Gaziantep hakkındaki çeşitli araştırma ve yaymındau ötürü resmen olmasa bile gönlümüzden kendine fahri hemşerilik payesini verdiğimiz sayın Hikmet Turhan Dağlıoğlu “Gaziantep meşahiri” adlı eserinde bize bilmediğimiz birçok Gaziantep meşhurlarını tanıtmıştı. Bunlardan biri de sicili Osmaniden naklen kitabına aldığı “Siraci, Siracettin efendi” dir. Dağlıoğlu Siracettin hakkında şu bilgiyi nakletmektedir:

Anteplidir. Divanı Hümayun hocalarından olup, 1173 de vefat eyledi. Şair bir zat olup, Vefada metfundur.

Maarif Matbaası Nakit İşleri muhasibi İbrahim Hilmi Taniş tarafından hazırlanıp, Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünce 1945 yılında yayınlanan “İstanbul Çeşmeleri 11 Beyoğlu Üsküdar cihetleri” adlı eseri karıştırırken hemşehrimin Siracettin karşıma çıktı. Amma Sicili Osmaninin şair olduğu hakkındaki kaydını doğruluyan bir beyitle.

Kitabın 72 nci sayfasındaki bu beyitle hakkında verilen bilgi şudur:

“Siraci söyledim tebşir edip adşana tarihin

Gel iç su çeşme sar-ı pâk-i Sadullahtan sahha

Tarihin nazımı divan hocalarından Antepli Siracettin [Siraci] mahlası ile tanınmaktadır. 1173 [1759 M.] tarihinde ölmüş Vefa civarında gömülmüştür.”

Görülüyorki Sicili Osmanı ile İstanbul Çeşmelerindeki bilgi hemen hemen birbirinin aynıdır.

Siracinin başka parçaları var mı? İncelediğim cönklerin hiçbirinde rastlamadım. Bu hali onun edebi hayatının İstanbula yerleştikten sonra başladığına işaret sayıyorum. Bir araya toplanmış şiirlerinin İstanbul kütüphanelerinden birinde bulunması mümkündür.