Gaziantep Müzesindeki Şer’i Mahkeme sicillerini incelerken, gazetecilik tarihimizle ilgili bir vesika ile karşılaştım. Bilindiği gibi, Türkiye’de ilk Türkçe gazete İkinci Mahmut zamanında 1831 tarihinde haftada bir defa yayınlanan (Takvim-i Vekayi) dir. Takvim-i Vekayı devletin resmî gazetesi idi.

Gaziantep Şer’i Mahkeme sicillerinin 142 cildinin 275. sahifesinde kayıtlı bulunan belge sadrazamdan valilere yollanan bir tamimdir. Bunda o zamanki yazı usulü üzere padişah öğüldükten sonra özet olarak şöyle denmektedir:

Padişahın iradesi ile basılmasında ve yayımlanmasında faydalar ve iyilikler olmasından ötürü zamanın vakalarını bildirir Takvim-i vekayı adında bir gazetenin neşrine karar verilmiş ve buna vak’a nüviz Es’ad efendi müdür tayin edilmiştir. Bilcümle vezirler, âlimler, devlet memurları ve Osmanlı Devletindeki eyalet ve sancakların havi olduğu kazaların ileri gelenleri, hakim ve ayanlara dağıtılmak üzere 130 nüsha gönderilmiştir. Haftada bir çıkıp, yıllığı 125 kuruştur. Abone bedellerinin tahsili kendilerine teklif yapılmadan, almağa istekli olanların ad ve sanlarını bildirir bir liste gönderilmesi ve ayrıca gazeteye geçirilmeyi değer (Ahval ve umur’u garibe zuhurunda sıhhatı gün ve tarihle derhal dersaadete) bildirilmesi istenmiştir.

(Mektub-u sani-i hazreti sadaret-penahi) de tarih yoktur. Ancak, bir evvelki ve sonraki vesikalar 1247 tarihini taşımaktadırlar.

Yirmiden fazla şehir ve kasabayı ve milyonluk nüfusu olan koca Halep vilâyetinde sadece 130 abone vardır. bu rakam bugünkü gazete satışı ve okuyucu sayısı ile kıyaslanırsa nereden nereye geldiğimiz anlaşılır.

Yine belgeden anlıyoruz ki o zaman takvimi vakay’ın muhabirleri valiler ve bunlara tabi olan mütesellimler (Mutasarrıf) voyvodalar (kaymakam)’dır.

Sadrazam yani başbakanın mektubunun hemen altında (Gaza’i Ayıntap) başlığı altında onbir kişinin memuriyet ve adları yazılıdır. Bunların Gaziantep’teki aboneler oldukları anlaşılıyor.

Bu kişiler şunlardır:

Müftü efendi, Hakimi şer’i, mütesellim bey Ayan Seydi ağa zade Mehmet bey, Ali efendi zade Yakup efendi, Sakıp Nakıp, Osman efendi, Külli zade Mustafa efendi, Seyfettin zade Osman efendi, Kâhya zade Abdullah ağa, Hacı Arif Ağa, İmam ağa...

Müftü, hakim ve mütesellimin adları, Hacı Arif ağa ve İmam ağanın sıfatları yazılı değildir. Bu tarihte hakim Hatip zade Mehmet Tahir, mütesellim Mustafa ağa adındaki kimselerdir. Müftünün Kabak zade ülemadan Şakir efendi olduğunu sanıyorum. Ali efendi zadeler rahmetli İsak Re’fet emekli noter Hakkı Kuzanlı’nın ailesidir. Bugün Külli zadeler (Aksoy), Kâhya zadeler (Göğüş), Seyfettin zadeler (Şahin) soyadını taşımaktadırlar. Hacı Arif ağaya gelince Bilen ve Çekem soyadını taşıyan ailelerde o devirde yaşamış Arif ağalar bulunmaktadır. Takvim-i vakayi’in ilk abonesi, Hacı Arif ağa bu ailelere mi mensupmudur, yoksa başkası mıdır bunu kestirmek mümkün değildir.

Not: Bu yazının tamamı Sabah gazetesi’nde yayınlanmış olup, dergimize Gazianteple ilgili kısımları alınmıştır.

G. Kültür