında Yuşa türbesinin ziyarete açılması için teşebbüse geçeceği anlamına bir sözünü duyarak pek sevindim.

Cemil Cahit GÜZELBEY