Yeni Hükümet Programında ziraat kültürünün artırılması, çay, fındık, pamuk ve narinciye gibi mahsullerin geliştirilmesi ve verimin fazlalaştırılması için bazı okullar açılmasına gerçek gözü ile bakılmaktadır. Hatta, Çay Okulu için girişime bile geçilmiştir. Bu iyi salıklar üzerine büyük gelir sağlayan zeytin, fıstık ve üzümlerimiz için de okul açılamazmı? diye düşünüyoruz.

Gaziantep Toprağı ve iklimi Fıstık, zeytin gibi meyveli ağaçların yetiştirilmesine çok elverişlidir. Bir çok yerde ziraate elverişsiz sayılan toprakların aynısı Gaziantep ilindede geniş bir, alan kaplar. Fakat bu işe yaramaz dediğimiz topraklarda Gaziantep’te Fıstık yetişebilmektedir. Fıstık ise en makbul ve daima müşteri bulan bir meyvadır.

Fıstıklarımızın bazan bir kaç yıl üst üste mahsul vermemesine karşılık, Gaziantep Fıstık İstasyonunun bakımın da olan bahçelerden her sene ürün alınması bu düşünceyi ciddi bir temenni haline getiriyor Zira, teknik bir ziraat yapıldığı takdirde mevsimin aşırı olumsuz tesiri bir yana, her yıl mahsul almak imkânı olacaktır.

Üzüm için de aynı düşünce varittir. Bağcılığımızı islah etmek; verimli bir duruma getirmek için bir okul açılması yerinde olur. İtiraf etmek gerekir ki, bağcılarımızın yüzde 90’ı bundân yıllar öncesi dededen bababan kalma usullerle çalışmakta ve ziraat tekniğinden habersiz bulunmaktadır. Bu okullarda yalnız bağın ve fıstığın yetiştirilmesi ve bakımı değil, meyve yetiştikten sonra kurutulması, bağdan satış yerine kadar götürülmesi gibi konular da öğretim programının içine girmelidir.

Defalarca söyledik, yine de tekrarlıyoruz. Bağlarımızın kapladığı alan ve kök sayısı bakımından hiç bir ilimiz Gazianteple boy ölçüşemez. Amma, ne varki hala sökülüp atılamayan ilksel usuller, kök adedi on milyonları aşan bağlarımızdan tam randıman alınmasına engel oluyor. Açılacak okullardan yetiştirilecek teknik elemanlar sayesinde verimin bir kaç kat artacağı muhakkaktır.