Sof dağında kurulacak, televizyon istasyonu öncelikle yapılmak üzere 1.5 milyon TL ödenek plana alınmış. Şimdi iş kaldı yola. Yol hangi yönden gitmelidir? bu konuda duyduklarımızı, açıklamadan önce Sof’a ilişkin bilgi verelim.

Sofun Özellikleri

Uzaktan, batıdan doğu yönüne doğru bir çizgi gibi uzanan dağın üzerinde ovacıklar, tepeler, vadiler, 10 kadar pınar bulunmaktadır. Sof’un asıl özelliği üzerinde bulunan bir kale kalıntısı ile kurumuş bir göl yerinin bulunmasıdır.

Kalenin ne zaman, kimler tarafından kurulduğu çevremizdeki diğer kaleler gibi kesin olarak bilinmiyor, bunu yapılacak arkeolojik sondaj ve incelemeler ortaya koyacaktır. Ancak son olarak 1790 yıllarına doğru Nuri Mehmet paşa tarafından onartılarak karargâh haline getirildiğini Şeri mahkeme sicillerinden öğreniyoruz.

Göl, Sofalıcı köyünün üzerindeki (Alıcı Sofu) denilen bölümünde iken orta yerinin delinmesi ile suları çekilmiş, kurumuştur. Bugün suların çekildiği delik korkunç görüntüsüyle durmakta, çevrenin yağmur ve pınar suları buraya dökülmektedir. Eğer bir gün masrafı göze alınır da delik tıkanır, bugün özel mülkiyet konusu olan eski göl yeri istimlak edilirse, Alp dağlarındaki gibi şip şirin bir dağ gölü ortaya çıkar.

Turistik Sof Tesisleri

Yolunun yapılması, gölün ihyası, pınar başlarına güzel gazinolar, moteller, köşkler, zaruri ihtiyaç maddelerinin sağlanması için bir kaç dükkân yapılırsa, böylece Sof Dağımız Güney doğunun Ulu dağı, Türkiye’nin sayılı turistik yerlerinden biri olacaktır.

Birinci dünya savaşından önce Gaziantep’in, hatta Halep’in ileri gelen kimi kişileri yaz ayları girdimi aileleriyle birlikte buraya gelir, aylarca kalırlarmış. Hatta Gerdek pınarının başına Ermeniler, öbürlerine de Türkler konarlarmış. Sofu bu kadar öğüşüm, Türkiye’nin sayılı turistik yerlerinden biri olacaktır deyişim belki bir mübalağa olarak nitelenecektir. Dağımızın diğer özellikleri de vardır. Bu da verem hastalığına en şifalı bir yer olması, burada doğal bir Ciğer Temizleme gerecinin bulunmasıdır.

Ciğer Temizlenmesi

Bir kaç gün önce İstanbul gazetelerinden birinde Tıpta yeni yeni bir aşama olarak Kronik Bronşit ve Astım hastalıkları ile fazla sigara içmeden ötürü zamanla meydana gelen bronş tıkanıklıklarının özel bir cihazla tedavi edildiği, giderildiği açıklandı. Haberden anladığımıza göre bu işte ana rolü oksijen gazı oynamaktadır. Bu salık, bana, Sof dağını ve bu dağ hakkında eskiden yayınlanan bir haberi ansıttı.

Çeşitli nedenlerle daha önce ayrı ayrı zamanlarda yerli gazetelerde belirttiğim gibi vaktiyle Gaziantep Amerikan hastanesinde çalışmış bulunan bir doktorun bu memlekette çıkan bir dergide açıkladığına göre, Sof dağında hava ozonlaşmaktadır. Bu durum havadaki oksijenin iki katlanmış olmasıdır. Böylece özel cihazlarla tıbbın yapmağa çalıştığını doğa yapmaktadır. Bu nedenle Sof’un havası solunum organlarına pek yararlı bir hizmet görmektedir.

Sof Dağı Veremin Düşmanı

Sof’un havası veremin bir nolu düşmanıdır. Yukarıda sözünü ettiğim Amerikan dergisinde çıkıp 1930’da Serbest Fırkanın organı olarak İstanbul’da yayınlanan (Yarın) gazetesine aktarılmış olan yazıda, bu dağdaki havanın özelliği nedeniyle dünya çapında bir senatoryum yapılmasının insanlık için çok yararlı bir davranış olacağı belirtilmişti. Astım ve bronşitin bol oksijenle tedavi edilmesi, bronşların temizlenmesi, Sof’da havanın ozonlaşması hali bu yerde büyük bir göğüs hastalıkları tedavi yerinin açılması gereğini ikinci kez ortaya çıkarmış bulunmaktadır.

Sof’un Yolu

Sof dağı üzerinde bir televizyon kurulması kararı, yıllardır bu yere yol yapılmasına ilişkin istekierimizinde gerçekleşmesini sağlamış olacaktır. Ancak kimi çevrelerde dağa çıkacak yolun hangi yandan gitmesi gerektiği hakkında bir konu ortaya çıkarmıştır. Gerçi ilgililerce yolun geçiş yönü kararlaştırılmış bulunmaktadır. Buna göre Adana asfaltı üzerinde bulunan Büyük Araptar köyünden ayrılıp Çarpın köyünden, Dımışkılı’dan dağa ulaşacaktır.

Başka bir görüşe göre de, yol buradan değil de Sacur’un Gaziantep batısındaki

yatağı izlenerek Simavin-Tıhnatan Yaylacık-Narlıca yönünden geçmesi daha

elverişlidir. Bunlar turistik bir görüşe dayanmaktadırlar. Derler ki: Yol Büyükaraptar-Çarpın üzerinden geçtiği takdirde, ileride turistik önem kazanacak olan dağa çıkacak olanların bir bölüme Gaziantep’e hiç uğramıyacaklardır. Bu ise şehir için iktisadi bir kayıptır. Ayrıca Sacır vadisi daha görüntülüdür. Yapılacak asphalt yoldan buradaki daha fazla köy de yararlanacaktır. Dımışkılıdan Sof‘a tırmanmanın zorluğuna karşılık bu yandan daha kolaydır.

Bence konunun uzun uzadıya tartışmaya tahammülü yoktur. Biz Gaziantepli olarak bu gibi tartışmaların çok zararını gördük. Bu yüzden hükümet konağı yapımı yıllarca geri kaldı. Son örnek kütüphane işidir. Kaldıki dağdaki tesislerin ihalesi yapılmıştır. Hangi yönden olursa olsun bir an önce hemen yapılması gereği baş göstermiştir, ileride Sacur yatağından gidecek yoluda yapmak mümkündür.