Gaziantep Turizm Derneği Başkanlığına

1/2/1963 gün ve 186 sayılı yazıya cevaptır.

Sorulan sorulara aşağıda yazılı olduğu üzere cevap verilmiştir. Ancak, bu karşılıkların hepsini doğru ve kesin telakki etmemek icabeder. Bu ihtirazi kayıt, görgü ve bilgim dışında kalabilecek bazı hususların bulunması ihtimalile ileri sürülmüştür.

1— Çevremizde, Anadolunun bazı şehirlerinde yapılageldiği gibi özel bir festival ve bayram hatırlamıyorum. Bilinenler Sayın Dernek idaresince de malûm bulunan Millî ve dinî bayramlardan ibarettir. Bir de, Peygamberimiz Hazreti Muhammedin doğum gecesi ile beraat, miraç gibi dini inanışlara dayanan günlerin yıl dönümlerin de geceleri mevlüt okutulmak suretile tertiplenen özel ve basit törenler vardır. Bunlardan başka, çok vakit yazın ve sonbahar aylarında bir bölüm köylülerin bazı ziyaretgâh yerlere topluca giderek kurban kestikleri, bir arada yiyip içip eylendikleri ve bir günlük ve gündüze münhasır toplanmalar müşahade edilmiştir ki, bunlar daha ziyade dinî mahiyet arzeder. Turistik bir toplantı ve festival olarak mütalaa edilemez.

2— Çevremiz hakkında bilgi veren epeyce kitap, broşür ve dergi mevcuttur. Bunların içinde turistik bilgi demetleri de vardır. Ancak, sırf turizim maksadını güderek özel surette hazırlanmış bir eser hatırlamıyorum.

Gaziantep ve çevresi hakkında en geniş bilgi: 1939 da Halkevi tarafından çıkarılan ve on sene devam eden Başpınar Dergisi kolleksiyonu ile 1957 den beri Gaziantep Kültür Derneği tarafından yayınlanan ve halâ neşriyatına devam eden Gaziantep Kültür Dergisindedir. Bunların arasına Mahmut Oğuz Göğüş tarafından Mayıs. 1962 ayından beri çıkarılmalıda olan (Her yönü ile Gaziantebi Tanıtıyoruz) adlı dergiyi de katmak gerektir. Bunlardan başka 1935 Yılında yine Halkevi tarafından çıkarılan Gaziantep Halkevi Broşürü, 1959 Yılında Naci Kökdemir adında bir zatın tertip ve neşrettiği Adım Adım Türkiye Dergisinin Gaziantebe ait kısmını da sayabiliriz. Bir de Halkevi ve Gaziantep Kültür Derneğinin sayıları elliyi geçen kitap yayınları vardır ki, yukarıda arzettiğim gibi içinde Gaziantebi çeşitli yönlerden tanıtan bilgiler bulunmaktadır. Gaziantep İli Plânlama Komisyonunun Turizm Komitesi tarafından hazırlanmış bir rapor var ki; bölgemiz hakkında turizim bakımından esaslı bilgileri ihtiva etmektedir. Bu raporun aslı Vilayet makatnındadır ve Plânlama Komisyonun diğer komitelerinin raporlarile birlikde Gaziantep Kültür Dergisinde yayınlanacaktır.

3— Amerikan Hastanesinin sayısı bir kaç kişiyi geçmeyen personel ile, üç beş haneden ibaret bulunan Yahudileri bir yana bırakırsak, çevremizde hiç bir gayrimüslüm bulunmadığından bunun sonucu olarak bu gün kullandıkları tapınakları da yoktur. Ancak, Fırat Sahillerinde yerden bir kaç metre yükseklikde kayadan oyma ve Hıristiyanlığın ilk çağlarına ait olduğu sanılan Manastır ve mabetler vardır ki, turistik önem taşımaktadır.

Fıratla Merzimen Çayının birleştiği yerde, kâin Rumkale, diğer adile Zoğma, Ermenilerin Sürp Serkis makamı bulunmaktadır. Burası Birinci Dünya Harbinden önce Dünyadaki Ermeni cemaatinin ziyaret ve ibadet için geldikleri önemli turistik bir yerdir.

Dülük Baba Tepesinde Jupiter ve Teşüp Tanrılarına ait mabetlerle, hırıstiyan tapınaklarının harabeleri bulunduğu söylenirsede halen ortada göze hitaben bir eser mecvut değildir.

4—Bölgemizin çadırlı, barakalı veya toplu kamplara elverişli yerlerin başlarında Sofdağı gelir. Bu yerin özelliği havasının ve görüş açısının önemindendir Doğudan batıya doğru uzanan Sof Yaylasında düzünelerle pınarlar, bağlar, bahçeler mevcuttur. Sof yalnız Gaziantebin değil, Güneydoğunun en güzel kamp yerlerinden ve tatil köyü kurulacak mahallerinden birisidir. Biraz para harcanıp, düzenlenir, yolu yapılırsa, şöhretli Soğukolukdan daha iyi ve güzel bir kamp, turistik dinlenme yeri olabilir.

