Halk türkülerimiz hep bir maceranın mahsulüdür. Bunlardan özey gelin günün tutulan ve radyoda sık sık söylenilen bir türküsü olması sebebiyle buna ait hikâyeyi anlatmayı yerinde buldum.

Özey gelin’in asıl adı (zöhre) dir. Oğuzeli ilçesinin uruş köyünden bozgeyikli oymağından emin dedenin kızıdır. Bu köyde doğmuş 952 yılında suriyenin carabulus ilçesine bağlı kozbaş köyünde ölmüştür.

İlkin köylerinden şitte hanefi adında birisiyle değişik yapmak suretile evlenmişlerdir. [1]Birkaç sene beraber yaşadıktan sonra kocasi hanefinin hemşiresi hazna kardeşi zeynel dede ile geçinemediğinden ayrılmışlar, bunun üzerine değişik bozulmuş zöhrede kendi babası evine dönmüş, bir müddet sonra boşanmışlardır.

Özey 6-7 sene dul yaşıyor. Bu arada bir çok evlenme tekliflerini reddediyor. Bu redler muhitte dikkati kendi üzerine çekiyor.

935 yılında gaziantep kahvelerinden birinde barak köylülerinden birkaç kişi aralarında konuşurken söz özey geline intikal ediyor. Ali hoca adile maruf birisi kendi talip olursa özey'in reddetmiyeceğini ileri sürüyor. Yanında bulunan arkadaşları alagözlü resul ve izanlı bekir aksini iddia ediyorlar. Ve hemen orada ali hoca için özey’e düyür gitmiye karar veriyorlar. Karar üzerine ertesi gün uruş’a geldikleri vakit köyden bir düğün alayının tilsevet köyüne doğru uzaklaştığını görüyor ve soruyorlar. Ali hoca için istemeye geldikleri yukarıda sözü geçen kozbaş köyünde oturur halası oğlu türkmen soylu memey’e verildiğini, giden alayın da buna ait olduğunu öğreniyorlar. O vakit değerli bir halk şairi olan izanlı bekir karaduman hemen şu parçayı yazıyor:

Turnayı uçurdum uruş gölünden,

Tilsevet gölüne battı mı dersin.

Bir haber almadım zambur köyünden

Şibip’e tüyünden attı mı dersin. [2]

Hele devhüyük geçit yeridir, [3]

Bozhüyük de günahımın biridir, [4]

Alıp giden türkmenlerin eridir,

Bir gece kezbaşta yattı mı dersin.

Önünde sacır var geçmez orayı

Hep avcılar arar bahtı karayı,

Şaine, küllü’yü hem zugara’yı, [5]

Bu üç köyü şavkı tuttu mu dersin.

Malların kaçaktır varma gömrüğe,

Geç karakuyudan otur düynüğe,

Dön ha özey dön ha eski yurduna,

Sahiplerin seni sattı mı dersin.

Bekir yazdığı bu parçayı öksüz kerem türküsünün ezgisine uydurup söyler ve böylece özey gelin türküsü ortaya çıkar. Aslı dört kıt’adan ibaret olan söze, bilinmeyen kimseler tarafından daha birçok kıt’alar eklenmiştir. Diğer taraftan beste de değişikliğe uğramıştır.

Özey gelin türküsünün iki havası vardır: birisi türkünün doğduğu barak, Elbeyli mıntıkasındakidir. Diğeri sonradan Malatyalı fahrinin az çok değişikliklerle pilağa okuduğudur. Hatta fahrinin bunu kendi eseri imişcesine piyasaya sürdüğünü, özey gelin adlı birde filim çevirmek istediğini duyduk. Ankara ve İstanbul radyoları her iki besteyide çalıp söylemektedirler. Yukarıda belirttiğim gibi bu meşhur türkünün, güfresi de, bestesi de bekir karaduman’ındır.

Cemil Cahit GÜZELBEY


[1] Değişik, iki gencin birbirlerinin hemşirelerile evlenmeleri ve kalın vermemeleri halidir.

[2] Uruş, tilsevet, zanbur, şibip oğuzeli ilçesinde birer köy adıdır.

[3] Devehüyük oğuzelinin hudut üzerindeki başka bir köyüdür.

[4] Bozhüyük türklerle meskun bir suriye köyüdür.

[5] Şaine, küllü, zugara, düynük, suriye köyleridir.