(Sayfa 14 den devam)

Bunlarla anbarın kapısını kırdım. On üç çuval arpayı aldım. Getirdik. Gece orada yattık. Sabahleyin kalktık. Karababa cephesine gittik, ilerde gözcü olarak düşmanın kazıklı istikametine geçip gittiğini gördük. Bizim toplar geldi. Yetişti Fikri bey’de Karabeymelik sırtlarını tutması için emir vermiş. Hasan Basri beyin kumandası ile toplar ateşe başladı. Piyade bu sırada ateş etmiyordu. Gece kaşıklı sırtların lüzum görülen yerlerine toplarımız yerleştirildi. Bizim top ateşinin başlaması üzerine her taraftan top ve tüfek ateşleri başladı. Ancak Sinep suyuna doğru silah sesi kesildi. Bundan sonra düşmanın bir batarya şiddetli top ateşine maruz kaldık. Onların topu dört, bizim topumuz iki tane idi. Düşman top ateşinin himayesinde nakliye kolunu Kilise geri göndermeye devam ediyordu. Bu sırada Fikri Bey batı tarafından yanında bulunan iki topu ile düşmanı yan ateşine tutuyordu. Bunun üzerine Düşmanın topları Fikri Bey’in bulunduğu yöne devamlı ateşe başladı. Bu karşılıklı ateş bir müddet devam etti. Sonunda Düşman nakliyesi Kilis’e gitti. Biz döndük. Ulu masereye geldik. Kumandan Recep Bey burada yatalım dedi. Köyü evvelce boşaltmış olduğumuzdan içinde insan yoktu. Bunun üzerine halkı olmayan köye nasıl misafir olalım dedi ise de şu saman ve odun bize yeter bizim yiyeceğimiz var diye köyde kalmayı kabul etti. Ertesi günü ikindi zamanı idi. Düşman tarafından keşif maksadiyle gönderilen bir uçak Ulumasere köyü üzerinde havada iki kere dolaştı sonra gitti. Askerlerde o gece burada yattılar. Sabahleyin kalktılar hareket ederken Kumandan Recep Bey benim de kendileriyle birlikte gitmekliğimi hatta bana Yüzbaşılık rütbesini verip önemli görevde bulunduracağını söyledi. Ben siz bilirsiniz amma benim burada bulunup sizing gibi gelen Kumandanların emrinde bulunmam daha doğrudur. Vatanıma daha iyi hizmet etmiş olurum dedim. Bunun üzerine öyle ise sen burada kal dedi.

HADİSE 5: (İKİZKUYU SAVAŞI)

Bundan sonra Fransızlar Antep’teki karargah ve kuvvetlerini takviye etmek üzere gönderdikleri nakliye kollarını Kilis yolundan değil Akçakoyunlu yolundan göndermeye başladılar. Akçakoyun civarına önemli siperler kazdırdılar ve karargah kurdular. Antebe doğru nakliye kolunu yola çıkardılar. O sırada Genel Antep - Kilis ve Akçakoyunlu bölgeler askeri birliklerinin kumandanı Kenan bey idi. Kendisine Kenan paşa derlerdi. Rütbesi Binbaşı idi. Sonradan Tümen Kumandanı ve General oldu. Yani biz kendi aramızda o zaman bazan Kenan bey bazan Kenan paşa derdik, işte o sırada biz Arkık ve Tümp köylerinde çetemizle bulunuyorduk. Kenan Bey Mizar köyünde karargah kurmuş bize takviye olarak yüzatlıdan fazla bir süvari kuvvetinin başında Faik bey isminde bir subayı göndermişti. Hatta bunun Osman bey isminde bir muavini vardı.

Düşman kuvvetlerine karşı Oğuzelinin Karaburun, Harnuba, ve Tilbaşar dağlarına toplarımız yerleştirildi. Faik bey kendi kuvvetleri ile beraber gitmemizi teklif etti. Ben de beraber gittim. Faik bey ilk geceyi Ulumasere köyünde geçirdi sonra Arkık ve Tümp köylerinde yattık. Fransız kuvvetleri Akçakoyunlu’dan İkizkuyu köyüne doğru yol aldığı bir sırada toplarımız şiddetli bir ateşe başladılar. Şiddetli bir müsademe oldu. Düşman çok perişan bir hale geldi. Piyade ateşi batıdan ve top ateşi doğudaki dağlardan olduğu için Fransızlar çok telefat verdiler. Nakliye arabaları yollarda kaldı. Fransızlardan kurtulanlar İkizkuyu batısındaki çukur bir yere sığındılar. Etraf köy halkı araba ve hayvanları yağma ettiler. Fransız kuvvetlerinden arta kalanlar İkizkuyunun batısında Beşdeli tarafında cephe tuttular.

