Abdülnafi efendi Türk Kültür tarihinde parlak bir yeri olan şair, alim ve devlet adamı büyük hemşehrimiz Münif Paşanın babasıdır.

Abdülnafi efendi de oğlu gibi alim ve şairdir. Böyle olmasına rağmen yerli ve taşralı eserlerde hayat ve kişiliğinden bahsedene raslamadık. Yalnız İbnilemin Mahmut Kemal bey son asır Türk şairlerinde (Cilt 6 sayfa 996) Münif Paşanın hal tercümesini anlatırken babasının Tahir oğlu Abdülnafi olduğunu kaydettikten sonra “Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa tarafından Suriye istila olunduğu esnada oğullarına farisi talim etmek üzere Abdülnafi efendi ailesiyle birlikte Mısıra götürüldü...,, diyor. Aynı sahifede iki numaralı haşiyede Necip Asım’ın İkdam gazetesinde çıkan bir yazısında şu satıları naklediyor:

“İbrahim Paşanın çocukları için o vakit Kilis mütesellimi olan büyük babam Mehmet beyden bir alim hoca istemiş o da Münif Paşanın babasını tavsiye etmiş,,

Birde Bağdatlı İsmail Paşanın Keşfi zünun’e zeyi olarak yazdığı Arapça Hadıyatil Arifîn adlı eserinde (Cilt 1 sahife 632) “Fazıl ve edip bir kimse olan Antepli Tahir oğlu Abdülnafi öğretmen olarak 14 sene Mısırda oturup 1266 da burada öldü. Türkçe divanı vardır” der.

Abdülnafi efendi hakkında bildiğimiz yazılı malumat bundan ibarettir.

Şer’i mahkeme sicillerini incelerken diğer Gaziantep meşhurları gibi Abdülnafi efendi hakkında da tesadüf ettiğim bilgileri kaydede gelmekteyim. Şimdiye kadar tesbit ettiğim şunlardır:

Sonraları Maraş ve Sivas valisi olan Uşaklı Mehmet Paşanın Antep mütesellimi bulunduğu sırada yaptırdığı Nakşibendi tekyesi için tanzim ettirdiği 12.Ramazan 1235 tarihli vakfiyeye göre Abdülnafi efendiye evlat evlada geçmek şartı ile mütevelli tayin ediyor. Aslı Doktor Nizamettin Özgülde bulunan bu vakfiyede babasının adı Tahirdir. Alim ve Hafız yani kur’anı ezberden bilenlerdendir.

Abdülnafi efendi mütevelli nasbından 27 sene sonra Vakıf tarafından karısı ve çocuklarıyle birlikte Antep’i terkettiği, öldüğü mütevellilik işi muattal kaldığından çıkarılarak yerine tekyenin şeyhi olan Mehmet Bahaeddin efendi mütevelli tayin edilmiştir. (Şeri mahkeme sicilleri Cilt 144, sahife 275 ve 276)

Vakıf Mehmet Paşa bu neticeye varmak için önce Maraş Naibi Mehme Sadık efendi huzurunda yukarıda bahseylediğimiz gerekçe ile bir azil ve mütevelli tayini zaptı tanzim ettiriyor. Bu vesikanın tarihi 25.Sefer.1262 dir. (Şer’i mahkeme sicilleri Cilt 144 sahife 275) Bunu takip eden sahifede Antep mahkemesinin Abdülnafi efendiyi azil ve Mehmet Bahaeddin efendiye mütevelli tayinine ait karar vardır. bu kararda tarih olmamakla beraber 1262 sefer ayının sonunda veya Rebüyülevvel başlarında olması icap ediyor.

Şu müsbet bilgi karşısında Bağdatlı İsmail Paşanın kaydeylediği ölüm tarihine iltifat etmeye imkân yoktur. Ölüm tarihini 1262 veya daha önce kabul edersek İsmail Paşanın, Abdülnafi efendinin 14 sene Mısırda kaldığı hakkındaki kaydı sarsılıyor. Zira 5 Zilkade 1250 tarihli (Şeri mahkeme sicilleri Cilt 143 sahife 85) bir kararda Abdülnafi efendinin şahit olarak bulunduğunu okumaktayız.

Abdülnafi efendi Mısırda bulunduğu sırada bir kız çocuğu oluyor. Kendine haber verilince daissılanın kucağında sıkıntılı günler geçiren merhum “Adını Kara günlü Kara Fatma koyun” der.

Kültür Dergisinin 43 ncü sayısında yayınlanan Koca Battal ve Karagöz Camii adlı yazımda Kara Güllü Fatma hanımı Ali Elginden naklen Münif Paşanın annesi olarak kaydetmiştim. Bu yazımı okuyan adliye katiplerinden Mahir Çengel, annesinin ifadesini atfen, yukarıdaki düzeltici bilgiyi verdi.

Şer’i mahkeme sicillerindeki bilgiye göre, 20.Recep.1298 (Cilt 150 sahife 207) günlü bir vesikada anne annemin bir dükkanını Münif Paşanın hemşiresi Fatma hanım tarafından satın alındığı kayıtlıdır. Bu belge Mahir Çengeli doğruluyor.

Abdülnafi efendinin Türkçe bir divanı bulunduğunu Hadiyatil arifinden aldığım satırlarla belirtmiştim. Sayın Ömer Asım Aksoy bu divanın bir nüshasının bulunduğu yeri keşfeylemiştir. Bu nüshanın ziraat bankası müdürlerinden Fahri Baykal’ın özel kitaplığında iken ölümü ile mirasçılarına kaldığını ve Antep kitaplığı için elde etmeye çalıştığını sayın Aksoy’un bana yazmış olduğu bir mektuptan öğrenmiş bulunuyorum.

Ne yazıkki koca bir divanı bulunmasına rağmen bugün ortada iki tarih beytinden başka hiçbir parçasına malik değiliz.

Bu tarih beytlerinden Ali Nacar Camiinin kapısı üzerindeki:

Abdest al nafia bu camie tarih oku

Eylersen babı mevlaya duhul essela 1231

Mihrap üzerindeki:

Dü destin ref ile tarih oku Nafia ol amade

Hulus ile niyaz eyle bu mehrabı mücellada 1233 (dir. Gaziantep Kitabeleri sayfa 10)

Gerçi bu iki tarih beytinin Münif Paşanın babası Abdülnafi efendiye ait olduğu kesin olarak söylenemez. Rivayet bu yoldadır. Aksi isbat edilinciye kadar böyle kabul edeceğiz.

Fotoğraf: Cemil Cahit Güzelbey

Fotoğraf: Gaziantep İlköğretim okulu öğretmenleri bir arada