ÖNSÖZ

Kurtuluş Savaşında Antep bölgesi halkı, kendi kendilerine teşkilât kurarak, yurdun başka bölgelerinden yardım görmeden, emperyalist istilâ ordularına karşı koymuş ve Türkiyede tek Gazilik unvanını kazanan bölge olmuştur. Gaziantep savaşları çok ilgi çekicidir. Gaziantep savaşının oluşu ve iç yüzünün aydınlanması için, savaşta ödev almış kahramanların hatıralarının tesbit edilmesine ihtiyaç vardır. Senelerden beri savaş hatıralarını tesbite çalışan Gaziantep Kültür Derneğinin bir mensubu olarak ben de, tanınmıyan ve fakat gizli kalmış birçok gerçekleri bilen bir kahramanın hatıralarını tesbite çalıştım. Bugün 78 yaşında, millî mücadelede ise 35 yaşlarında bulunan Ulu Masere (Zeytinli) köyünden Karaca Kiya, Gaziantep Şehrinin güneyinde bulunan çete reislerinden biriydi. Bulunduğu yer, Antep Kilis şosası üzerindedir. Kilis yolu Fransız kuvvetlerinin tek ikmal yolu olduğu için çok önemli idi.

Yurdumuzun düşman istilasına uğraması üzerine, Antep Şehrinde de bir şubesi kurulan Müdafayı Hukuk Cemiyetinin (Heyeti Merkeziye veya Kuvayı Millliye) nin ilk toplantılarından birine Karaca Kiyâ da katılmıştı. Antep Bölgesi Kuvayı Milliye Cemiyeti, Karaca Kıyayı Oğuzeli ile Lohan köyü arasında bulunan 28 köyün çete reisi tayin etmişti. Daha sonraları Antep Kuvayı Milliye teşkilâtı geliştikçe yeni çete reislikleri kurulmuş, Karaca Kiyanın çete reisliği bölgesi 14 köye inmişti.

Gaziantep Savaşının köy ve şehir dışı bölgelerinde geçen kısımları hakkında pek az yazılı bilgi mevcuttur.

Bu hatıraların köy ve şehir dışı savaşlarının nasıl olduğunu araştıranlara daha iyi bir fikir verecektir kanaatindeyim. Karaca Kiya hatıralarını, sekiz kısma ayırmaktadır. Savaşın başından sonuna kadar Kilis yolunda cereyan eden hatıralarına 8 hadise ismini vermektedir. Sözü Karaca Kiya’ya bırakıyorum:

HADİSE: I KİLİS-ANTEP YOLUNUN KESİLMESİ ve ŞAHİN BEYİN ŞEHİT OLMASI

Birinci Dünya savaşı sonunda Osmanlı Devleti Harpte yenilmişti. İngilizler, Halep vilâyetine bağlı bir sancak olan Antep’i işgal etmişlerdi. Düşman, halkı sindirmek ve karşı koyma azmini kırmak için, yol kavşaklarına ağır makinalı tüfek yerleştirmişlerdi, onaltı gün müddetle dükkânları kapatarak halktan türlü hilelerle silâh olabilecek her şeyi toplamaya çalışmışlardı. Ancak Halkımız bunun bir kısmını dağa ve bağa saklamayı becerdi. Anlaşma üzerine İngilizlerin yerine Fransız birlikleri aldı ve İngiliz birlikleri şehri terkettiler. İlerden beri hür yaşamış Antep Halkı Türk ordusunun desteği olmadan, kendi kendisini savunmak zorunda kaldığını anlamıştı. Bunun üzerine şehirde Müdafayı Hukuk Cemiyeti kuruldu. Müdafaa Hukuk Cemiyeti Antebi bölgelere ayırdı. Köylerin savunmasını çete denilen silahlı, azçok harp görmüş gözü pek savaşçı kimselere ve ve şehrin savunmasmıda semt semt ayırdığı semt reislerine bıraktı. Müdafayı Hukuk Cemiyetinin ilk başkanı Ferit efendi isminde bir zat idi. Müdafa hukuk cemiyeti, ayırdığı bölge ve semtlerden davet eylediği çete ve semt reislerine malen ve bedenen çalışıp çarpışacaklarına Kuran üzerine yemin ve ant içiriyordu. Herkes gibi bu işten dönmemeye kararlı idik ve merkezim Ulumasara köyü olarak teşkil ettiğim cephede bana ve emrime 28 köy verilmişti. Benim köyüm olan Ulumasara karargahım idi. Antep merkezinden gerektiğinde bana erzak gönderilirdi. Şehreküstülü Onbaşı Abdurrahman isminde bir nakliyeci daima erzak ve silah getirir bende teslim aldığıma dair bir makbuz verir, Ferit efendiye salardım. Karargahda kâtip olarak Kuzanlı mahallesinden köftehor Tahsildar Mustafa Efendi bunları yazar not eder makbuzları da o keserdi. Yaptığımız ve kurduğumuz cepheden hiç bir Fransız nakliyesi veya yardımı şehre giremiyordu. Bulunduğumuz yer Kilis-Antep şosesi üzerinde idi. Şehirdeki Fransız kuvvetlerini beslemek, silah erzak yetiştirmek için Fransız Üst kademeleri tedbir düşündüler, gönderdikleri ilk nakliye birliğini Kertilde karşılamış geri göndermiştik. Yol üzerinde Fransızlar, çok miktarda nakliye atı telafet vermişlerdi, insanca kayıpları yoktu. Ancak bu çatışmada çetelerin belli bir başı olmadığından intizamsızlık içinde idi. Bunun üzerine ben Antep’e gittim. Bize bir Kumandan verin dedim kabul edildi. Kilis-Antep şosası Fransızların tek ikmal yolları idi. Bu yolun kesilmesi şehirdeki Fransız birliklerini iaşesiz bırakacaktı. Mülazımı evvel (Üsteğmen) olarak birinci dünya harbinde savaşarak esir düşen Şahin Bey Ocak 1920 de köyümüze geldi. Şahin Bey, Ulumasarada karargah kurarak çeteleri başına topladı, Antebin güneyindeki köylerde de çavuş ve onbaşılar idaresinde çetelerden birlikler teşkil etti. Onbaşı, askerliğinde onbaşılık etmiş bulunan, çavuşda çavuşluk etmiş olan kimselerdi. Bu işleri on iki günde bitirdikten sonra, Şahin Bey çetelerini emrine alarak Kilis yolu üzerinde cephe kurarak burayı geçecek ve Antepteki birliklerine yardım götürecek Fransız birliklerine karşı tuttu, telgraf hattını kesti. Benide Ulumasaradaki karargâha kumandan olarak tayin etti. Antep’ten ve köyden gelen çeteleri, eephane ve erzakı istedikçe bana gönder dedi. Emrime posta tayin etti. Gelen emirleri ihmal etmeden bu postayla kendisine ulaştırıyordum. Lüzum gördüğüm yerlere yine kendisinin emirleri üzerine istihkâm (siper) kazdırdım. Şahin bey Araphüyüğü civarında iydeli dere denilen yerde çadır kurmuştu. Şahin bey geldikten sonra Fransız kuvvetleri Şubat 1920 başında Antep’e geçmek için Şahin bey kuvvetleri ile çarpışdı ve geri dönmek zorunda kaldı. Bundan on üç gün sonra tekrar Fransız birlikleri bir tank, 8 makinalı tüfeki1000 piyade ile geldiler. Şahin bey Kızıltepe (Kızılburun) da cephe tutarak yaptığı çatışmadan sonra Fransız kuvvetlerini geri Kilise dönmek zorunda bıraktı.

Mart, 1920 ayında Fransız kuvvetleri bu defa 6000 kişi ile büyük bir konvoy halinde yine gözüktü. Ağır silahlar ve toplar ile desteklenmiş büyük nakliye kolunu geri döndürmek görevi oldukça zor idî, Çünkü ateş kudreti çok üstün ve sayıcada üstün düşman kuvvetine tüfekten başka silahı olmuyan az sayıda talim görmemiş çetelerle karşı koymak gerekiyordu. Bununla beraber Kızılburun ile iydeli dere arasında silah ve sayıca üstün olan düşmana karşı duruldu ve çarpışma başladı. Şahin bey çeteleriyle birlikte geri çekilmeye. mecbur kaldı. Oyalama muharebesi yapılarak Kertile gelindi. Burada Fransız kuvvetleri vaktin akşam olması ve şavaşın akşama kadar devam etmesi sebebiyle Kertilden yarım saat yaya mesafede Kazıklının karşısındaki bir pınarın başında konakladılar.

(Devamı gelecek sayıda)