Gece karanlığında da düşmana tacizlik verip onu def etmek için hayli çete toplandık, Fransız üzerine hücuma kalktık. Fakat bu hücum başarılı olmadı. Bir kaç kişi telefat verdik. Hatta köyümüzden iki kişi de yaralandı. Bu gece muharebesi birinci günü akşamı olmuştu, ikinci günü düşmanın hafif top ateşi karşısında Faik bey kuvvetlerini geri çekmişti, o gün bir uçak düşman karargahına doğru geldi. Ve hatta iki kere pike yaparak Fransız karargahına süzüldü ve geri kalktı. Ben o sırada Faik beye düşmana hücum edelim diye teklifte bulunuyordum. Faik bey ise Kenan beyden emir aldım. Geri çekilelim eğer muharebeye devam edersen mesul olursun dedi. Bende teşebbüs etmedim.

Fransız uçağının gelmesi hayra alamet değildi Nitekim Fransız kuvvetleri üzerine kağıt atmasından onlara takviye geleceği anlaşılıyordu. Uçak gitmesinden az sonra Nafak boğazından çok kalabalık bir miktarda askeri kuvvet geldiğini ve muharebe sahasına yaklaştığını gördük, bu kuvvetlerin Fransız kuvvetleri olduğunu anlamamız üzerine Faik bey biz çekilelim dedi. Benden Burç köyüne geçmek için gizli yollar sordu. Hengirmen boğazlarından Kerer üzerinden Elmalı ve Geneyik köyleri istikametinden yola çıktık. Bende süvari idim Ben köyüm hizasına gelince köyüme ayrıldım. Kendisi Burç köyüne kadar yoluna devam etti. Bizden sonra takviye gelen kuvvetler İkizkuyu civarındaki kuvvetlerini alıp şehre girdiler, ancak muharebe sahasında bir çok at araba bırakmışlardı. Ölülerini ortadan kaldırmışlardı, biz göremedik.

HADİSE 6: (KÜFTE GEDİĞİ SAVAŞI)

Oğuzeli ile Orul köyü arasında bir dağ vardır ki buradaki bir tepeye küfte tepesi derler. Fransız kuvvetleri ve nakliyesi bu seferde Akçakoyunlu yolunu terkedip Nizip üzerinden Antep’e kuvvet ve erzak getirmeye başladılar. Bunu üzerine Nizip yolunda tertibat alındı. Oğuzeli Hacar Babilge ve etraf köylerin çetesine ek olarak evvelce adı geçen Sarıt Mezereli Küp Halil ile bana tabi 310 çetemizle birlikte Kilisecik ve Babilge köylerine vardık. Ben Antep’e posta görevi ile ve nasıl bir tertibat alacağımızı görüşmek için Kalo Ahmet isminde Sarıt Mezereli biri ile gittim Başımıza kumandan olarak Çopur namıyle yüzbaşı Kemal beyi verdiler. Birlikte çetemizin bulunduğu yere geldik. Anili Mehmet Ali çavuş’a Şahan ağanın oğlu Mehmet ağaya Gürenizli Yağcı Ahmed’e haber yolladık. Cağdın köyünün Ballı kaya mevkiinde çeteleriyle geldiler. Bizler ise Oğuzelinden öte küfte tepesinde cephe aldık. Yüzbaşı Kemal bey Küfte tepesinde düzen verdi. Burada Oğuzelinden Emin oğlu Mamuş ile Çopur Ali Kiya, Masereli Küp Halil çetelerimizle birlikte, gelecek düşmana karşı mevzi aldık. Bizim cephemiz doğuda ve kuzeyde de Mehmet Ali çavuş ve Babilgeli Osman çeteleriyle bize yardımcı olarak cephe tutmuş bulunuyorlardı. Gündoğduğunda vaziyet böyle idi. Derken düşman Nizip tarafından göründü. Gerek bizim cepheden gerekse kuzeydeki cepheden ateş açtık. Düşman top ateşine başladı. Tüfek ile top ateşine karşı koyamıyorduk. Cephanemiz bittiği gibi arkamızdan bize takviye kuvveti geleceği dahi yoktu. Oğuzelinden dört kişi şehit oldu. Bunun üzerine geri çekilmemizi teklif ettim. Bizim cephedekiler güney tarafta bulunan Zırambaya doğru çekildik. Yan ateşi daha tesirli olacağı için evvelcede bu tertibi teklif etmiştim, Kemal bey dinlememişti. Mehmet Ali çavuş ve çetesi de Cağdına doğru çekildi. Fransızlar Oğuzeline girdiler. Harp sizin toprağınızda oldu diye orada buldukları koyun, sözüm ona sığırları telef ettiler.

(Devam edecek)