Eşhası vaka

Hacı Eyyup efendi: Mütevassit halde yaşayan bir emlâk sahibi

Hayrünnas bey: Hacı Eyyup Efendinin oğlu

Tepegöz: Hacı Eyyup Efendinin uşağı

Hurşid: Şoför

İlyas: Şoför

Ebu Hamis: Arap bir yolcu

Hamo kâhya: Kürt bir yolcu

Tosun: Türk bir yolcu

Telifon Bağdasaryan: Acente memuru

Vaka yirmi yıl Önce Kilisle Halep arasında cereyan etmiştir.

Birinci perde

Bir oda, yerde halı serili, bir tarafta sade bir kerevit, karşısında köprümüş çift minder, bir lamba kürsüsü üzerinde, lamba, sığara tepsileri. Minderin iki tarafında birer sandalya

Birinci meclis

Hacı Eyyup efendi yalnız

“Kırk elli yaşlarında ufak karatop sakallı. dal fes, gözünde gözlük, İn’ami şerif okuyor. Okumasını bitirir. Kitabı kapatır. Elini yüzüne sürer. Lambayı söndürür. “Yâ Müfettihalebvab, iftehlena hayrelbab’’ deyerek kapuyu açar ve bağırır.,,

Bana bak Tepegöz (‘’ses yok’’) uşak değil baş belâsı (‘’bağırarak’’) Tepegöz (“cevap yok’’) işin yoksa bağır hemen, Tepegöz işitsede cevap vermez… Tepegö ö ö ö z!

(Tepegöz derhal girerek)

Tepegöz— işte sana bir sürü gereksiz söz

Hacıeyyup— Vay Tepegöz ne bu yediğin herze?

Tepegöz—Ben de bilmem ki hangimiz geveze?

Ha—Ne dedin, ne dedin, ne dedin bakıym?

Tepe—Şeytan mıyım ki cive gibi akıym

Ha—Peh, peh gel sana mavi boncuk takıym

Tepe—Bırakmıyorsun ki kahvene ateş yakıym

Ha—Çapuk ol öyleyse tütdür dümanı

Tepe—Ha .... Kalmamış

Ha—Ne?

Tepe—Eşşeğin samanı

Ha—Onun sırası mı? Bizim çay hanı

Tepe—Ah h h h Kalmadı

Ha—Ne?

Tepe—Dizimin dermanı

Ha—(Başını sallayarak) Ters taraftan kalktın zannan bu sabah

Tepe—Öyleya rençbere eziyet mübah (kendi kendine) Tepegöz bağa git sergiyi yatır. Tepegöz hanımı sahraya götür. Tepegöz oğlumu kahveden getir. Ahırda döğüşmesin merkep, katır. Öküze bak, eşşeğe bak, beye bak, kahvesine ta sabahtan ateş yak

Ha—Eh anladık nerde bizim Hayrünnas

Tepe—Bilir misin senin oğlun ne Hannas

Ha—Yo o o o k Tepegöz bugün sende bir hal var

Tepe—Kalçasını uvalıyarak) Çamış katır o azılı canavar

Ha—Eh ne oldu. Bir yerine mi vurdu?

Tepe—Aman beyim tek bir çifte savurdu (ağlar gibi bir vaziyetle omuzunu gösterek) ya kır eşşek, omuzuma ta küreğe, o vakit, ne yapmazdın sen eşşeğe

Ha—Hakkın var ya. Olağan şeydir bakma, keyfimi bozma - ateşimi de yakma

Tepe—Pekey söyle ne yapayım sen emret

Ha—öyle ise şimdi hemen çabuk git, reçel, peynir getir biraz da köfte

Tepe—(Gitmeye hazırlanırken geri dönerek) Ha efendim.

Yamak gitmeyor çifte

Yazan: Yılmaz DOKUZOĞUZ

(Devam edecek)