Yine kamp yeri olarak Orul Köyü yakınında, yamacında güzel bir pınar fışkıran Şeyh Mehmet Baba Türbesinin bulunduğu tepe, Nizibin, böğründen yine bir pınar kaynayan Taşbaş Tepesi yamaçları genel olarak Sofdağınııı eteklerinde, yanıbaşında kaynaklar çağlayan köylerle, Burç, Güce ve Sam Köyleri, Sacır Vadisi üzerinde Nurgana, Bebirge, Kilisecik, Cağdın, Hacar, Zırambaya bağlı Güzel Köy ile Dülük Köyü önünden akan ve sonradan Nizip Çayı adını alan suyun üzerindeki Dülük, Karahüyük, Etebek, Keret, Hıyam Köyleri hep kamp yeri olmağa elverişli ve ayrıca tabii güzellikleri bulunan mahallerdir. Gaziantebin batısında vaktile ünlü bir mesire yeri olan yakın zamanda Petrolcü Amerikalıların kamp kurduğu Kadı Değirmeni sırtları ile kışlık kamplar için Fırat sahillerini de saymak gerektir.

İslahiye Bölgesinde Hınzırlı yaylası ve eteklerinde emsalsiz kamp yerleri bulunmaktadır. Bu arada Kabaklar, Tandır, Kopacağız, İntilliyi sayabiliriz.

5— Eskiden şehre yakın her pınar bir meydanlıkla ve ağaçlıkla çevrili bulunmakda idi. Şimdi ne yazık ki, bu kaynaklara komşu gayrimenkul sahipleri, meydanları kendi arazilerine katmak suretile bir yolcunun barınabileceği yer bile bırakmamışlardır. Bununla beraber, varlığı Sayın Dernek İdaresince de malum bulunan Kavaklık ve Başpınardan maada; Humanıs, Dutluk ile bir kısmını dördüncü maddede sıraladığım şehre yakın köyler eskiden beri Gaziantebin mesire ve eylence yerleri arasındadır. Şöhretli Alleben son senelerin kurak gitmesi sebebile gerek Kavaklıkdan akıp gelen, gerekse çevresine serpili pınarlardan akan suların kururnasile mesire ve eylence yeri olmak durumunu kaybetmiş gibidir. Ayni sebep altında bu derenin iki yanındaki sulu ve bahçelik arazi de kıraç birer tarla haline gelmekle eski mesire yeri olmak özelliğini yitirmiştir. İki yıldır yağışlı giden havalar rahmetini biraz daha artırırsa, belki eski önemini kazanabilir. Son yıllarda şehir çevresindeki bağlar ve tarlalar, hayvanla işler dolap ve santrfujlarla yeraltı sularından istifade edilerek ağaçlık ve bahçe haline getirilmekde, sayfiye evleri yapılmakda ve böylece özel mahiyette mesire yerleri doğmaktadır.

Bu konuda şunu kesin olarak söyleyelim ki, Gaziantep bir taşralı veya turistin ailesi ile birlikde gezeceği, eylenip oturacağı idaeal bir mesire yerinden mahrumdur. Ancak, emek ve para ile mükemmel yerlerin kazanılması mümkündür. Örneğin Kavaklık Mesiresinin İslahı Güneydoğunun en güzel mesire ve eylence yerlerinden birisini doğurabilir.

Av hakkındaki sorunun en doğru ve isabetli cevabı şüphesiz avcılardadır. Bununla beraber bnlgemizde en rağbette olan avcılığın keklik, bıldırcın, üvyk, ördek, toy turaç ve tavşan avcılığı olduğu bellidir. Yumurtlama ve doğurma olan bahar ayları dışında her mevsimde av yapılabilir. Amma, tavşan ve keklik avları daha ziyadı yaz, sonbahar ve kış aylarındadır. Üveyk, yazın ve güzün ilk ayında avlanır. Bıldırcın ve turaç sonbaharda, ördek kışın, toy her mevsimde avlanılmaktadır.

Keklik daha ziyade mıntıkamızın arızalı kısımlarında bulunur. Tavşana hemen her tarafda raslanır ve avı yapılır. Ancak, tazı avı için ovalar, arızası fazla olmayan arazi tercih edilir. Üveyk en çok kavaklıklarda barınır. Bıldırcın pamuk tarlalarında, turaç İslahiyenin çeltik ekili tarlalarında bulunur ve orada avlanır. Toy daha çok ekili tarlalarda eyleşir. Ördek avı Oğuzeli Aynafar Suyunda, Sacır boyunda ve İslahiye bölgesindeki sularda bulunur.

7— Mıntıkamızda balıkçılık diye ayrı bir meslek kolu yoktur. Yalnız Fırat kıyılarında dalyanla balık avlanıp satan ve bununla geçinen az miktarda kimseler vardır. Ancak, bir çok özel kişiler balıkotu, dinamit ve olta ile bölgenin akar sularında zevk için balık avlarlar. Hu suların belli başlıları Fırat, Sacır, Nizip Çayı, Karasu, Merzimen Suyu, Tüzel ve Elmalı sularıdır. Son yıllarda kuraklık sebebile bu sulardan bir kısmı kurumakda bir kısmı da bentler vasıtasile alındığından kurumakda, böylece av imkânı ortadan kalkmaktadır. Tüzel suyu, Elmalı suyu, Sacır, Nizip Çayı bunlardandır.

Durum bilgilerinize sunulur. Saygılarımla.

7.2.1963

Gaziantep Kültür Derneği Araştırma ve Yayın Kolundan Av. Cemil Cahit Güzelbey