Dün gece oturdum ta fecre kadar,

Hava mavi gökler berraktı.

Karanlık gitmiş, dağlar ovalar,

Gök arza kurulmuş murassa taktı.

Yer yüzü düm düzdü, gökler alçalmış;

Benden başka herkes uykuya dalmış,

Bazan ses çıkaran bilmem ne kalmış,

Belki de düşen bir sarı yapraktı.

Karanlıkla sükût tutmuş el ele,

Öpücük veriyor ağaçlar yele,

Düdük öttürmeyor bekçiler bile,

Kıpırdayan yalınız iki dudaktı.

Bir ad seçilir bu hıçkırıktan,

Böyle dakikalar geçti aradan,

Bu uzlet içinde yaklaşmıştı tan,

İki horuz öttü bir yıldız aktı.

Kimdi karanlıkta böyle inleyen,

Kendi eninini kendi dinleyen,

Yavaş yavaş çevrem ağardı derken,

Baktımki ağlayan dertli Emraktı.