Akraba ve dostum araştırmacı sayın Oğuz Göğüş’ün çıkartmakta olduğu (Gaziantep’i tanıtıyoruz) dergisinin 3'ncü cildinin birinci sayısı çıktı, çok sevindim buna2'nci cildin son sayısı Nisan 1966'da yayınlanmıştı. Bir yıl ara vermeden sonra yeniden başlayan yayımın sürekli olmasını dilerim.

Yapıt, adına uygun olarak Gaziantep’i çeşitli yönlerden tanıtmaktadır. Dergi bu haliyle, Başpınar ve Kültür dergisiyle birlikte Gaziantep hakkında bilgi almak için başvurulan önemli kaynaklardan biri olmuştur. Bundan ötürü zaman zaman sayfaları arasında dolaştığım oluyor.

Geçenlerde ikinci cildini karıştırırken 1'nci sayının 22'nci sayfasında (Şahveli) ile ilgili bir inceleme yazısı görerek üzerinde durdum, yazıda şimdiye kadar öğrendiklerime uymayan kimi yönler gördüm.

İncelemede deniliyor ki; “doğum ve ölüm tarihi malum olmamakla beraber 1141 tarihi sıralarında yaşadığı divanındaki tarihden anlaşılmaktadır. Her ne kadar Osmanlı nam eserin 97'nci sayfasında Kevakip mukaddimesinde 1957'de Şeyh Yakup efendiye intisap ettiği yazılmakta isede, bu bir eser-i zuhnl'dur.

Şeyh Yakup efendinin 1139'da Üsküdar’da, valide ve Şahzade camilerin de ders verdiği. 1149'da vefat ettiği Karaca Ahmet mezarlığına defnedildiği bilinmektedir.

Eserlerinden bazıları Ayasofya kütüphanesinedir...

Şahveli hakkında şimdiye kadar Osmanlı Müellifleri (Cilt: I sayfa: 97)

Bundan naklen Gaziantep Büyükleri (Sayfa:9) ve Gaziantep Meşahiri (Sayfa: 129), sicilli Osmani (cilt: 4 sayfa: 61) ve bundan naklen yine Gaziantep Meşahiri (sayfa: 129) ile Sadettin Nüzhet Merhumun yarım kalan Türk Şairleri (cilt: 2 sayfa 510) Bağdatlı İsmail Paşanın Esami-i müellifin ve Hadiyat el-Arifin (cilt: 2 sayfa: 501), birde benim Başpınar Dergisi'ndeki araştırma yazım (sayı 21 sayfa: 8) ve bütün bu kaynaklardan faydalanırak hazırlanan, Gaziantep Evliyalarına (sahife 78) alman araştırma yazımda bilgi bulunmaktadır.

Gaziantep’i Tanıtıyoruz Dergisinde ki Sayın A.T. Ozan’ın Şahveli hakkındaki yazısı yukarıda sıraladığım eserlerle çelişme halindedir.

Şah Velinin ölüm tarihi Osmanlı Müelliflerinde H. 1000 (M. 1591), Hadi yad-el Arifin-de H. 999 (M.1590), Sicil Osmanide H. 1010 (M.1604) olarak kayıtlıdır Türk Şairleri ölüm tarihi vermiyor. Yaşadığı devri belirtiyor.

Yukarıdaki geçen kaynaklar arasında Şahveli hakkında en geniş bilgiyi Türk Şairlerinde bulmaktayız. Buna göre, Şahveli, El Kevakibil müziye fitarıkatil Muhammediyye adlı eserini 957 (M.1549) kitabı risaleyi bederiyyeyi 990 (M.1582)'de Antep'te Bediriye mescidin de yazmıştır. Bu tarihler Kavakibin ön sözünde ve manzum Risaleyi Bedriye'nin metninde açıkça yazılıdır.

Yukarıda Başpınar Dergisi'nde yayınladığımı işaret eylediğim yazıda geçen iki belge de Şahveli'nin yaşadığı tarihi göstermesi bakımından dikkate değer.

Bu belgelerden birisi Şahveli tarafından düzenlenen vakfiyedir. H. 1007 (M.1598) taşımaktadır. Bu kayıt, Sicili Osmani'nin ölüm tarihini en doğru veren bir kaynak olduğunu göstermektedir.

İkinci belge Gaziantep Savaşı'nda yıkılan Salihiye Camii kalıntısı arasında bulunan bir kitabedir. Kitabede Şah Veli'nin camie bir sofa eklediği belirtilmektedir. Şakir Sabri Yener’in Kitabeler adlı eserinde kayıtlı bulunanbu kitabenin tarihi H. 1046 (M.1936)'dır. (sayfa 30). Kanaatımca bu kitabe uzun süre toprak altında kaldığından doğru olarak okunmamış olsa gerektir. H.956 da eser yazan bir kimsenin bu tarihte epey olgunlaşmış bir yaşa ulaştığını kabul etmek gerekir. Şahveli bu tarihte 25-30 yaşlarında olsa bile, 1046'da yüz yaşını hayli geçmiş olması gerekiyor Bir akla pek yakın değildir. Şahveli 1046'dan önce ölmüş olmalıdır.

Yukarıda sıralanan belgelerden çıkan sonuç: Şahveli'nin H.10.M.16 ıncı yüzyılda yaşayıp H.11.M.17 inci yüzyıl başlarında öldüğüdür. Buna göre A.T. Ozan’ın Şahveli'nin H.1141 tarihinde yaşadığı hakkındaki iddianın yanlışlığı ortaya çıkmaktadır.

Kevakip ve Bedriye risaleleri yalnız Şahveli'nin değil, mürşidi Şeyh Yakub’un da yaşadığı çağ hakkındaki yanlışlığı ortaya koymaktadır. H.956 (M.1549) da yazılan Kevakip mukaddimesi Şeyh Yakup'dan açıkça bahsedildiği gibimânzum Bedrive Risalesi'nin Türk Şairlerine alınan bölümünde de dokunulmaktadır. Sayın A.T. Ozan'ın 1137 tarihinde Şehzade Camii'nde müdderrislik edip 1149'da öldüğünü haber verdiği Şeyh Yakup başkası olması gerekir.

Yazar, Şahveli, Şeyh Yakup hakkındaki iddialarını hangi kaynağa dayanmaktadır. Yazıda şöyle bir ibare vardır ‘‘Her nekadar Osmanlı nam eserin 97 inci sayfasında” acaba Osmanlı nam sözleriyle Osmanlı müelliflerini kasdedilmektedir? Böyle olsa gerek Çünkü Osmanlı Müelliflerinin birinci cildinin 97 inci sayfasında Şahveli'den bahsedilmektedir.

Divanına gelince: Şiirlerini askeri takma adıyla yazan Şahveli'nin bir divanı bulunduğunu ilk defa Sayın A.T. Ozan’dan öğrenmekteyim. Ancak, delil olarak alınan iki gazelin kılişesi dikkatle incelenirse, görülecektir ki, bu gazeller (Vali) adında bir şaire aittir. Şahveli’nin bir mahlası da, Vali midir?

Şahveliye ilişkin bulunması dolayisiyle bir noktaya daha dokunmak gereğini duydum. Aynı derginin ikinci cildinin ikinci sayısının 9 uncu sayfasında Abdullah Devli oğlu tarafından yazılan (Antep'te yetişen ülema ve eserlerine dair) başlıklı yazıda, Şahveli'den bahsedilirken babasının adı Üveys olarak kaydedilmiştir. Yukarıda adlarından bahsettiğimiz belgelerin haber verdiğine göre, Şahveli'nin baba adı Üveys değil Kaba oğlu Mehmet’tir.