İki yıl önce Gaziantep’in imar planı için 20 uzman arkadaşıyla bir süre burada çalışan sayın Ergün Subaşı’nın bizimde desteklediğimiz görüşüne göre: şimdi şehrin ortasında kalan Değirmiçem gibi bir zamanlar tarla halinde iken bugün binalarla dolu nice yerler vardır. Gaziantep şehri esas bakımından tarihi kalenin çevresinde kurularak genişlemiş, ama bu genişleme, önceleri bir takım siteler halinde iken bunların aralarındaki boşlukların dolmasıyla bu günkü hale gelmiştir. Adlarında tarla bulunan iki mahallenin vaktiyle şehrin ortasında birer boşluk, tarla oldukları hiç anlaşılıyor mu? Fazla ötelere gitmeğe ne gerek var? Kozanlı ile Çukur ve Alaybey mahallelerinin arasındaki boşluk dolalı kaç yıl oldu? Şeri sicillerden anlıyoruz ki, bugün Mecidiye bedestenlerinin yeri (Şeyh Musa makberesi) adında bir mezarlıktı. Alinacar Camiinin biraz kuzeyinde (sinner) denilen mezarlıklar başlıyordu. Eski mezbaha karşısında bulunan ekmekçi fırını vaktiyle Emin dede Mescit ve türbesi idi. Bunun hemen bitişiğinde bağlar başlamakta idi. Ve yine Alaybeyli camii’nin güneyinde mezarlıklar başlamaktaydı. Buna karşılık o zamanlar, yani en az 250 yıl önce Hacıbaba’da, evi kahvesi, Dükkânı ile bir mahalle bulunuyordu. Şereküstü ile şehrin asıl ağırık merezi olan kale çevresi arasında oldukça boş yerler bulunyordu. Bütün bu yapısız yerler zamanla çeşitli konutlarla dolmuş, Gaziantep ayrı ayrı dağınık mahallelerden, daha doğrusu birbirinden ayrı sitelerden ibaret iken muhitten merkeze, ana şehrinde merkezden muhite doğru genişlemesi ve büyümesiyle doğmuştur. Gün gelecek Değirmiçem değil, eğer Merkezde bu yurdu idare edenler Gaziantep’i iyice bilmek ve anlamak yeteneğine kavuşurlar, buraya layık olduğu değeri verirlerse 20-30 yıl sonra Gaziantep dış mahallerin evleri Erikçe, İbrahimli, Nurgana, belki Beylerbeyi ve Küçükkızlhisarla birleşir.