Şehit Şahin Beyin şehadetinin 43. yıldönümü münasebetiyle Şehit düştüğü Elmalı köprüsünde Derneğimizin tertip ettiği anma töreninde Kilis yolu savaşları sırasında merhumun silâh arkadaşı Ali Nadi Ünler’in yaptığı konuşmayı aynen aşağıya alıyoruz:

Muhterem komutanlarım, sayın misafirler, aziz silah arkadaşlarım, istikbalin Nurlu yavruları,

Bugün buraya kutsal bir vazifenin ifası için geldik. 43 yıl önce burada vatanı uğruna kahramanca hayatını feda eden Şahin beyin aziz hatırasını anmak, minnet ve şükranlarımızı sunmak için toplanmış bulunuyoruz.

Övülmeye değer bir kadirbilirlik ile bu toplantıyı tertip eden Gaziantep Kültür derneğine Şahin’in silah arkadaşları ve bütün Gaziantep müdafileri adına teşekkürü bir borç bilirim.

Şahin Bey 1920 yılının 28 Mart sabahı Kilis’ten Antep’e gitmek isteyen muazzam bir düşman birliğine, tek başına burada karşı koydu. Termopil kahramanlarını gölgede bırakan bir azım cesaretle savaştı ve öldü.

Şahin bey’in vatanı için akan asil kanından kuvvet ve cesaret alan Gaziantepliler, onun yerini boş bırakmamışler, genci, ihtiyarı, kadını ve çocuğu ile düşman ordularına karşı koyarak on bir aylık çok çetin bir savaştan sonra yurtlarını kurtarmayı ve Şahinin andını yerine getirmeyi başarmışlardır. Gaziantep müdafaası denince hatıra ilk gelen isim, Şehit Şahinin adıdır. Şahin, her safhası insan üstü bir azim ve celadetin, vatan sevgisi ve milliyet aşkının erişilemez birer şahikası olan Gaziantep müdafaasının hakiki bir sembolü olmuştur.

Sayın arkadaşlarım, Sizleri sıkmazsam Şahinin hayatı, yüksek ahlaki vasıfları ve bu çevrede verdiği savaşlar hakkında kısaca maruzatta bulunacağım.

Şahin bey Gazianteplidir. Bostancı mahallesinde Dellakoğulları ailesindendir. Asıl adı Mehmet Sait’tir. Şahin müstear adını Kilis yolu savaşlarında almıştır. Küçük yaşta babasını kaybeden Mehmet Sait annesinin ve babalığının yanında büyümüştür. Aşkerlik çağına girince er olarak Yemen’e sev. kolunmuş, burada, gayreti, cesareti, üstün kabiliyeti sayesinde az zamanda terfi ederek başçavuş olmuştur. Bu sırada mensup olduğu alay Aynülcebel denilen, bir kalede asiler tarafından kuşatılmıştır. Muhasara çetin olmuş, alay, başta alay komutanı olmak üzere pek çok zayiat vermiştir. Durumun ümitsizliği karşısında bir kısım idarecilerde teslim olma temayülü gören başçavuş M. Sait efendi bozguncuları yakalayıp hapsettirmiş ve bir gece geçilmez sanılan bir dağ geçidinden alayını, kalede mahsur subay aileleri ile birlikte selamete çıkarmayı başarmıştır. Bu fevkalâde hizmetine mükâfat olarak teğmenliğe terfi ettirilmiş ve birinci dünya savaşında subay olarak Çanakkale, Romanya, Filistin cephelerinde savaşmıştır. Son bozgunda Ingilizlere esir olarak bir sene Mısırda esir kalmıştır. Esirlikten dönünce Nizip askerlik şubesine memur edilerek Antebe gelmiştir.

O sırada Antep Fransız işgali altında bulunuyordu. Fransızların ve bunlara yardakçılık yapan yerli Ermenilerin zulüm ve itisafine karşı Müdafaai hukuk milliye cemiyeti heyeti merkeziyesinin öncülük ettiği direnme ve karşı koyma hareketi canlanmış, Islahiye ve Maraş yolunda iki Fransız müfrezesi çetelerimiz tarafından imha edilmişti. Maraş ilk savaş bayrağını açmış Fransızlarla döğüşüyordu

Kahramanlık ve üstün meziyetlerini merhum Ahmet Muhtar Bey’den (Muhtar Göğüş) Öğrenen ANTEP heyeti merkeziyesi Şahin Beyle görüşerek Kilis yolu kuvayi milliye komutanlığını teklif etmişti. Resmi vazifesini bırakarak çoluk çocuğunu bir eve yerleştirmeden bu vatan vazifesine koşan Şahin bey bu çevreye tek başına bir tüfengile gelmiş ve Çapalı köyünü karargah yapmıştı. Kahraman bir asker olduğu kadar güzel konuşmasını, halka hitap etmesini, kütleyi arkasından sürüklemesini çok iyi bilen Şahin bey az zamanda Halk arasında büyük bir sevgi ve saygı yaratmış, kuvvetli bir otorite kurmuştu. Şahin Beyin nüfuz mıntıkası bu çevreyi çok aşmış, Kürt dağına kadar ulaşmıştı. Bir selam veya teskeresile köylüler silahlanıyor ve silahlı çeteler istediği zamanda istenilen yerde hazır bulunuyordu.

