Büyük dil bilginimiz Ömer Asım Aksoy’un Türk Dil Kurumu tarafından yukarıdaki ad altında yeni bir eseri daha yayınlandı. Bu yılın başında da yine Dil Kurumu tarafından (Şeyh Ahmet ve Nazmü’l-Leal) adlı diğer bir eserinin neşredildiğini okuyucularımızın hatırlıyacaklarını sanıyorum. Yine hatırlanacaktır ki müellifin geçen sene Kültür Derneği yayınlarının 12’ncisi olan (Hasan Aynî ve Nazm’ül Cevahir) isminde diğer bir eseri yayınlanmıştır. İşte (Dürrü’n-Nizam ve Nazmü’l-Cevahir) Haşan Ayni ve Nazm’ül-Cevahir’in zeylinir.

Dört sahifelik metin klişeleriyle birlikte otuz iki büyükçe sahife tutan eser şu konuları kaplamaktadır:

Dürrü’n-Nizam ve Nazmü’l-Cevahir

Ele geçen Dürrü’n-Nizam nüshası

Nüshanın vasıfları

Ayni’nin hayatı hakkında yeni bilgiler

Oğlu Yusuf Aziz

Kenar yazıları (Bu bahis ayrıca: 1- Telmihler, iktibaslar 2- İşaret edilen kitaplar, 3- Ünlü kişiler, 4- Çeşitli bilgiler 5- Kelime bilgisi 6- Gramer bölümlerine ayrılmıştır.)

Ayni ve Tarikat

Eserin plânı ve özellikleri

Dürrü’n-Nizam ve Nazmü’l-Cevahir arasındaki farklar

Örnekler

Türkçe kelimeler

Metin kılişeleri

Nazm’ül-Cevahir Arapça ve Farsça’dan Türkçe’ye manzum bir lügat kitabıdır. Dürrü’n- Nizam ise Nazm’ül-Cevahir’in ilk şeklidir. Ve 1226/1811 de yazılmıştır. Aynî 10 yıl sonra, 1236/1821’de bazı değişiklikler yaparak esere Nazm’ül-Cevahir adını vermiş, 1241/1826 tarihinde kendi nezareti altında tabettirmiştir. İşte Aksoy’un bu yeni eserinde ayrı ayrı adlar taşıyan fakat konu ve kapsam bakımından aynı olan iki nüshayı karşılaştırarak aralarındaki farklar belirtilmektedir.

Eserin mühim bir yönü de zamanında mütneyyiz-i şuara unvanını alan şair ve lügatçinin hal tercümesine ait yeni bilgiler sunmasıdır.

Aksoy, Hasan Aynî ye Nazm’ül-Cevahir adlı kitabında “Hasan Aynî’nin atalarını bilmemekteyiz” demekteydi. Dürrü’n Nizam ve Nazm-ül-Cevahir’den “Aynı tabın Emin Dede mahallesinden Dikeç oğullarından Haşan Çelebi’nin” oğlu olduğunu öğrenmekteyiz.

Sayın Aksoy, “Dikeç oğlularından bugün Gaziantep’te kimlerin bulunduğu daha anlaşılmamıştır,” demektedir. Gerçekten Gaziantep’te bu adda bir aile tanımıyoruz. Ancak, Maraş’ta bu isimle anılan bir ailenin varlığını işittik. Hatta, vaktiyle lisemizde vazife gören Maraşlı Haydar Niyazi’nin soyadı Dikeçoğlu oldunu hatırlıyorum. Eğer hayatta ise kendinden veya Maraş’taki akrabalarından yapılacak bir soruşturma bil ki bir ip ucu verebilir. Birde sayın hocam Şakir Sabri Yener’le birlikte tetkik etmekte olduğumuz Şer’i Mahkeme Sicilleri’nde geçen aile adlarını kaydetmekte bulunuyoruz. Bu incelemelerde bu aileye rastlamamız ve böylece Aynî’nin ataları torunları ve akrabaları hakkında bilgi edinmemiz mümkün olacaktır.

Cemil Cahit GÜZELBEY