Bugün Gaziantep’in 18 Km. Güneydoğusunda «Sacır suyu» kenarında kurulmuş bulunan Oğuzeli kasabası ve çevresinden söz açmak istiyorum. İlçe merkezi olmadan önce Oğuzeli’nin adı; «Büyük Kızılhisar köyü» idi. Ama halk bu birleşik sözlüğü Kızılhasar olarak söyledi.

Oğuzeli yaşlılarının anlattıklarına göre köy eskiden şimdiki kasabanın kuzeyindeki bölümünü kaplamış. Bir yanı Sacır’a dayalı, diğer yanları kırmızı renkli kalın ve yüksek duvarlarla çevrili imiş. Kasaba içine muhafaza altındaki kapılardan girilir, bu kapılar geceleri görevliler tarafından kapatılırmış. İşte sözü geçen duvarların renginden ötürü bu yere «Kızılhisar» adı verilmiştir. Ancak Gaziantep’in batı güneyinde aynı adla anılır başka bir köy daha bulunduğundan ikisini biribirinden ayırmak için Kızılhisar birleşik sözünün başına birer sıfat eklenmiştir. Bu sıfatlar çağdan çağa değişiklikler göstermiştir.

16. yüzyıla ilişkin defter-i hâkaani ve şer’i mahkeme sicillerinde Oğuzeli «Kızılhisar-ı Tahtani», öbürü de «Kızılhisar-ı Fevkaani» olarak geçer. Bazı metinlerde ise Tahtani ve Fevkani kelimelerinin Türkçeleri olan aşağı ve yukarı sözcükleri yazılıdır.

Yukarıda belirttiğim gibi Oğuzali’nin ilçe olmazdan önceki adı, Büyükkızılhisar’dı, öbürüne de halen Küçükkızılhisar denir. Bu ikinci köyde hisara benzer birşey yok ise de Hisar adının, yaslandığı hüyükte geldiği anlaşılıyor.

Büyükkızılhisar’ın tarihi Gaziantep ve kuzeydoğusunda bulunan TılbaŞar ile sıkı sıkıya ilgilidir.

Gaziantep’in Dülkadiroğullarına bağlı olduğu 15. yüzyılın sonları ile 16. yüzyılın başlarında bu yerin Tılbaşar’a tâbi ve o zamanlar Tılbaşar ve ve Antep beyliklerinin dolayısiyle Dulkadiroğulları ve Mısır devleti sınırının Nafak boğazındaki cansız hüyükden geçtiği söylenir.

Oğuzeli Yavuzun Mısır seferi üzerine Osmanlı Devletine geçicinden ta Mısırlı İbrahim Paşa devrine kadar önemli olaylara alan olmamıştır. Şu var ki, özellikle 17. yüzyıl başlarındaki büyük Türkmen göçlerinin iskânı sırasında ve bunu izleyen yıllarda göçebe oymakların baskınlarına, soygunculuklarına uğramıştır. Çok zengin ve verimli bulunan köyün duvarlar içine alınmasının nedenini bu olaylarda aramak gerektir.

Gaziantep ve yakın köyler halkının Orul’da Mısırlı İbrahim Paşa ordularına karşı koymaya çalışmaları ve yenilmeleri üzerine bu bölgedeki Oğuzeli de istila ordusundan hasar görmüştür.

16. ve bunu izleyen yüzyıllardan kalma belgelerden Büyükkızılhisar’ın Gaziantep sancak beyliğinin en çok evi bulunan ve en çok gerekli olan köylerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.

Bugün eski adı unutulan Oğuzelin’de, hisara benzeyen hiçbir eser kalmamıştır. Ama çevresi tarihten sesler veresi yapıtlarla doludur. Bu eserler daha ziyade bölgenin verimli kısmı olan Sacır vadisinde toplanmaktadır.

İlçenin 23 Km. kuzeyindeki Hacar köyünün oturduğu büyüğün eski bir hisar olduğu her haliyle bellidir. Etiler devrinde önemli bir yer belkide bir kasaba veya dini bir merkez olduğunu burada elde edilen Fırtına Tanrısının kapartma bir sembolünden almaktayız. Etilerin Fırtına Tanrısı olan TEŞÜP Yunanlılara ZEÜS, Romalılara JÜPİTER olarak intikal eylemiştir. Kasabanın güneyinde Abbas Höyüğü adiyle anılan ve sttn’i olduğu belli duran bir tepecik, önünde çağlayan Sacır iki böğründe kaynayan iki güzel pınar, yanlarını çeviren zümrüt gibi yeşilliklerin çiacdiği bir tablonun ortasında geçmişin şirin bir yerleşme alanıdır.

Sacır’ın sağ kıyısında Seylan, solunda Tilhalit hüyükleri eski devirlerin birer kale kalıntısıdır. Seylan adı nasıl olupta konulmuştur. Bu meraklı bir sorudur. Tilhalit’in kuzey eteğinde kaynayan pınar’ın kara taşları haçlı seferlerinin nice kanlı boğuşmalarını görmüştür.

Oğuzeli sınırları içinde yığınları altında geçmiş yüz yılların büyük sırlarını saklayan düzüneyle hüyük bulunmaktadır. Arkeolog kazması değmeyen bu hüyüklerin başında ünlü Tılbaşar gelir. Buranın da önemli bir kale ve etrafında hâlâ harabeleri ve dış tarafında sur kalıntıları görülen bir şehir olduğunu biliyoruz, öbür höyükler de Hacar, Sazgın, Arkık, Tümp, Mülk, Tılfar, Tüzel Karacaviran, Alahan,Salhan, Haral, Vasılı höyükleriyle Ağca Ağca hüyüktür. Bunların hepsi de kapalı birer kitap halindedir açıp okuyacak uzmanı bekliyor.

Sözlerime ilçe merkezinin eski adıyla başladım, yeni adıyla bitireceğim Büyükkızılhisar’a neden Oğuzeli adı verilmiştir? Bu işi kimin yaptığını bilmem ama pek yerinde ve anlamlı bir ad babalığı yapmıştır. Çünkü̈ Oğuzeli nüfusunun hemen hemen yüzde doksanı Oğuz Türklerindendir.

Taşıdığı önem dolayısıyla Tılbaşar ile bu bölgedeki Oğuz boyları ve buna bağlı oymakların adları ayrı birer konuşma konusu olacak kıymettedir Hoşça kalınız sayın dinleyenlerim.

C. Cahit GÜZELBEY