__ 2 __

Hayr— Evet babacığım. Alacağımız otomobil (Lord Kamyonet Fors 18 şövaldır.)

Ha— 18 Şevvalda ne olacak?

Hayr— Pardon babacığım şevval değil (şövo) demek icap ederdi çünkü 18 cemidir şöval da cemolmalı.

Ha— Oğlum şehri şevvalin müfredile ceminde değiliz. Bahsi değiştirmiyelim

Hayr— Fors 18 şövo yani 18 beygir kuvvetinde demektir efendim. Ne ise, gelelim hesabımıza. Alacağımız otomobil on iki kişi alır. Birer altından Halebe on iki altın azimet bir o kadar da avdet. Eğer müşteri bulunursa ikinci bir (aile retur dö fuva parjur) olur.

H— O ne demek oluyor sanki?

Hayr— Efendim yani günde iki defa azimet ve avdet etmiş olur. Maamafih bir (alleretur) hesabile yevmiye yirmi dört altının üç altın benzin, yarım altın şoför, yarım altın acente mesarifatı çıkarılırsa safi yirmi (livror) kalır. On günde 200 altın eder. Kalır otomobil bize bâdi hava ondan sonra bu makine bir yıl (garanti) çalışır, Şehri altı yüz altın iyraddan senevi yedi bin iki yüz lira, bunun bin iki yüz lirası (amortisman) yani kaza bela masrafı altı bin lira iyradı safi. Bu para ile otuz otomobil daha alınır. Şimendüfer olmayan bilumum yolların imtiyazı alınır. İskenderun, Derzor, Bağdad bir şube; İskenderun, Kilis, Antep Maraş bir şube. Yazın münasip günlerinde daha ileriye gidilir. Artık bu iyradı rakamlar yazmaktan âciz. Hesabımı mübalağa addetseniz bile haydi her otomobil senede altıbin değil üçbin altın iyrad getirsin otuz otomobil hasılatı yüz bin lira eder ki on senede evrakı nakdiye hesabile milyoner değil milyarder oluruz.

“Hayrünnas keat kalem çıkararak kendi kendine hesaba başlar,,

Ha— (kendi kendine) Hayrünnasın sözlerini büsbütün yabana atmamalı. Haydi müşteri 24 olmasın da 12 olsun masraf günde dört lira değil sekiz lira olsun hem efendim sekiz lira ne masraf olabilirki. Her ne ise biz hesabı ferah tutalım. Baki kalır, beş lira. Ayda yüz elli, senede 1800 lira eder. (Gözleri fal taşı gibi açılır.)

Tepe— (Haci Eyüp efendiye) efendi bu otomobil çift sürmez mi.

Ha — Hayhay neden sürmezmiş efendim

Hayr— Değil mi ya babacığım. Aha makinenin arkasına bir çift pulluk, oldu gitti. Bir saban iki beygirle işlediliyor, halbuki makine 18 beygir kuvvetindedir.

Tepe— Haci efendi bu otomobil değirmen çekmez mi

Hayr— Hakikat babacığım. İş olmadığı vakıtlarda motörü bir kayışla değirmen taşına rabtederler. Olur biter. Bir beygirle dönen değirmen on sekiz misli kuvvetle daha fazla döner.

Ha— Tamam, tamam, tamam, (sevinçle) nerede bakıym bunun acentesi? Hay— Efendim acente buraya bir memur göndermiş. Dün geziniyordu. Yerini bilsem de çağırsam.

Tepe— “pencereden bakarak kendi kendine,, ulan bu ne biçim kıyafet be. Bu kuyruklu çaket modası yeni mi çıkmış, hele şunun keçi sakalına bak, bir gözü cam mı ne gülerek Hayrünnasa elile işaret eder. Hayrünnas pencerenin yanına gelir„

Hay— Ne var Tepegöz?

Tepe— “Pencereden sokağı göstererek» şu camgöz herife bak Allah aşkına

Hayr— “Eğilip bakmasile beraber birdenbire” Aman, vay, ah o evet o ta kendisi. Aman Tepegöz durma koş. çapuk, yetiş, bağır, tut, yakala, getir.

Tepe— (Son derece taaccüple) auzübillah, auzübillahimineşşeytanirreciym. Kiş kiş kiş. Ne oldu Küçük bey çıldırdın mı. Ecinliler başına mı toplandı?

Ha— (Telaşla) aman ne oluyorsun oğlum

Hayr— (Hala pencereden bakarak) Ah menşerami, Veyye müsyö veyye, pur je aşete ön otomobil [1]

Tepe— (hiddetle) Ulan yine mi Gâvurca? Seni tutan ecinnilerde Frenk galiba, Yine mi Frenk kaşığıyla .... Töbe Yarabbi töbe insanı günaha sokacak yahu.

Ha— ‘’oğlunun kolundan tutarak,, ne oluyorsun oğlum? '

Hayr— Aman babacığım. İşte acente memuru yoldan geçiyor. Çapuk Tepegöz gitsin çağırsın

Ha— (Telaş ve sevinçle) Çabuk git Tepegöz şu adamı çağır gelsin.

Tepe— Şu Karagöz suratlı Camgöz herifi mi?

Ha— Evet evet çabuk ol

“Tepegöz koşarak çıkar,,

Hayr— Babacığım acaba bu herif Türkçe biliyor mu?

Ha— Bilmezse ne olur sanki Fransızca konuşunuz

Hayr— öyle amma babacığım, o belki Fransızcanın kabasını biliyor.

Ha— ‘’istihza ile,, demek sen Fransızcai nazikâneyi mi biliyorsun efendi oğlum

Hayr— babacığım ben sıkılırım

Ha— (hiddetle) gel de patlama. Oğlum sen benimle konuşurken bile ana dilini unutmuş ğibi her cümlede iki kelime Fransızca karıştırmadan duramıyorsun. Daha şimdi çeşme bülbülü gibi ötüyordun.

“Acente memuru ile Tepegöz girer”

Acente— Doğru Haci Eyyüp efendinin yanına giderek gayet Alafranga bir reverans ile elini sıkarak ‘’Bonjur Monşer bonjur’’

Hayr— Monper

Acente— Biyen biyen (Hayrünnasa dönerek) parlavu Franse

mösyö

Hayr— (Sıkılarak) vıy mösyö

Acente— (Elini uzatarak kendini takdim eder) Telifon Bağdasaryan Ajant otomobil Lord Antirikan

Hayr— (Elini sıkarak bilmukabele kendini takdim eder) Hayrünnas Eyyup Sinanî

Teli— Mersi mersi, votr per etönbonom

Hayr— (sıkılarak) nono, vıy vıy, of şaşaladım

Teli— (Ermeni şivesile) Efendim cenabınız Fransızca çok yapmamışsınız?

Yazan: Yılmaz Dokuzoğuz


[1] Gel azizim bir otomobil alacağız demek istiyor.