Konuşmalarımda sîzleri, bazan hayâlin kanatlarına bindirerek bir dağın yamaçlarında, zirvesinde, bir höyüğün üstünde dolaştırdığım; bir ırmağın kıyısında gezdirdiğim olduğu gibi, bazan da bir kalenin heybetli burçlarına çı kardığım, karanlık dehlizlerine daldırdığım oluyor. Bundan sonra da böyle olacak. Bazan bir mezarlığın ürpertici ortamına gireceğiz, bazan bir lâbrentin korkunç derinliklerine dalacağız, bazan da ayna gibi bir pınarın başına oturacağız.

Bu konuşmamda KUVEYK suyun dan söz açacağım.

Bugün ne suyu ne de mecrası kalan Kuveyk’e, çevre halkı «Halep Arığı» derlerdi. Şunu hemen söyleyelim ki, Kuveyk’le Sacır, zaman zaman biribirine karıştırılmıştır. Bu hal, anne ile kızın biribirlerine karıştırılmaları gibidir. Kuveyk Sacırın üvey çocuğudur. Nasıl anne birlikte oturduğu çocuklarından fırsat bulup kendinden ayrı yaşayan evlâtlarına ilgi gösterirse; Sacır’ın kuveyk’le olan ilgisi de böyledir.

Sacır, tabiidir, Kuveyk ise kısmen sun’i bir yoldan akar. Sacır bâkidir. Kuveyk’in mecrası yer yer bozulmuş içinde suyu bile kalmamıştır.

Sacır, Gaziantep şehrinin batısından Pancarlı veya Sacırbaşı denilen yerden çıkar, Batalhüyük hizasına gelince ad değiştirmeye başlar. Kavaklık deresi, Alleben, Tabakhane deresi, <<karaakar>> adları altında çağlar. Humanızdan sonra altında çağlar. Humanızdan sonra yine eski adını takınır. Nurgana, Bebirge ve Kilisecik köyleri önünden geçtikten sonra Oğuzeli bölgesine girer, Yoluna devamla Çağdın ve hacar köyleriyle Oğuzeli ilçe merkezi olan Büyük Kızılhisar, Zıramba, Tılbaşar, Tılbaşar mezrası Kerin, Yenice, Haral, Vasılı, Hatullu, Kınnap, Rumevlek köyleri önünde geçer, Kemnun tepe yakınlarında millî sınırlar dışına çıkar, Suriye topraklarında Fırat’a karışır. Kaynağından itibaren de önce do ğu, sonra güneydoğu yönünü takip eder.

Kuveyk’e gelince; Başlangıcı Çağdın köyü kuzeyinde Sacır üzerine kurulmuş bir benttir. Ancak yaz ayları yukarılarda tutulan bentler dolayısıyle suyu pek azalırdı Kuveyk’i asıl kaynağı, Sacır’ın sol kıyısında biz tepenin altından çıkan, toprağında bulunduğu Çağdın köyünün adıyla da anılan Akpınardı. Sacır, Güneydoğuya doğru akarken anasıyle dar bir açı teşkil eden Kuveyk’de güney yolunu tutardı.

Böylece Hacar kuzeyindeki bendle tabii yönünü değiştiren su sun-i mecrasiyle yoluna devam ederek Kırkgöz ve Sazgm pınarlarının bir bölümünü alır, Zıramba köyünün batısından geçerek gün batısına bir kavis çizer. İkiz kuyu ile Karacaören köyleri arasında ve Beşdeli köyü güneyinden geçerek Arkık köyü önlerine gelir. Burada batıdan gelen ve Elmalı suyu denilen dereyi de aldıktan sonra tam güneye yönelir. Elmalı suyunun doğal akış yönü doğugüney olduğundan, Arkık köyü önlerinde önemli bir bend kurulmuştu. Bundan sonra Kuveyk, Bekint ve Bakıda köyleri arasından akarken Beşgözden Bahra deresini alır. Daha sonra Kıldan ve Hamurkesen arasındaki boğazdan geçerek ve bu arada batıda gelen Balıksuyu ile birleşir. Daha sonra Solak, Harbete, Tirkişin, Aynafar Vahvin köyleri önlerinden akıp Suriye topraklarına girerdi. Kuveyk’in Balık suyu ile birleştikten sonraki ya tağı doğaldır.

Kuveyk’ten bahseden yazılar, bu suyun Halep, bağ ve bahçelerini suladıktan sonra tarihsel Kinnisriyn harebeleri yakınında Kızılbataklıkta kay bolduğunu belirtirler. Bu arada suyun içiminin pek hoş olduğunu da kaydederler.

Kuveyk’in Çağdın köyünden Kılcan boğazına kadar uzanan sun’i akış yolu ne zaman yapıldı, bunu bilemiyoruz. Ancak 1818 de Halep valisi Hurşit Paşa zamanında Akpınar’dan faydalanma hakkı olan yirmi köylünün bu haklarının kamulaştırıldığını biliyoruz. Bu tarihten sonra kaynağın adı da Paşapınarı olmuştur. Hurşit Paşa, bundan özge Zıramba ve Küçükkaracaören köyleri arasındaki bazı tepeleri deldirerek su yolunu düzeltmiştir. Bu mecranın yapılışında amelenin yediği soğanların kabuklarının kırk kantar olduğu söylenir, Bununla beraber Kuveyk’in en az ikibin senelik geçmişi vardır. Adına Kavaksuyu denildiği gibi, ŞALUS, BÎLUS, SAYFA, SEYKÜYİM, HALEP NEHRİ de denilmiştir.