(Sayfa 17 den devam)

şehrimizde yaptırmışlar. Çelik telini de İstanbul’dan getirtiyorlarmış. Bu yaylar halis Alman çeliğinden yapıldığı için de sağlam ve rahat, döşeme kaplamalarını yıpratmıyor ve asgarî on sene dayanıyormış. Ayrıca bu yaylan oto döşemecileri ile mobilyacılara da satıyorlarmış.

Yine Bilginlerin ifadelerine göre bu tip yayları memleketimizde sadece kendileri imal etmekte imiş.

Bilgin Kardeşler ileride de hazır olmak üzere iskeleti dahil komple olarak otobüs döşemeleri yapacaklarmış.

Firma şark vilâyetlerine iş yaptığı gibi şehrimiz ve civar vilâyetlerinin makam arabalarının döşemelerini tamamen kendileri yapıyorlarmış.

YUSUF KARTAL

Bu defa karşımızda genç, fakat seri iş çıkaran bir usta görüyoruz: Yusuf Kartal. 1951’de dayısı vasıtasile tesadüfen döşemeci Mustafa Çakar’ın yanına girmiş. O sırada sadece otomobil, jeep ve kamyon döşemeleri yapılıyormuş. On sene aynı usta yanında çalıştıktan sonra iki sene evvel atölye açmış, ilk defalar aynı bıranşlar üzerinde çalışmış. Bilâhere dokuz ay kadar evvel Abdullah Karuserci, Yaşar Büyüknacar ve eski ustası Mustafa Çakarın tavsiyesi ile ilk defa olarak Necmettin Karuserciye 43 kişilik yataklı otobüs döşemesi yapmış. Bu işini görenler kendisine otobüs döşemesi siparişi vermeye başlamışlar.

Şehrimiz karusercileri daha önceleri döşeme işlerini Bursa ve Düzce’ye yaptırıyorlarmış. Böylece Yusuf Kartal yerli dövizin dış vilayetlere çıkmasına mani olmuş.

Bundan böyle otobüs döşemesini branş olarak seçmiş. Yaptıkları döşemeler Avrupa tipine uymakla beraber arada kauçuk farkı mevcut imiş. Halen bilumum vasıtaların döşemelerini yapmakta.

İleride bir boru kıvırma makinesi ile döşemeyi iskeleti ile tamamen kendisi yapacak. Bu meyanda berber koltukları ile karyola somyası da imal edecek.

MEHMET KISA

1948’de dayısı Sabrı Özsavaş yanında mesleğe atılan ve 1952’de atölye açan Mehmet Kısa da bilumum oto ve ekseriyetle kamyon şoför mahalleri döşemeleri yapıyor. Tavan döşemeleri olmayan vasıtaların tavan döşemeleri yapmayı bir buluş olarak kabul ediyor.

En büyük derdi bir derneğe ve dolayısıyla himayeye ihtiyaçları oluşu. Mesleğinin tekâmülü içinde sanayi sitesi ile kredi teminini elzem buluyor. Bir eski döşemeci de Mehmet Güngör. En yeni firma ise Şerif Özyetkin ile Doğan Seçkin ortaklığı. Şehrimizde halen 11 oto döşeme atölyesi bulunmakta ve bu atöyelerde takriben 50 kişi çalışmaktadır.

MAHMUT ÖZKALENDER

1953 yılında İskendurundan tekrar Gaziantep’e dönen oto tamircisi Mahmut Özkalender Steyr servisini devren satın alıyor. Atölyede birde pompa ayar cihazı bulunmaktadır. Özkalender böyle bir makine ile hiç karşlaşmadığı halde kendi çabaları ile cihazı çalıştırmasını beceriyor. O sırada pompa ayarcısı olarak da tanınıyor. Ancak cihazı 8,9 ay kadar çalıştırabiliyor. Bu cihaz daha evvelce de Haydar Elmanın çalıştırdığı söylenmektedir. Bu pompa ayar cihazı halen Mahmut Özkalender’in tamirhanesinde sahibi tarafından müzelik bir eşya gibi saklanmaktadır.

Bundan sonra ilk pompa servisi de 1956 yılında tesis edilmiştir.

GAZİ TEKİN

1950 yılından beri İzmir ve Adana’da pompa servislerinde çalışan Gazi Tekin 1956 yılında Almanya’ya giderek Stutgart şehrindeki Rubert Bosch Servisinde dört sene çalışıp ihtisas yapıyor. Bu meyanda cihazın sökülüp monte edilmesini esaslı bir şekilde öğrenip, yurda Mazot pompa ayarlama cihazı uzmanı olarak dönüyor. Türkiye’de kendi durumunda bir başka pompacının bulunmadığı ifade ediyor. Tekin, ayni zamanda Alman Bosch pompa ayarlama cihazlarının dünyanın en iyi cihazları olduğunu ifade etmekte..

İngiliz C.A.V. fabrikası yıldız pompalarının ayarlarını İstanbul’dan sonra ilk defa şehrimizde Gazi Tekin yapmaya başlamış. Esasen İstanbul’da da bu tip pompaların ayarına geçen yıl başlanmış.

Ayarlar ise fabrikalar tarafından hazırlanan tek tip pompa için muayene ve değer kartlarına göre yapılmaktadır.

Takım ve malzemeye ihtiyacı olmayan Tekin, 25 bin lira kredi temin edildiği takdirde pompa ile ilgili yedek parçalar getirtebileceğim söylüyor. Halen şehrimizde faal durumda üç pompa servisi var.

FEHMİ KOCALAR

Oto camlarının bombeleştirilmesi Türkiye’de, İstanbul’dan sonra ilk defa olarak şehrimizde yapılmaya başlanmıştır. Bu mevzuda Fehmi Kocalar ve Hasan Ekmekçi birbirini takiben çalışmaya başlamışlar, büyük güçlüklerle karşılaştıktan sonra muvaffakiyetin yolunu ancak bulabilmişler.

Fehmi Kocalar Erkek Sanat Enstitüsü’nden marangoz olarak mezun olmuş ve karusercilik mesleğine atılmış. Bu mesleğe oniki sene hizmet ettikten sonra ihtiyaçlar ona daha başka bir istikbal sağlamış. 1955 yılında Avrupa’dan oto camı ithali durmuş. Bu vesile ile memlekette büyük bir oto camı ihtiyacı hasıl olmuş. Bunu gözönüne alan Fehmi Kocalar mikalı cam yapmak için uğraşmaya başlamış. Aylar birbirini takip etmiş. 1957 yılından itibaren de bombeli camlı vasıtalar gelmeye başlamış. Bunlarında camları piyasada bulunmuyormuş. Bu defa da bombeli cam imali kafasını kurcalamaya başlamış ve emeğini bu konuya dökmüş. Karuser işinden kazandığı parayı camcılığa yatırmaya başlayarak maddi durumuda yavaş yavaş çökmeye başlamış.

(Devam Edecek)