GÜL

Gül koydum gül tasına;

Hayadın[1] ortasına

Beni yardan ayıran

Sürmesin haftasına

Güller açar yaz olur,

Bülbül sesi saz olur.

Bazan: (Bahçede kiraz olur) denir.

Dedim: Yar, bir bus ever;

Dedi: Âşık (a) az olur.

Gül topladım bir deste.

Mektup yazdım üst üste.

Işittim yar evlenmiş,

Oldum yürükten[2] haste.

Gülüm; kurutmam seni,

Suda çürütmem seni,

Tenim yerde çürüse

Gene unutamam seni.

Gül verdim, çiçek verdim;

Kadife, ipek verdim;

Ne istedinse oldu,

Muradına hep erdin.

Muradına ermeden,

Bir gül olsun dermeden,

Gitti Ayşe gülmeden,

Sevgisini vermeden.

Sevdamı dedim güle,

Gül anllatı sünbüle.

Sünbül vefasız çıktı,

Haber Verdi bülbüle.

O güldür, ben sünbülüö;

O lâle ben sünbülüm.

Yakında kavuşuruz,[3]

Kalmadı tahammülüm.

Mor menekşe, mor sümbül,

Bahçemde öter bülbül.

Elin olsun çiçekler,

Bana yeter bir tek gül!...

Sen gül ol, bende diken,

Önünde hep diz çöken,

Varmı benden başkası

Senin kahrını çeken?..

Yayla gülü nedendir?

Çiçeği kendindendir.

Hep benim çektiklerim

Yarimin derdindendir.

Kaşlarım karasına,

Gül koydum arasına.

Bilmem ne ilâç edem[4]

Yüreğim yarasına...

Toplayan: C. GÜÇYETMEZ


[1] Gaziantep’te (avlu) anlamında olan bu kelime Kiliste de Arapçası olarak. (Havuşun ortasına) diye kullanılmaktadır.

[2] Derdinden dahi denir.

[3] Duğrusu: kavuşaydık

[4] “edeyim” diye kullanılmaktadır.