Gaziantep’in yetiştirdiği değerlerden bir olan Küçük Hafız’ın, gelecek nesiller tarafından unutulmaması için adının, yeni kurulan mahallelerden birine verilmesini Gaziantep Belediyesinden dileriz.

Gaziantep Kültür

Bundan yıllar önce Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa ordusu ile Nizip-Mizar-Orul arasında karşı karşıya geldikleri vakit, içlerinde Ali Efendi oğullarından ünlü Müftü, Hacı Arif Efendi oğlu Yakup Efendi, Cenani zade İshak Hakkı ve Battal Ağa zade Mehmet Battal beylerinde bulunduğu Antep milisleri Osmanlı kuvvetleri arasında yer almışlardı. Savaş kısa ve çetin oldu. Türk Ordusu, komutanına Kurmay plânlarına önem vermemesi ve teknik hataları yüzünden kazanacağı muharebeyi, yenilgi ile bitirdi.

Antep milisleri, ilkin Orul üzerinden Antep’e yöneldiler, sonra İbrahim Paşa’nın bu yöne yürümesi üzerine de dağlara çekildiler.

Mısır Ordusu Komutanı İbrahim Paşa bir şehir olarak Antep halkının silahlı ip karşısına çıkmasına çok sinirlenmişti. Antep’ten: böyle bir hareket ummuyordu. Sekiz yıl işgalinde bulundurduğu bu şehirde halka iyi muamele etmiş, bir sürede bu şehirde oturmuştu. Bazı dostlar edinmiş, hattâ Kahire’ye çocuklarını okutsunlar diye gönderdiği öğretmenleri de buradan Gaziantep’ten seçmişti. Bu yere ait bir çok iyi anılar saklıyordu. Kendisi de Türk soyadından gelme bir kimseydi. Antepliler neden kendisini değilde Osman Oğullarını tutuyordu. Bunları düşüne düşüne sinirliliği artan İbrahim Paşa:

- Antep’i yıkıp yerine arpa ekeceğim, diye haykırarak atının başını Antebe çevirdi. Öfkesinden kimse yanına yaklaşamıyordu.

Milislerin elebaşılarından Ali Efendi oğlu Yakup esir edilmiş, ayaklarından kendi atına bağlanmıştı. Muhafızların ortasında ilerliyordu Yakup efendi akibetinden çok endişe ediyordu. Paşanın Antep hakkındaki korkunç kararını da duymuştu. Bir kaç yıl önce Ali Bayram oğlu Abik gibi kendini de Antep meydanlarından birinde astırabilir, kestirebilirdi. Bunu kesin bir sonuç olarak düşünüyordu. Ne olursa olsun kaçmagya karar vermişti. Muhafızlardan bir sıyrılabilse idi altındaki emektar atı onu kurtarabilirdi.

Kafile köfte gediğini aşıp Hacar ve Küçükkızılhisar’ın ağaçlık bölgesine inmişti. Ağaçlık bir dönemeci geçiyorlardı. Yakup efendinin aradığı fırsat çıkmıştı. Atı hemen üzengiledi yol kenarındaki bahçeler içine daldı. Sahibinin başına gelenleri sezen asil at, ok gi bi fırladı, binicinin şevkine lüzum kalmadan ağaçların arasından uçtu ve göz den kayboldu. Şaşıran ve arkasından at koşturan muhafızlar boş döndüler. Kaçış olayını işiten İbrahim Paşa, büsbütün sinirlendi ve bu kızkınlıkla hareket hızını artırdı. Antep’e yaklaşırken şehirden gelen küçük bir kafile ile karşılaştı. Önlerinde Antep’te görüşüp tanıştığı Küçük Hafız adında çok yaşlı bir din bilgini bulunuyordu.

İbrahim Paşa’nın Antep üzerine yürüdüğü, şehri yıkıp yerine arpa ekmek için yemin ettiği duyulunca savaşa katılan milisler ve eli silah tutanlar dağlara çekilerek çete harbine karar vermişlerdi. Öbür yandan İbrahim Paşayı yakından tanıyanlar, onu şehre fenalıktan alıkoymak için başlarında Küçük Hafız Hacı Mustafa efendi bulunduğu halde paşayı karşılamayı kararlaştırıp bu maksatla şehirden çıkmışlardı.

Küçük Hafız, yanındakilerden ayrılarak asık suratlı Mısır Komutanının karşısına dikildi. İbrahim Paşa’nın sert çıkışlarıyle başlayan konuşma Küçük Hafızın yumuşak ve mantıklı sözleriyle yavaş yavaş yumuşadı. Paşayı yemininin yerine gelmesi için bir bostan evciği yıkıp yerine arpa ekilmesine razı etti. İşte Gaziantep bundan yıllar önce böylece yıkılmaktan kurtuldu.

Küçük Hafız kendi çağının en ünlü bilgilerindendi. Hasırcızade ağa, ölümü için yazdığı manzum tarihde olayı (Âlimin ölümü Alemin ölama demektir.) Mısraı ile nitelenmiş, İbrahim Paşa tarafından öğretmen olarak Mısır’a gönderilen büyük hemşehrimiz Münif Paşa’nın babası Şair ve bilgin Abdünnafi efendide yazdığı manzum ve tarihli mersiyesinde: onu büyük bir bilgin olarak andıktan sonra, bilgi ve faziletinin çevreyi tuttuğunu belirtmişti.

Küçük Hafız Müftülük etmiş, kendisi gibi bilgili çocuklar yetiştirmiştir. Bugün içlerinde yüksek öğrenimini yapmış veya yapmakta olan bir çokları da olmak üzere toranlarının sayısı bini geçer. Oğlu Mehmet Faik Müftülük, öbür oğlu Nuh Hakimlik etmiştir. Torunu Lâmi Paşa büyük idari görevlerde bulunmuş şair bir kişidir. Başka bir torunu Selim efendi de Balıklı Mescidini tamir ettirmiş, hayır için vakıflar kurmuştur. Savunma savaşlarımızın ünlü şehitlerinden Mustafa Yavuz da Küçük Hafız’ın torunlarındadır.