Her gün biraz daha tahrip edilen ormanlarımızda 12 metre küp kereste veren ağaçlar vardır. Bugün bir metre küp kerestenin fiyat, 1200 lira olduğuna göre bir ağacın yanması veya kesilmesi bu memlekete kaça mal olmaktadır hesap edilsin. Halbuki birkaç günlük göçebe konaklaması birkaç saatlik sahra alemi için on binlerce yüzbinlerce ağaç kül oluyor yok oluyor. Gelişmemiş devletleri bir tarafa bırakırsak dünyanın hiçbir yerinde bi­zim kadar korkusuzca düşüncesizce ve zalimce ormanlarına kıyan bir memleket yoktur. Avrupa’da kesmek yakmak öyle dursun çıplak dağlan, bazu ve para kuvveti ile orman haline getirmektedirler. Benim nazarımda bir orman suçlusu bir katilden, bir yol kesiciden, bir kaçakçıdan hatta bir casustan da farksızdır. Katil ve eşkıya umumi rahat ve huzuru bozuyor. Kaçakçı memleketin mali varlığını sarsıyor. Casus yurdun istiklal ve mevcudiyetine kast ediyorsa orman yakıcısı, orman kesicisi ve orman sökücüsü de memleketin tabii servetine, yurdun bakasına kastediyor. Casus vatan düşmanlarının istila etmesini kolaylaştırıyorsa orman suçlusu da verimli ve yeşil dağların, vadilerin zamanla bir takım çıplak kayalar ve kum yığınlarından ibaret bir çöl halini almasına, barınılamaz bir duruma gelmesine sebep oluyor. Birisi kısa zamanda diğeri tedricen mahvetmeye çalışıyor. Aradaki fark sadece budur. Bir dakika bile fethetmeden ormanlarimızı koruma tedbirlerini ciddileştirip ve sıklaştırmamız bir vatan ve memleket borcudur.