Vakti ile Gaziantep’te çıkan (Gazi Sancak) gazetesinin 8 şubat 1339 (1923) sayılı fevkalade nüshasında aynen:

Harpten sonra

Baktım:

İnsanlar konuşuyor, büyük yangının husule getirdiği hasarı, taraf taraf anlamaya çalışıyor. Tâb-ü tüvana kesilen beşer, bazen bir daşın üzerine oturarak, başı ellerinin içinde derin derin düşünüyor… Tekrar kalkıp birbirine karışan yığınlar altında kalan yolları taharriye başlıyor. ‘’Vilson fenerleri’’ herkesin raşedir ellerinde yıldız böcekleri gibi uçuşuyor, enkaz-ı cihan üzerinde kıvılcımlar gibi kaynaşıyor. Bu zulmet-i kesife içinde ve bu yalancı ziyaların altında âlim, mütefekkir, mütemadin bütün insanların aradığı acaba yine nedir? Hiç şüphesiz birbirinin gırtlağı…

AHMET MUHTAR