Şahin Bey çok sağlam bir karektere, yüksek ahlaki vasıflara sahipti. Köylülere zarar olmasın diye köylerde oturmaz, çetelerile birlikte çadırlarda kalırdı. Antep’ten gönderilen yiyecekle geçinir, köylerden gelen nefis yemekleri reddederdi. Çadırda tek kaputu ile yatar köylerden gönderilen yatakları kabul etmezdi. Kilis yolunda bulunduğu müddetçe hiç bir vatandaşa hiçbir zararlık yaptırmamış, ticaret için Haleb gidip gelen yolcuların mal ve canlarınıemniyet altında tutmuştu. Maiyetindeki çeteleri hoş tutar, her ihtiyaçları ile ilgilenirdi. İleri karakolları teftiş ederken gece yağmur altında üşüyen nöbetçilere kendi kaputunu verir ve bundan zevk duyardı.

Şahin Bey kahramanlığı, ana hatları ile izaha çalıştığım faziletkârlığı sayesinde 5 Martta Kilis’ten Antep istikametine hareket eden kuvvetli bir düşman müfrezesini pek az maiyetile geri çevirmiş, 14 Mart’ta Akçakoyunlu’da Kilise gelen takviyeli bir alay kuvvetindeki bir düşman konvoyunu Seve boğazında sıkıştırarak sabahtan akşama kadar mezbuhane çarpışmaya mecbur etmişti.

Bu düşman birliği, havanın fırtınalı ve yağmurlu olması ve gecenin bastırmasından faydalanarak perişan bir halde Kilise gidebilmişti.

Şahin Bey’in bu muvaffakiyetleri karşısında Antep’tekİ garnizonlarına erzak yetiştirmekten âciz kalan Fransızlar büyük bir kuvvet hazırlamışlar, bir alay piyade, iki süvari bölüğü, iki batarya , top, zırhlı arabalar ve yüzlerce ağır ve hafif makineli tüfenkten müteşekkil bir kuvvetle 25 Martta Kilis’ten hareket etmişlerdi. Geceyi Anaz köyü önünde geçiren bu düşman 26 Mart sabahı fecirle birlikte kuvvetli topçu ve makineli ateşi himayesinde Şahin Bey kuvvetlerine hücüma geçti. Beş kilometre genişliğindeki bir cepheyi beş altı yüz çete ile ve tek tüfenkle savunan Şahin Bey düşmanın akurane saldırışlarına tam on saat dayanmış ve düşmana çok ağır zayiat verdirmiştiki, bu nisbetsiz kuvvetle her türlü harp araçlarına sahip bir düşman karşısında on saat dayanan bir çete savaşı, eşi görülmiyen bir başarıdır.

Bu savaştan sonra bütün kuvvetleri dağılan Şahin Bey toplayabildiği kırk elli kişilik müfrezesiyle 27 Mart sabahı Kertil sırtlarında düşmanı tekrar karşılamış ve savaş verevere çekilerek akşam Bostancık, Elmalı kuzey sırtlarında durmuştu.

Burada dikkatinize arzedeceğim bir husus vardır: Şahin Bey 26 Martta verdiği savaşla kendine verilen vazifeyi fazlasile yapmıştı. Bundan sonra yapabileceği ciddi bir mukavemet savaşı değil 27 Martta olduğu gibi oyalama, düşmanı açma, yayma, geciktirme savaşı olabilirdi. Fakat 27 Mart akşamı Antepten gelen, Heyeti merkeziye azaları ve şehrin ileri gelenlerinden mürekkep bir heyet, emrine yeni kuvvetler verildiğini, beraberinde top ve makineli tüfenk bulunan Kılıç Ali Beyin de 28 Martta yetişerek savaşa katılacağını ileri sürerek Şahin Beyi burada ciddi bir mukavemete, düşmanı Antep’e geçirmemeye zorladılar. Bu mukavemetin imkânsızlığını bilmekle beraber yaratılıştan Kahraman olan Şahin bey her türlü tehlikeyi göze alarak hayatını ortaya koymak suretile hemşerilerinin bu teklifini kabul etti.

28 Mart sabahı fecirle başlayan savaşta düşmanın şiddetli topçu ateşi ile sağ kanadımız esaslı bir mukavemet göstermeden bozulup çekildi. Bu durumdan habersiz merkezde şose üzerindeki siperlerde savaşan Şahin Bey sol kanadımızın çözüldüğünü görerek bunları tesbit için uğraşırken düşman karargahımızın bulunduğu Değirmenin arkasındaki sırtı işgal ile hem Şahin Bey’i hem de geri çekilen kuvvetlerimizi çok tesirli bir ateş altına almıştı.

Bu durum karşısında tek başına kalan Şahin Bey geri çekilmeyi nefsine yedirememiş köprünün üstüne doğru koşarak bu abidenin bulunduğu yerde tek başına koca bir orduya karşı koymuş, süngülenip şehit oluncaya kadar savaşmıştı. Şahin bey bu hareketiyle bir gün önce “düşman arabaları cesedimi çiğnemeden Antebe giremez’’ diye hemşehrilerine verdiği erkek sözünü yerine getirmişti.

Eşsiz cesaret ve ferağatını, faziletini, yüksek vasıflarını dile getirmeye çalıştığım Şahin Bey işte böyle bir kahramandı. Aziz hatırasını hürmet ve minnetle anar, manevi huzurunda saygı ve huşu ile eğilirim.