(Sayfa 65’den Devam)

nümüz arkamız düşman. Sağımız solumuz düşman. Bunun içindir ki bir yerde tutunamıyoruz. Maksadımız şu tepelere kadar çekilip son müdafaamızı bu Türk topraklarında yapmak ve düşmanı bu Türk hattı üzerinde tevkif etmektir.” diye arkadaki sırtları işaret ediyor. Daha geniş izahatı mahzurlu görerek susuyor. Aynı devriyelerin emniyeti altında gece yarısından üç saat sonra şehrin dışına kadar giderek oradan Adana’ya hareket ediyor.

Gazinin Kilislilerin ruhlarına tesir eden bu sert ve tesirli sesi akşamın karanlığında dahi mavi gözlerinden süzülüp gelen şimşek gibi ümit ışıkları, maneviyatı icraatından belli olan Hislilerin azmini takviye etmiş, kuvvetlendirmiş onlara geleceğin kuvayi Milliyesindeki kuvvet birliği ve kurtulma gücünü kazandırmıştı. Son müdafaamızı bu Türk tokraklarında yapmak ve düşmanı bu ilk Türk hattı üzerinde tevkif etmektir deyişinde ise Arap kalleşlerinin Türklere yar olmayacağını ifşa, milli hudutlarımızın ise güneydeki sarf noktadan katmaya çekilip Kilis-Halep arasında İngilizlerle mütareke yapılmıştır.

İngiliz işgalinin kalkmasıyla ocak 1919 da Fransız işgali başlamıştı. Bu hususu daha evvel belirtmiştim. Kilis siyasi hududu şöyleydi. Kozanın en verimli toprağı ayrılmış, Azaz’ın bir saat güneyine kadar olan kısım Kilis’e bırakılmıştı. Bu hudut general Allanbi (Allanbi Hattı) ile sınırlanmış, Ankada itilafnamesine kadar devam etmişti. Adana havalisinde zuhur eden Fransız katliamını ve üzücü hadiselerin sonuçlarını, bu hadiselerin Kilis’e zamanında aksettiğini belirtmiş; Fransız işgalinin gayet hadiseli olacağını ima etmiştim. Zira insan hak ve hürriyetini benimsemeyen, İffet, izzet ve namus kaideleri dışına çıkan, Türk milli geleneklerine saygı göstermiyen bir zihniyetin davranışından asla insanlık değil vahşet beklenir. Mamafi bu vahşet ortamı bütün cömertliğiyle ortaya çıktı. Münferit zulümleri tedhiş hareketleri takip etti. Halk mal, can ve namus emniyetinden yoksun kaldı. Kalleşler, hainler, namussuzlar onların en mutana dostu vatanperver vatandaşlarımız en büyük düşmanı oldu. En ufak hadiseleri vesile addederek onları ağır cezalara çaptırıp, en adi cezalara maruz bırakıyorlardı. Bir gün sarhoş bir Fransız zabiti zevk için silah sıkar. Birkaç kişiyi yaralar. Birgün Fransız askerleri arama bahanesiyle evlere girer önüne geleni yaralar. Ayaklarından sürükleyerek katleder. Başka gün namusa tecavüze yellenir. Bu böyle devam edemezdi. Nihayet sabır taştı.

Senegalli bir Fransız askerinin çarşı ortasında bir kadına sataşması oradakileri şiddetle öfkelendirdi. Bu bardağı taşıran, sabır haddini aşan olayın ilk görgü şahidi ve tepki göstereni Sakıp oldu. Bu vahim olaylardan nefret etmiş halk ve dükkânlarını kapayan esnaf derhal silâha sarılarak milli birliğin ve kuvayi milliye teşekkülünün yapıcı fiiliyatına başladılar. Mahalli Türk zabıtasının müdahale jandarma subayı Abdürrahim beyin tedbirlerile mütecaviz asker yakalandı. Kilis halkının huzuru yoktu. Gençlerimizin bazısı hiçten sebeplerle tevkif edilmiş, bazısı silahına sarılıp dağa çıkmış, Ermelilerin yersiz dava ve arzuları Fransızlar tarafından tasvip görülüp, mahalli idareye müdahale edilerek azınlık arzularına ram olur bir olumsuzluk hükmediyordu Eşraf sıfatından bazısı çete teşekküllerine yardımda bulunurken bazıları da Türk olduklarını unutuyor, Fransızlarla iyi ge-

(Devamı var)